Gündem

Yapılaşmaya Açılan Tüm Projelerden Vazgeçilmelidir!

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, şehrin içme suyu kaynakları için tehdit oluşturan yapılaşma projelerine karşı kamuoyunu uyararak önemli bir açıklama yaptı. Yapılan değerlendirmelerde, Sazlıdere ve Ömerli havzalarının kritik su kaynakları olduğu ve mevcut yapılaşmanın bu kaynakları tehlikeye atacağı vurgulandı. Sazlıdere Barajı’nın durumu, TOKİ tarafından başlatılan konut projeleri ve İstanbul’un su arz güvenliği konularında yapılan açıklamalar, kentin su ihtiyaçlarının karşılanmasında yaşanan sorunların ciddiyetini gözler önüne serdi. Özellikle, su havzalarının korunması gerektiği çağrısı, ekolojik dengenin korunması açısından büyük bir önem taşımaktadır.

Makale Alt Başlıkları
1) Sazlıdere Barajı’nın Önemi
2) Yapılaşmanın Su Kaynaklarına Etkisi
3) Kanal İstanbul ve Rant Projeleri
4) Ömerli Havzası ve Tehditler
5) Su Havzalarının Korunması Gerekliliği

Sazlıdere Barajı’nın Önemi

Sazlıdere Barajı, İstanbul’un Avrupa yakasında, 1996 yılından itibaren içme suyu sağlamak amacıyla kullanılan önemli bir kaynaktır. Şehrin su ihtiyacının karşılanmasında kritik bir rol oynamaktadır. Baraj, sahip olduğu depolama kapasitesi sayesinde İstanbul’un 15 günlük su ihtiyacını tek başına karşılayabilme yeteneğine sahiptir. Ancak son dönemlerde, TOKİ tarafından başlatılan konut projeleri, barajın kullanım amacının değiştirilmesine neden olmuş ve bu durum tepkileri beraberinde getirmiştir.

Açıklamada, İstanbul’un artan nüfusunun su ihtiyacının büyük bir kısmının Düzce’deki Melen Havzası’ndan taşındığı, ancak Melen Barajı’nın henüz tamamlanamadığı belirtilmiştir. Bu durum, su arz güvenliğini tehdit eden büyük bir sorun haline gelmiştir. Üstelik, iklim değişikliği ile birlikte yağış rejiminde beklenen değişiklikler, havza alanlarında yapılaşmanın getirdiği sorunlar, şehrin su toplama kapasitesini azaltmaktadır.

Yapılaşmanın Su Kaynaklarına Etkisi

Açıklamanın devamında, Avcılar, Bağcılar, Gaziosmanpaşa, Güngören, Küçükçekmece, Başakşehir ve Esenyurt ilçelerinin su ihtiyacının temel olarak Terkos ve Sazlıdere Barajları’ndan sağlandığı ifade edilmektedir. Bu havzalara yapılacak her türlü yapılaşmanın söz konusu ilçelerin su kaynaklarını tehdit edeceği vurgulanmıştır. Dolayısıyla, bu tür projelerin durdurulması ve mevcut su kaynaklarının korunması, öncelikli hedefler arasında yer almaktadır.

Yapılaşmanın etkileri de oldukça endişe vericidir. İstanbul’daki herhangi bir barajın devreden çıkarılması, mevcut su varlıklarının korunmaması durumunda, büyük zararlar doğuracaktır. Kamuoyuna yapılan çağrıda, yapılaşma projelerinin mutlaka durdurulması gerektiği ifade edilmektedir.

Kanal İstanbul ve Rant Projeleri

Kanal İstanbul Projesi, salt bir su yolu projek olarak görülmemektedir. Bu proje, İstanbul’un çevresine ciddi zararlar verecek bir rant projesi olarak nitelendirilmektedir. Bilim insanları, TMMOB ve diğer meslek örgütleri, ekoloji ve kent örgütleri, projenin getireceği olumsuzluklara karşı tepkilerini dile getirmiştir. Yapılan araştırmalar, su havzalarının korunmasını öncelikli hale getirmektedir.

Projenin güzergahındaki kamu arazilerinde yapılaşmanın başlaması, bu sürecin İstanbul’a olumsuz etkilerini açıkça gözler önüne sermektedir. Özellikle, Arnavutköy ilçesindeki Sazlıbosna mevkiinde TOKİ tarafından yürütülen konut projeleri, Sazlıdere Havzası için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Bu, yaşam kaynağı olan su kaynaklarının daha fazla zarar görmesine yol açmaktadır.

Ömerli Havzası ve Tehditler

Ömerli Havzası, Anadolu Yakasında İstanbul’un en büyük su varlığıdır ve bu bölgenin sanayiye açılması planlanmaktadır. Çevre Düzeni Planı’nda, Tuzla İlçesi, Tepeören Mahallesi’nde kurulması planlanan Biyoteknoloji İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (OSB) için yapılan değişiklikler, önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Oda tarafından açılan dava, bu değişikliklerin iptali için sürmektedir.

Yapılan bilirkişi raporlarında, Ömerli İçme Suyu Havzası’nın korunmasının, kamusal gereklerin ön planda tutulması açısından büyük bir öneme sahip olduğu vurgulanmıştır. İstanbul halkının geleceği için bu alanların korumasının gerekliliği açıkça ortaya konmaktadır.

Su Havzalarının Korunması Gerekliliği

Ekolojik dengenin korunması ve İstanbul’un içme suyu kaynağının tehdit altına girmemesi için su havzalarının koşulsuz şartsız korunması gerekmektedir. 2560 sayılı Kanun uyarınca, su havzalarını kirlenmeden korumak, İSKİ’nin asli görevlerinden biridir. Kamu personeli olarak İSKİ yöneticilerine yönelik başlatılan hukuki süreçler, bu görevlerini yerine getirdikleri için suçlanmalarını gerektirmemektedir.

Çevre Mühendisleri İstanbul Şubesi, İstanbul’daki su varlıklarını tehdit eden tüm girişimlere karşı mücadelesini sürdüreceğini duyurmuştur. Sazlıdere ve Ömerli gibi havsalardaki yapılaşma projelerine karşı hukuk mücadelesinin devam edeceği belirtilmiştir. İlgili makamlara yapılaşma projelerinin sonlandırılması konusunda çağrı yapılmıştır.

No. Önemli Noktalar
1 Sazlıdere Barajı, İstanbul için hayati bir içme suyu kaynağıdır.
2 Yapılaşma projeleri, İstanbul’un su kaynaklarını tehdit etmektedir.
3 Kanal İstanbul projesi, rant projeleri olarak değerlendirilmektedir.
4 Ömerli Havzası’nın sanayiye açılması, önemli bir tehlike oluşturmaktadır.
5 Su havzalarının korunması, ekolojik denge için zorunludur.

Haberin Özeti

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin yaptığı uyarılar, İstanbul’un içme suyu kaynaklarının korunmasının önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Sazlıdere ve Ömerli havzalarının tehlike altında olduğu, yapılaşma projelerinin bu kaynaklar üzerinde geri dönüşü olmayan zararlara yol açabileceği ifade edilmiştir. Kanal İstanbul projesinin de bir rant projesi olarak değerlendirilmesi, ekolojik dengenin korunması ve şehirdeki su güvenliğinin sağlanması açısından hayati öneme sahiptir. Lokasyonlarındaki yapılaşmaların durdurulması ve mevcut su kaynaklarının korunması çağrısı, kamuoyunun duyarlılığını artırması hedeflenmektedir.

Sıkça Sorulan Sorular

Soru: Sazlıdere Barajı’nın su teminindeki önemi nedir?

Sazlıdere Barajı, İstanbul’un içme suyu ihtiyacını karşılamak için kritik bir kaynaktır. 15 günlük su ihtiyacını tek başına karşılayabilme kapasitesine sahiptir.

Soru: Yapılaşmanın Sazlıdere ve Ömerli havzalarındaki etkileri nelerdir?

Yapılaşma, bu havzalardaki su toplama kapasitesini azaltmakta ve kirlenmesine neden olmaktadır. Bu durum, içme suyunun kalitesini de tehlikeye atmaktadır.

Soru: Kanal İstanbul projesi sosyal ve ekolojik açıdan neden eleştiriliyor?

Kanal İstanbul projesi, sadece bir su yolu değil, aynı zamanda ekolojik dengeyi tehdit eden rant projeleri olarak değerlendirilmektedir.

Soru: Ömerli Havzası’nın korunması neden önemlidir?

Ömerli Havzası, İstanbul’un en büyük su varlıklarından biridir ve bu bölgenin korunması, hem mevcut hem de gelecek su ihtiyaçları açısından hayati öneme sahiptir.

Soru: Su havzalarının korunması için ne tür önlemler alınmalıdır?

Su havzalarının her türlü kirlenmeden korunması gerekmektedir. İSKİ’nin asli görevleri arasında yer alan bu noktada, önemli hukuki süreçlerin başlatılması ve projelerin durdurulması elzemdir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu