
Son günlerde Türkiye’deki yargı süreçlerine dair tartışmalar artarken, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nu Silivri Cezaevi’nde ziyaret etti. Ziyaret sonrası basına açıklama yapan Tanrıkulu, İmamoğlu’nun katılmadığı bir duruşmaya ve bu yargılamaların içindeki adil yargılama haklarının ihlal edildiğine dair çeşitli değerlendirmelerde bulundu. Özellikle, İmamoğlu hakkında açılan davaların siyasi bir boyut taşıdığına dikkat çekti ve İBB çalışanlarına yönelik gözaltı ve tutuklama süreçlerine ilişkin endişelerini dile getirdi.
Tanrıkulu, İmamoğlu’nun avukatları ile birlikte duruşmaya katılmamasının nedeninin duruşma yerinin aniden değiştirilmesi olduğunu vurguladı. Bu durum, siyasi davalar ve tutuklamaların adil olmayan bir ortamda gerçekleştirildiği iddialarını güçlendirmiş oldu. Tanrıkulu, Türkiye’nin hukuk sisteminde yaşanan bu tür uygulamaların geçmişten günümüze kadar uzandığını ve siyasi davalarda savunma haklarının ihlal edildiğini öne sürdü.
Makale Alt Başlıkları |
---|
1) Duruşmanın Adil Olmadığı İddiası |
2) AKP İktidarının Sorumluluğu |
3) İmamoğlu’nun Davası ve Siyasi Boyutu |
4) Adli Süreçte Yaşanan Sorunlar |
5) Uluslararası Yargı Kararları ve İhlaller |
Duruşmanın Adil Olmadığı İddiası
Tanrıkulu, İmamoğlu ve avukatlarının katılmadığı duruşmanın Silivri Cezaevi’nde gerçekleştirildiğini ve bu duruşmanın adil yargılama hakkını ihlal ettiğini ifade etti. Duruşmanın yerinin değiştirilmiş olması, avukatların mahkeme salonuna ulaşımını zorlaştırmakta ve duruşmaya katılmalarını engellemektedir. Bu nedenle, İmamoğlu’nun ve avukatlarının bu duruşmaya katılmaya istekli olsalar dahi, duruşma koşullarının adil olmadığını savunmaktadır.
Tanrıkulu, “Duruşmanın yeri, yapıldığı ortam adil yargılama hakkının bir parçasıdır” diyerek, adil bir yargılanma süreci için duruşmaların aleniyetinin sağlanması gerektiğinin altını çizdi. Böylece, hukuk sisteminin meşruluk ve şeffaflık gibi unsurlarına zarar verildiği sonucuna vardı.
AKP İktidarının Sorumluluğu
Tanrıkulu, Silivri’de yürütülen yargılama sürecinin geçmişe dönük birçok olayla bağlantılı olduğunu belirterek, bu uygulamaların sorumlusunun mevcut iktidar olduğunun altını çizdi. “Hafızam beni yanıltmıyorsa, bu kampüs içerisindeki ilk duruşma 20 Ekim 2008 tarihinde yapıldı” diyerek, o tarihten itibaren birçok önemli siyasi davanın burada görüldüğüne dikkat çekti. Özellikle Ergenekon ve Gezi gibi davalarda savunma hakkının ciddi şekilde ihlal edildiğini ifade etti.
Bu tür uygulamaların sürekli hale gelmesi, Türkiye’deki yargı sisteminin nasıl bir siyasi manipülasyona tabi olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda, Tanrıkulu’nun saptamaları, Türkiye’nin hukuk alanındaki sorunlarını daha geniş bir çerçevede ele almayı gerektirmektedir.
İmamoğlu’nun Davası ve Siyasi Boyutu
Tanrıkulu, İmamoğlu’nun tutuklanma ve yargılanma nedenlerinin hukuki değil, tamamen siyasi kaygılarla belirlendiğini vurguladı. “Ekrem İmamoğlu’nun arkadaşları, başkanlarımız, siyasetçiler hukuki nedenlerle değil, tamamen siyasi kaygılarla yargılanıyorlar” şeklinde ifade ettiği görüş, mevcut adalet sisteminin ne denli kötüleştiğine dair önemli bir işaret taşımaktadır. Bu durum, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına gölge düşürmekte ve haksız yere tutuklamalara yol açmaktadır.
İmamoğlu hakkındaki davanın yalnızca şahısları değil, bütün bir siyasi ortamı hedef aldığına dikkat çeken Tanrıkulu, Türkiye’deki siyasi tutuklamaların ve yargılamaların arka planında daha derin ve karmaşık bir siyasi stratejinin yattığını belirtmiştir.
Adli Süreçte Yaşanan Sorunlar
Tanrıkulu, İBB çalışanlarına yönelik son 82 günde 262 kişinin gözaltına alındığını ve 154 kişinin tutuklandığını belirtti. Bu istatistikler Türkiye’deki adli süreçlerin ne denli sorunlu hale geldiğine dikkat çekmektedir. Kamu çalışanları üzerinde baskılar oluşturmanın yanı sıra, bu durumlardaki hukuksuzluk, yargının ne kadar etkisiz hale geldiğini gözler önüne sermektedir.
Tanrıkulu, bu durumun hukuka aykırı olduğunu ifade ederek, Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk devleti ilkesinin nasıl zedelendiğine dair önemli bir hatırlatmada bulundu. Sosyal ve ekonomik baskılar altında kalan çalışanların yaşam standartlarının düşmesi, toplumda daha geniş tepkilerin oluşmasına neden olmaktadır.
Uluslararası Yargı Kararları ve İhlaller
Tanrıkulu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi’nin yargılamalarla ilgili vermiş olduğu kararlara da değindi. “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ‘Gülmez/Türkiye’ kararı ve Anayasa Mahkemesi’nin ‘Karaca kararı’, yurttaşlarımızın haklarının ihlal edilerek başka cezaevlerine sürgün edilmesiyle ilgilidir” şeklinde konuştu.
Bu kararların arkasında yatan sebeplerin hiçbirinin Türkiye’de uygulanmadığını ve bu tür hak ihlallerinin hâlâ sürdüğünü ifade ederek, özellikle üç temel hakkın ihlal edildiğine dikkat çekti: kötü muamele ve işkence yasağı, adil yargılama ilkelerine aykırılık, özel yaşam ve aile yaşamlarına müdahale. Bu ihlaller, hukuk sistemine olan güveni sarsmakta ve toplumda büyük bir hoşnutsuzluk yaratmaktadır.
No. | Önemli Noktalar |
---|---|
1 | İmamoğlu ve avukatları duruşmaya katılmadı. |
2 | Duruşma Silivri Cezaevi’nde yapıldı. |
3 | Tanrıkulu, adil yargılama ilkesinin ihlal edildiğini savundu. |
4 | Son 82 günde çok sayıda İBB çalışanı tutuklandı. |
5 | AİHM ve AYM kararları, hak ihlalleri için hatırlatıldı. |
Haberin Özeti
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yargı süreçlerinin adil olmadığına dikkat çekti. İmamoğlu ve avukatlarının bir duruşmaya katılamadığı ve bu durumun nedeninin duruşma yerinin değiştirilmesi olduğu vurgulandı. Ayrıca, İBB çalışanlarına yönelik gözaltı ve tutuklama işlemlerinin artması, Türkiye’deki adalet sisteminde ciddi sorunlar yaşandığını göstermektedir. Tanrıkulu, yargılamaların siyasi motivasyonlarla yapıldığını savunarak, Türkiye için önemli olan hukuk devleti ilkesinin tehdit altında olduğunu belirtti.
Sıkça Sorulan Sorular
Soru: İmamoğlu ya da avukatlarının duruşmaya katılmaması neden kaynaklandı?
Duruşmanın yerinin aniden değiştirilmesi, avukatların mahkeme salonuna ulaşımını zorlaştırdığı için katılmadılar.
Soru: Tanrıkulu’nun İmamoğlu ile ilgili yaptığı açıklama neydi?
Tanrıkulu, İmamoğlu’nun davalarının tamamen siyasi kaygılarla yapıldığını belirtti.
Soru: İBB çalışanlarına yönelik gözaltılara ne kadar süredir devam ediliyor?
Son 82 günde toplam 262 İBB çalışanı gözaltına alındı ve 154’ü tutuklandı.
Soru: Tanrıkulu, duruşmaların adilliği hakkında ne söyledi?
Adil yargılama hakkının ihlal edildiğini ve duruşmaların görünürlüğünün sağlanamadığını ifade etti.
Soru: AİHM’nin bu konudaki tavrı nedir?
AİHM, Türkiye’deki hak ihlalleri konusunda çeşitli kararlar vermiştir, ancak bu kararların uygulanmadığı belirtilmektedir.