
Son günlerde yapılan protestolar ve bunlara bağlı olarak yaşanan olaylar, toplumsal gerginliği artırmış durumda. Özellikle İstanbul’da meydana gelen gözaltı işlemleri sırasında yaşanan olaylar, kamuoyunun dikkatini çekti. Eğitim hayatının ikinci yılını sürdüren bir üniversite öğrencisi olan Eren Üner, gözaltı sırasında yaşadığı kötü muamele ve işkence iddiaları ile gündeme geldi. Bu durum, hem ulusal hem de uluslararası platformda büyük yankı uyandırırken, mağdurun yaşadığı travma ve hukuk süreci de tartışmalara sebep oldu.
Üner’in sosyal medya paylaşımlarının ardından başına gelenler, emniyet güçlerinin kendi içinde yaşanan sorunları, adalet sisteminin işleyişini ve insan hakları ihlalleri konusunu derinlemesine araştırmayı zorunlu hale getiriyor. Bu olaylar, polis teşkilatı ve hukuk sistemi üzerindeki eleştirileri yeniden alevlendirirken, gençlerin yaşadığı baskı ve tehditlerle, toplumun güvenliği arasında yaşanan çatışmaları gözler önüne seriyor. İşte, Eren Üner’in yaşadığı süreç ve getirdiği iddialar hakkında detaylı bilgiler…
Makale Alt Başlıkları |
---|
1) Eren Üner’in Gözaltı Süreci |
2) İşkence İddiaları ve Suç Duyurusu |
3) Avukatların Rolü ve Görevlerini Yerine Getirmemesi |
4) Cezaevi Sürecindeki Gözlemler |
5) Toplumsal Tepkiler ve Medyanın Rolü |
Eren Üner’in Gözaltı Süreci
Eren Üner, İstanbul Üniversitesi tarih bölümü ikinci sınıf öğrencisidir. Protestolar sırasında yaşanan bir olayın ardından, bazı polis memurları tarafından gözaltına alındı. Bu gözaltı süreci, Üner’in sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşım ve protestolar esnasında polislere yönelik açıklamaları sebebiyle başlamıştır. 24 Mart 2025 tarihinde saat 22:30 sıralarında, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne bağlı polisler, Üner’in evine giderek gözaltı işlemi gerçekleştirmiştir. Bu gözaltı, yasal bir çerçeve içinde mi yoksa keyfi bir uygulama mı olduğu sorusunu akıllara getirmiştir.
Gözaltına alınmasının ardından Üner, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Siber Suçlarla Mücadele Şubesine götürülmüştür. Burada, başına gelenler hakkında herhangi bir resmi açıklama yapılmamış olmasına rağmen, Eren Üner’in ifadesine göre, gözaltı sırasında işkence ve fiziksel şiddete maruz kaldığı öne sürülmektedir. Üner’in mahkemesi ve sonrasındaki süreç, toplumda büyük bir ilgiyle takip edilmiştir.
İşkence İddiaları ve Suç Duyurusu
Eren Üner, gözaltında kaldığı süre boyunca polis memurlarının işkence ve kötü muamele uyguladığına dair somut iddialarda bulunmuştur. Bu iddialar, Eren’in avukatları tarafından kabul edilerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur. Suçlamalar arasında “işkence”, “kasten yaralama”, “tehdit”, “hakaret” ve “görevi kötüye kullanma” gibi ciddi suçlamalar yer almaktadır.
Üner’in avukatı tarafından sunulan dilekçede, Eren’in resmi makamlara teslim edilmeden önce olup bitenlere dair bir tanıklık aktarıldığı vurgulanmaktadır. Dilekçeye göre, Üner’in gözaltına alındıktan sonra Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde bir odaya götürüldüğü, burada 6 polis memuru tarafından saatlerce darp edildiği belirtilmektedir. Bu durum, sadece bir gözaltı süreci değil, aynı zamanda insan hakları ihlalleri açısından da göz önüne alınacak bir durumdur.
Avukatların Rolü ve Görevlerini Yerine Getirmemesi
Dilekçede belirtilen bir diğer önemli ayrıntı, Eren Üner’in darbedildiği sırada İstanbul 2 No’lu Baro’ya bağlı bir avukatın da olay yerinde bulunmasıdır. Ancak, bu avukatın darp anına şahit olmasına rağmen herhangi bir müdahalede bulunmaması, hukuk camiasında tepkilere yol açmıştır. Dilekçeye göre, avukat sadece “O kadar dövmeyin, az dövün” şeklinde bir ifade kullanmıştır.
Bu durum, avukatların yalnızca süreci gözlemlemekle mi sınırlı kalmaması gerektiği, aynı zamanda mağdurları koruma sorumluluklarının da olduğu konusunda önemli bir sorunu gündeme getirmiştir. Hukuk sisteminin işleyişinin, mağdur haklarının korunmasında ne denli önemli olduğu ortadadır. Eren Üner’in yaşadığı süreç, avukatlık mesleğinin etik değerlerinin yeniden sorgulanmasını gerektiriyor.
Cezaevi Sürecindeki Gözlemler
Eren Üner’in, gözaltındaki işlemlerinin ardından cezaevine teslim edilmesi süreci de pek çok tartışmanın fitilini ateşlemiştir. Dilekçede yer alan ifadelere göre, Üner’in vücudunda darp izleri bulunduğu, hatta cezaevi görevlileri tarafından da bu durumun aktarıldığı görülmektedir. Cezaevinde görevli personel, Üner’in teslim edilmesi sırasında “bu şekilde teslim edilemez” uyarısında bulunmuş, durumu gözlemlemiştir.
Cezaevine aktarılmadan önce ünlü kurum olan Bayrampaşa Devlet Hastanesine götürülen Eren Üner’in muayene raporları, yaşadığı işkencenin ve kötü muamelenin altını çizer niteliktedir. Hastane raporları ve cezaevi kontrol muayeneleri, mağdurun gözaltındaki sürecine dair somut deliller sunmaktadır. Bu noktada, TCK ve CMK çerçevesinde sağlanan hakların birer birer ihlal edilişi, yargı sürecinin ne denli sorgulanabilir olduğunu göstermektedir.
Toplumsal Tepkiler ve Medyanın Rolü
Eren Üner’in maruz kaldığı muamele ve yaşadığı travma, medyada geniş yankı bulurken, sosyal medya platformsunda da büyük bir etki yarattı. 8 milyonu aşkın görüntülenme alan paylaşımı, ünlüleşen bir olay haline geldi ve çok sayıda sosyal medya kullanıcısı, Üner’in yaşadığı süreçle ilgili görüşlerini dile getirdi. Yüzlerce insan, bu durumu protesto etmek amacıyla çeşitli platformlardan açıklamalarda bulundu.
Bunun yanı sıra, sivil toplum örgütleri, insan hakları dernekleri ve gazeteciler, olaya dair ciddi açıklamalar yaparak, kamuoyunu bilgilendirmeye çalışmıştır. Medyanın bu konudaki tutumu, Eren Üner’in yaşadığı durumu kamuoyuna ulaştırması açısından kritik bir rol oynamıştır. Ancak, tüm bunların yanı sıra resmi yetkililerin sessizliği dikkat çekmektedir. Üner, hiçbir yetkilinin kendisiyle iletişime geçmediğini ifade etmektedir.
No. | Önemli Noktalar |
---|---|
1 | Eren Üner, gözaltında işkence ve kötü muameleye maruz kaldığını iddia etti. |
2 | İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına beş farklı suçlama ile suç duyurusunda bulunuldu. |
3 | Darp anında olay yerinde bulunan avukat, müdahalede bulunmadı. |
4 | Cezaevindeki gözlemler, Üner’in vücudunda darp izleri olduğunu göstermektedir. |
5 | Toplumda büyük bir tepki toplayan olay, ulusal ve uluslararası medya tarafından gündeme taşındı. |
Haberin Özeti
Eren Üner’in gözaltında yaşadığı muamele, polis güçleri ve insan hakları ihlalleri konusundaki tartışmasız sorgulamaları gündeme taşımaktadır. Üner’in genç yaşta karşılaştığı bu tür muamele, aynı zamanda toplumun adalet arayışı ve insan hakları savunucuları adına hayati bir öneme sahiptir. Toplumun her kesiminden gelen tepkiler, bu tür durumların dillendirilmesini ve araştırılmasını istekle yönlendirmektedir. Yaşanan olaylar, yalnızca bir bireyin hikâyesi değil, aynı zamanda bir ülkenin adalet sisteminin gözden geçirilmesi gerektiğinin de göstergesidir.
Sıkça Sorulan Sorular
Soru: Eren Üner’in gözaltı süreci ne zaman gerçekleşti?
Eren Üner, 24 Mart 2025 tarihinde gözaltına alınmıştır.
Soru: Üner’in gözaltına alınmasının sebebi nedir?
Eren Üner’in sosyal medya üzerinden yaptığı protesto paylaşımları ve polislere yönelik yorumları nedeniyle gözaltına alındığı belirtilmektedir.
Soru: Hangi suçlamalarla suç duyurusunda bulunuldu?
Eren Üner, “işkence”, “kasten yaralama”, “tehdit”, “hakaret” ve “görevi kötüye kullanma” gibi suçlamalarla başvurusunu yapmıştır.
Soru: Üner’in avukatları nasıl bir tutum aldı?
Üner’in avukatları, gözaltı sırasında yaşanan olaylarla ilgili olarak suç duyurusunda bulunmuş ve işkence iddialarını belgelerle desteklemiştir.
Soru: Bu olayla ilgili olarak toplumda ne tür tepkiler oluştu?
Eren Üner’in yaşadığı durum, birçok sosyal medya kullanıcısı ve sivil toplum örgütü tarafından büyük bir tepkiyle karşılanmış, konu medya üzerinden geniş bir şekilde ele alınmıştır.