
Türkiye, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında önemli bir adım atarak ilk iklim kanununu kabul etti. Bu yasal düzenleme, sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğine uyum konularında gerekli yasal ve kurumsal çerçeveyi belirlemeyi amaçlamakta. Ancak muhalefet partileri ve bazı sivil toplum kuruluşları, bu düzenlemenin yetersiz olduğunu ve yalnızca ticaret odaklı yaklaşımlara sahip olduğunu ileri sürüyor. Türkiye’nin iklim politikaları üzerindeki bu gelişmeler ve bunun ekonomik etkileri üzerinde durulması gerekmekte.
Makale Alt Başlıkları |
---|
1) İklim Kanunu neden şimdi gündeme geldi? |
2) Kanunla İklim Değişikliği Başkanlığına hangi yetkiler verildi? |
3) Emisyon Ticaret Sistemi nasıl işleyecek? |
4) Muhalefet ETS sistemini neden eleştirdi? |
5) Muhalefet ve sivil toplum kuruluşları kanunu neden eleştirdi, hangi eksikler öne çıktı? |
İklim Kanunu neden şimdi gündeme geldi?
Son zamanlarda, Türkiye’nin ilk iklim kanununu geçirmiş olması, birçok nedenin bir araya gelmesiyle mümkün olmuştur. Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ile uyum sağlama zorunluluğu, Türkiye’deki ihracat yapan sektörlerdeki karbon ayak izinin ölçülmesi gerektiğini ortaya koymuştur. 2021 yılında Paris İklim Anlaşması’nın onaylanması ile birlikte Türkiye, 2053 yılı için “net sıfır emisyon” hedefini açıklamıştır.
Bu gelişmeler, Türkiye’nin iklim değişikliği karşısında daha somut adımlar atması gerektiğini duyururken, dış ticarette olumsuz sonuçlar doğurabilecek yaptırımların da yanı sıra, uluslararası alandaki rekabet gücünü de zedeleyebileceği endişelerini beraberinde getirmiştir.
Kanunla İklim Değişikliği Başkanlığına hangi yetkiler verildi?
Yeni yasayla birlikte, İklim Değişikliği Başkanlığı, gerekli tedbirlerin alınması ve uygulanmasını sağlamak için yetkilendirilmektedir. Her ilde, valinin başkanlığında bir İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu oluşturulması öngörülmüştür. Başkanlık, düzenlemenin etkili bir şekilde uygulanabilmesi adına gereken bilgi, belge ve verileri doğrudan kamu kurumları, özel kuruluşlar ve kişilerin elinden talep edebilme hakkına sahiptir.
Ayrıca, bu düzenlemenin uygulanması sırasında gerekli gördüğünde diğer kamu ve özel kuruluşlar ile sivil toplum kuruluşları ile toplantılar yapma yetkisine sahip olacaktır; bu toplantılara oy hakkı olmaksızın diğer paydaşlar da davet edilebilecektir. Yasal çerçevenin önemli bir parçası olarak, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kurulması da hükme bağlanmıştır.
Emisyon Ticaret Sistemi nasıl işleyecek?
Emisyon Ticaret Sistemi, doğrudan sera gazı emisyonuna neden olan işletmelerin, faaliyetlerini sürdürebilmesi için İklim Değişikliği Başkanlığı’ndan emisyon izni almasını zorunlu kılmaktadır. Bu sistem, sera gazı emisyon miktarlarıyla ilişkili olarak, işletmelerin yükümlü olduğu yıllık ödemeleri belirlemektedir.
Bunun yanı sıra, İklim Değişikliği Başkanlığı’nın döner sermaye işletmesi kurma yetkisi yine bu kanunla birlikte sağlanmıştır. Emisyon takibine ilişkin yasaklara aykırı davranan işletmelere, 500 bin TL’den 5 milyon TL’ye kadar idari para cezası verilecektir. Ayrıca, ozon tabakasını incelten maddelere karşı da yasal düzenlemelere aykırı davranışlarda bulunan kişilere para cezası uygulanacaktır.
Muhalefet ETS sistemini neden eleştirdi?
Muhalefet, ETS sisteminin çevre kirliliğini azaltmaktan çok, belirli izinler ve ödemeler karşılığında kirlenmeye izin vereceğini savunuyor. Sivil toplum kuruluşları bu durumu, “parasını ödeyen kirletmeye devam eder” şeklinde özetlemektedir. Ayrıca, ETS gelirinin nasıl bir denetim altında kullanılacağına dair herhangi bir garanti bulunmadığı da muhalefetin eleştirileri arasında yer almaktadır.
Muhalefet, bu durumda ekonomik çıkarların çevresel faydaların önünde olduğunu; dolayısıyla sistemin, karbonsuzlaşma hedefine ulaşmak yerine emisyonun ticaretinin yapılmasına hizmet edeceğini belirtmektedir.
Muhalefet ve sivil toplum kuruluşları kanunu neden eleştirdi, hangi eksikler öne çıktı?
Kanun, muhalefet ve sivil toplum kuruluşları tarafından çeşitli eksikliklerle eleştirilmektedir. Bu eleştiriler, iklim krizinin sosyal, ekolojik ve toplumsal boyutlarının yeterince ele alınmadığını vurgulamaktadır. Ekolojik tahribatı durduracak bağlayıcı hükümlerin olmaması, düzenlemenin daha fazla teknik zorunluluklarla ilgilendiği anlamına gelmektedir.
2053 için öngörülen net sıfır emisyon hedefinin yalnızca bir siyasi söylem olarak kalması ve somut azaltım hedeflerinin, bilimsel ölçütlerin ve uygulanabilir takvimlerin eksikliği gibi konular gündeme getirilmektedir. Ayrıca, eleştirilen başlıca eksiklikler arasında fosil yakıtlar ve kömürden çıkış süreçlerine dair bir plan olmaması ve emisyon ticaretinin gelirlerinin ne şekilde kullanılacağı konusundaki belirsizlikler bulunmaktadır.
No. | Önemli Noktalar |
---|---|
1 | Türkiye’nin iklim kanunu, sera gazı emisyonlarının azaltılmasıyla ilgili ilk yasal çerçeveyi sunmaktadır. |
2 | Muhalefet, kanunun ticaret odaklı olduğunu ve ekolojik tahribatı durduracak hükümler içermediğini belirtmektedir. |
3 | Emisyon Ticaret Sistemi, sera gazı emisyonuna neden olan işletmeleri denetleme işlevi görecektir. |
4 | Muhalefet, ETS’nin çevre kirliliğini azaltmaktan çok, kirlenmeye izin vereceğini savunmaktadır. |
5 | Sivil toplum kuruluşları, eksiklikler nedeniyle sistemin amacına ulaşamayacağına dikkat çekmektedir. |
Haberin Özeti
Türkiye’nin ilk iklim kanunu, önemli bir gelişim olarak kaydedilmekle birlikte, getirilen düzenlemelerin eksikliği konusunda ciddi eleştiriler alınmaktadır. Muhtemel sosyal ve ekolojik etkileri yeterince kapsamayan kanunun, iklim değişikliğiyle mücadelede somut adımlar atılmasını sağlayıp sağlamayacağı merak konusu olmaya devam etmektedir. Uzmanlar ve muhalefet, bu düzenlemelerin uygulamaya geçiş sürecinde dikkatli bir denetleme mekanizması ve doğru bir yasal çerçevenin oluşturulması gerektiğini vurgulamaktadır.
Sıkça Sorulan Sorular
Soru: İklim kanunu neden kabul edildi?
İklim kanunu, Türkiye’nin dış ticaretini koruma ve karbon emisyonlarını azaltma amacıyla kabul edilmiştir.
Soru: Emisyon Ticaret Sistemi ne anlama geliyor?
Emisyon Ticaret Sistemi, sera gazı emisyonuna neden olan işletmelere uygulanacak bir denetleme ve mali yükümlülükler getirecek bir mekanizmadır.
Soru: Muhalefet kanunu nereden eleştiriyor?
Muhalefet, kanunun daha ticaret merkezli olduğunu ve iklim krizinin sosyal ve ekolojik boyutlarının göz ardı edildiğini savunmaktadır.
Soru: Emisyon izni almak zorunlu olacak mı?
Evet, ETS kapsamına giren işletmelerin faaliyetlerini sürdürebilmeleri için emisyon izni almaları zorunlu olacaktır.
Soru: Sivil toplum kuruluşları bu kanunu nasıl değerlendiriyor?
Sivil toplum kuruluşları, kanunun eksik olduğunu ve çevresel sürdürülebilirlik açısından yetersiz kaldığını düşünmektedir.