
62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde düzenlenen ‘Yeni Dalga mı Durgunluk mu: Bu Gişe Bizi Kurtarır mı?’ panellerinde, Türk sinema sektörünün karşılaştığı ciddi sorunlar detaylı bir şekilde ele alındı. Panelde, yönetmen ve yapımcı Murat Şeker, CJ ENM Dağıtım Müdürü Ferhat Aslan ve Cinema Pink by Maximum Film Programlama Müdürü İlkay Erdem gibi uzman isimler, sektörün sorunlarını, maliyet artışlarını ve izleyici sayılarındaki düşüşü irdeledi. Oturum, izleyiciye çekme yöntemleri ve kurumsal yapının eksikliği gibi konulara da değindi.
Paneldeki konular arasında dikkat çeken unsurlardan biri, Türkiye’deki bilet satışlarının son yıllarda dramatik bir şekilde azalmasıydı. Murat Şeker yaptığı açıklamalarda, bu durumun pandemiden önceki yıllarla kıyaslandığında ne denli ciddi olduğunu ortaya koydu. 2017 yılında 72 milyon bilet satılırken, 2024’te bu rakamın 33 milyona düşmesi bekleniyor. Bu yıl için ise tahminler 24 milyon düzeyinde. Diğer taraftan, uluslararası düzeyde yapılan karşılaştırmalar, Türkiye’nin durumunu daha da çarpıcı hale getiriyor.
Sektörde yaşanan maliyet artışlarının sebepleri de tartışıldı. Murat Şeker, “Yapım maliyetlerinin artmasının Türkiye’deki özel sebebi; ABD menşeli firmaların dijital platformlarda yapıma başlaması, yapım giderlerini dolar bazında yükseltmesi ve piyasayı dengesizleştirmesi.” diyerek mevcut durumun altını çizdi. Bu bağlamda, ana akım sinemanın güçlü olmamasının, festivallerin ve yarışmaların düzenlenmesi üzerinde olumsuz etkiler yarattığını ifade etti.
Panelin دیگری katılımcısı olan Ferhat Aslan, sektördeki kurumsal yapının yetersizliğine değindi. Aslan, geçmişte kurulan bazı yapım şirketlerinin sürdürülebilir bir ekosistem yaratmayı başaramadığını belirtti. Bu durumun sektörde bir yapımcı kültürü oluşturamadığını ve Türkiye’de bilet satışı oranlarının yüzde 5’e indikten sonra sinemaların kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını vurguladı. Aslan, bu felaket düzeyindeki durumun sektördeki halk sağlığını da tehdit ettiğini dile getirdi.
Bir diğer katılımcı, Cinema Pink by Maximum Film Programlama Müdürü İlkay Erdem, Türkiye’deki izleyicilerin sinemaya gitmelerinin teşvik edilmesi gerektiğini belirtti. Salonlardaki doluluk oranlarının düşük olduğunu ve bu durumun çözümüne yönelik alternatif yollar geliştirilmesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca, “Etkinliklerin arttırılması gerektiğini düşünüyorum.” diyerek izleyici çekme konusunda yenilikçi yaklaşımlara önem verilmesi gerektiğini dile getirdi. Erdem, 27-28 Eylül tarihlerinde düzenledikleri bir festivalde düşük fiyatlarla bilet satışı yaparak 800 bin bilet satıldığını belirtti.
Bu bağlamda, Murat Şeker, Türk toplumunun kültüre ayıracak yeterli ekonomik kaynaklara sahip olmadığını dile getirdi. Bu durum, izleyicilerin sinemaya olan ilgisini ciddi ölçüde etkiliyor. Murat Şeker, “Sektörü yakın zamanda büyük sorunlar bekliyor; yeni başlayan yapımcılar ileride film çekemeyecekler, salonlar kapanacak.” diyerek mevcut durumun ciddiyetine dikkat çekti. Hükümet desteği olmadan, bireysel yapımcıların finansal desteği ile sürdürülen film üretiminin tehdit altında olduğunu vurguladı.
| Makale Alt Başlıkları |
|---|
| 1) Sinema Sektöründeki Düşüş |
| 2) Yüksek Yapım Maliyetleri |
| 3) Kurumsal Yapının Eksikliği |
| 4) İzleyiciyi Çekme Stratejileri |
| 5) Gelecek Beklentileri |
Sinema Sektöründeki Düşüş
Türk sinema sektörü son yıllarda ciddi bir izleyici kaybı yaşamakta. Murat Şeker, 2017’de toplam 72 milyon bilet satılırken, 2024’te bu sayının 33 milyona düşeceğini belirtti. Pandemi sürecinin etkileri hala hissedilirken, 2020-2024 arası satılan bilet sayısı sadece 130 milyon olarak öngörülmekte. Sektörün durumu, uluslararası düzeyde de oldukça kaygı verici.
Özellikle Suudi Arabistan’ın, pandemiden önce 6 milyon bilet satışını 70 milyona çıkarması, Türkiye’nin durumunu daha da belirgin bir hale getiriyor. Bu noktada, pandeminin etkileri ve kriz yönetimi konularında daha iyi stratejiler geliştirilmesi gerekmektedir.
Yüksek Yapım Maliyetleri
Sektördeki maliyet artışları, önemli bir sorun teşkil etmekte. Murat Şeker, ABD merkezli firmaların dijital platformlarda yaptıkları yapımların, maliyetlerin dolar bazında yükselmesine neden olduğunu söyledi. Bu durum, Türk sinemasını uluslararası platformda yarışamayacak bir noktaya getirmektedir.
Yüksek maliyetler, bağımsız yapımcıların film üretme yeteneklerini kısıtlamakta ve sektördeki kaliteyi düşürmektedir. Türkiye’deki ana akım sinemanın çarklarının dönmemesi, beraberinde bir dizi sorunu getirmekte ve festivallerin düzenlenmesini zorlaştırmaktadır.
Kurumsal Yapının Eksikliği
Paneldeki bir diğer dikkat çeken nokta, sektördeki kurumsal yapı eksikliği oldu. Ferhat Aslan bu konuda, geçmişte çeşitli yapım şirketlerinin varlığından bahsederken, sürdürülebilir bir ekosistem yaratamadıklarını belirtti. Türkiye’de son yıllarda film üreten yapımcı sayısındaki azalmanın, sektörün geleceği açısından çok olumsuz sonuçlar doğurabileceği öngörülmektedir.
Kurumsal yapının güçlendirilmesi için yeni stratejilere ihtiyaç duyulmakta ve bu noktada sektördeki tüm paydaşların iş birliği yapması gerekmektedir.
İzleyiciyi Çekme Stratejileri
İlkay Erdem, izleyicileri salonlara çekmek için etkinliklerin arttırılması gerektiğini savundu. Düşük fiyatlarla yapılan etkinliklerin büyük ilgi gördüğünü ve bu tür uygulamaların artarak devam etmesi gerektiğini vurguladı. Yüksek bilet fiyatlarının izleyici sayısını olumsuz etkilediğini belirtirken, etkinliklerle salonların daha dolu hale getirilebileceğini ifade etti.
Bu konuda yapılan deneyler, bilet fiyatlarının düşürülmesinin izleyicilere sinema salonlarına gitme motivasyonu sağladığını göstermektedir. Dolayısıyla, etkinlik ve festival düzenlemeleri, sektördeki olumlu değişimleri tetikleyebilir.
Gelecek Beklentileri
Murat Şeker sektördeki geleceğe dair karamsar bir tablo çiziyor. Türkiye’deki ilk filmini yapan yapımcıların, ileride bir daha film yapamayacaklarını düşünmesi, sektördeki istikrarın azaldığını gösteriyor. Ayrıca, sinema salonlarının kapanma riski, sektör açısından önemli bir tehdit oluşturmakta.
Sektörün işleyişinin daha sağlam temeller üzerinde oturması için, hem devletin hem de özel sektörün daha fazla destek sağlaması gerektiğini vurgulayan Murat Şeker, bu desteklerin sağlanmaması durumunda sinemacılık faaliyetlerinin büyük bir tehdit altında kalacağını ifade etti.
| No. | Önemli Noktalar |
|---|---|
| 1 | Türkiye’deki sinema bileti satışları 2017’den 2024’e büyük düşüş gösteriyor. |
| 2 | Yüksek yapım maliyetleri, özellikle dolar bazında artışlar nedeniyle sorunlar yaratıyor. |
| 3 | Kurumsal yapının eksikliği, sürdürülebilir bir ekosistem yaratılmasını engelliyor. |
| 4 | İzleyiciyi çekmek için etkinliklerin arttırılması gerektiği vurgulanıyor. |
| 5 | Sektörün geleceği, devlet ve özel sektör destekleri olmadan belirsiz. |
Haberin Özeti
62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde gerçekleşen panelde, Türk sinema sektörünün karşı karşıya olduğu birçok sorun derinlemesine analiz edildi. İzleyici sayısındaki keskin düşüş, yükselen yapım maliyetleri ve kurumsal yapı eksikliği gibi konular irdelendi. Uzmanlar, sektörü kurtarmak için yenilikçi stratejilere ve etkinliklere ihtiyaç duyulduğunu vurgularken, gelecekteki belirsizlikler üzerine de endişelerini dile getirdiler. Türk sinemasının sürdürülebilirliğini sağlamak için güçlü adımlar atılması gerektiği vurgulandı.
Sıkça Sorulan Sorular
Soru: Türk sinema sektöründe yaşanan izleyici kaybı ne kadar?
Türk sinemasında izleyici kaybı 2017’de 72 milyon biletten 2024’te 33 milyona düşmesi bekleniyor.
Soru: Yüksek yapım maliyetlerinin nedeni nedir?
Yüksek yapım maliyetleri, ABD merkezli firmaların dijital platformlardaki yapımları için dolar bazında artış göstermesinden kaynaklanmaktadır.
Soru: Kurumsal yapı eksikliği Türk sinemasını nasıl etkiliyor?
Kurumsal yapı eksikliği, sürdürülebilir bir ekosistem yaratmayı zorlaştırmakta ve dolayısıyla yapımcıların sayısını azaltmaktadır.
Soru: İzleyiciyi salonlara çekmek için neler yapılmalı?
Etkinliklerin arttırılması ve bilet fiyatlarının makul seviyelere düşürülmesi önerilmektedir.
Soru: Türk sinema sektörünün geleceği hakkında ne düşünülüyor?
Türk sinemasının geleceği, devlet ve özel sektör desteklerine bağlı olarak belirsizliğini korumaktadır, bu konuda acil adımlar atılması gerekmektedir.





