
Dünyanın önde gelen güvenlik uzmanları, eğer küresel bir nükleer savaş yaşanırsa yaşam alanlarının kısıtlı olacağını ifade ediyor. Bu bağlamda, sadece Yeni Zelanda ve Avustralya’nın güvenli kalabilecek yerler olduğu açıklandı. Uzmanların tahminlerine göre, ilk 72 dakikada dünya nüfusunun %60’ı, yani yaklaşık 5 milyar insan bu felakette hayatını kaybedebilir. Bu çarpıcı bilgiler, son kitabı “Nuclear War: A Scenario” ile tartışma konusu olan ABD’li araştırmacı gazeteci Annie Jacobsen tarafından ortaya kondu.
Özellikle milyarderlerin, bu kitabı okuduktan sonra Yeni Zelanda’da gizli sığınaklar inşa etmek üzere harekete geçtiği belirtiliyor. Jacobsen; dünya üzerindeki elit kesimin nükleer bir tehlikenin ortaya çıkmasından sonra nasıl bir kaçış planı yaptığını anlatıyor. Bu durumun hem bilim insanları hem de eski istihbaratçılar arasında büyük bir endişeye yol açtığı aktarılıyor. İnsanların, bu tür kıyamet senaryoları karşısında nasıl bir önlem aldıkları ve gelecekteki yaşam alanları hakkında düşünceleri önemli bir tartışma konusunu oluşturuyor.
Makale Alt Başlıkları |
---|
1) 72 Dakikada 5 Milyar Kişi |
2) Neden Bu İki Ülke Güvenli? |
3) Milyarderler Sığınaklarını Hazırlıyor |
4) İstihbaratçılar ve Güvenlik Endişeleri |
5) Küresel Felaket ve Alternatif Yaşam Alanları |
72 Dakikada 5 Milyar Kişi
Dünyaca ünlü araştırmacı gazeteci Annie Jacobsen, son kitabında nükleer savaşın olası etkilerini incelemektedir. Jacobsen, kitabında; böyle bir senaryo gerçekleştiğinde, insanlığın çok büyük bir kısmının hayatta kalamayacağını iddia ediyor. Özellikle, savaşın patlak vermesinin ardından ilk 72 dakika içinde dünya nüfusunun %60’ının yok olabileceğini açıklıyor. Bu rakam, yaklaşık 5 milyar insanın yaşamını kaybetmesi anlamına geliyor.
Bu çarpıcı tahminler, uzmanlar tarafından yapılan incelemelere dayanmaktadır. Nükleer savaş sonrası, birçok insan besin, su ve güvenlik erişimi açısından büyük sorunlar yaşayacaktır. İlk 72 dakikanın kısa süre içerisinde bu denli büyük bir kayıp vermesi, toplumlar arasında büyük panik yaratabilir. Jacobsen, uluslararası düzeyde pek çok insanın bu senaryo üzerinde düşünerek somut önlemler aldığına dikkat çekiyor.
Neden Bu İki Ülke Güvenli?
Jacobsen’e göre, nükleer savaş sonrası “nükleer kış” etkisi yaşanabilecektir. Bu etkide, gökyüzünün kül ve tozla kaplanması sonucu güneş ışığı dünyaya ulaşamayacak. Sonuç olarak, tarımsal sistemler aşırı derecede etkilenecek ve gıda zinciri büyük oranda kesintiye uğrayacaktır.
Uzmanlar, Kuzey Yarımküre’de büyük bir bölümün buzullar altında kalacağını ve bunun sonucunda kitlesel açlık ve göçlerin yaşanmasını bekliyor. Ancak Jacobsen, Yeni Zelanda ve Avustralya gibi bazı bölgelerin hala hayatta kalmaya elverişli olduğunu savunuyor. Bu bölgelerde ise, hayatta kalanların ilkel yaşam koşulları ile mücadele etmek zorunda kalabileceği belirtildi.
Milyarderler Sığınaklarını Hazırlıyor
Annie Jacobsen, bazı milyarderlerin, nükleer bir tehdit oluştuktan sonra Yeni Zelanda’da gizli yer altı sığınakları kurma yoluna gittiğini ifade ediyor. Bu sığınaklar, özel jetlerle ulaşılabilir noktada bulunmakta ve bu durum, zengin kesimin tehlike anında kaçış planlarını olduğu gibi göstermektedir.
Milyarderlerin bu tür önlemler alması, sıradan insanların durumunu göz önünde bulundurduğunda daha da dikkat çekici hale gelmektedir. Nükleer tehlike karşısında daha az yatırım yapabilen kesimlerin ne tür çaresizlikler içinde olabileceği ise düşünülmesi gereken bir diğer konudur. Bu çerçevede, milyarderlerin bu tür yatırımları, gelecekteki muhtemel krizler karşısında elitlerin nasıl bir kalıpla hareket edeceğini nuevamente ortaya koymaktadır.
İstihbaratçılar ve Güvenlik Endişeleri
Nükleer savaş tehdidi, sadece bilim insanlarını değil, aynı zamanda eski istihbarat mensuplarını da alarma geçirmiş durumda. Örneğin, eski CIA mensubu ve ABD Hava Kuvvetleri gazisi Andrew Bustamante, ülkesinde kendisini güvende hissetmediğini belirtti. Bustamante, ailesini hızla ABD dışına taşıma sürecine girdiğini ifade ediyor.
Çocuklarını küresel vatandaşlar olarak yetiştirmek isteyen Bustamante, başlangıçta 2030 yılına dek taşınmayı planlarken, bu tarihi 2026’ya çekmiş durumda. Bu durum, güvenlik kaygılarının ne kadar derinleştiğini göstermektedir. Yalnızca bireylerin değil, ailelerin de daha geniş çerçevede olası tehditlere karşı nasıl bir savunma stratejisi geliştirebileceği önemli bir konu haline gelmiştir.
Küresel Felaket ve Alternatif Yaşam Alanları
Küresel bir nükleer felaket senaryosu karşısında, alternatif yaşam alanları bulmak giderek daha fazla önem kazanıyor. İnsanların kaçış planları yapmasının yanı sıra, yeni yaşam alanları geliştirmek için hangi bölgelerin elverişli olduğu üzerinde durulması gerekiyor. Jacobsen’in aktardığına göre, Yeni Zelanda ve Avustralya gibi yerler, tarımsal faaliyetler açısından hala ayakta kalabilecek ve direnç göstermesi beklenen az sayıdaki bölgeler arasında yer alıyor.
Ancak bu bölgelerde yaşam koşulları oldukça zorlaşabilir. İnsanların avcı-toplayıcı seviyesine dönebilir ve tamamen yeni bir yaşam biçimi benimsemeleri gerekebilir. Dolayısıyla, nükleer tehditler karşısındaki bu tür senaryolar toplumsal yapının nasıl şekilleneceği konusunda derin düşüncelere yol açmaktadır.
No. | Önemli Noktalar |
---|---|
1 | Nükleer savaş sonrası dünya nüfusunun %60’ının yok olabileceği tahmin ediliyor. |
2 | Yeni Zelanda ve Avustralya, güvenli alanlar olarak öne çıkıyor. |
3 | Küresel açlık ve göç sorunları oluşması bekleniyor. |
4 | Milyarderlerin gizli sığınaklar inşa ettiği belirtiliyor. |
5 | Eski istihbaratçılar, güvenlik endişeleri nedeniyle ülke dışına çıkmayı planlıyor. |
Haberin Özeti
Küresel bir nükleer savaş olasılığı, dünya genelinde ciddi endişelere yol açıyor. Uzmanların belirttiği üzere, yaklaşık 5 milyar insanın hayatını kaybetme riski bulunurken, yalnızca Yeni Zelanda ve Avustralya’nın güvenli kalabilecek yerler olarak öne çıkması araştırmacılar tarafından dile getirildi. Milyarderlerin bu durumu fırsat bilerek gizli sığınaklar inşa etmesi ve eski istihbarat mensuplarının güvenlik kaygısıyla ülkelerini terk etme planları, insanlığın karşı karşıya olduğu riskleri daha da derinleştiriyor. Nükleer tehlikenin yanı sıra, yaşanacak felaketin getirebileceği sosyal ve ekonomik sonuçlar, toplum tümü açısından önemli bir başlık haline geliyor.
Sıkça Sorulan Sorular
Soru: Nükleer savaş durumunda dünya ne kadar etkilenir?
Nükleer savaş sonrası, bilim insanları dünya nüfusunun %60’ının hayatını kaybetmesini beklemektedir. Bu durum, sosyal ve ekonomik yapıyı büyük ölçüde sarsacaktır.
Soru: Yeni Zelanda ve Avustralya neden güvenli alanlar olarak belirtiliyor?
Bu iki ülke, nükleer felaket sonrası tarımsal açıdan hayatta kalabilecek az sayıda yer arasında yer alıyor. Ayrıca, coğrafi konumları da bu durumu destekliyor.
Soru: Milyarderler bu senaryoda ne tür önlemler alıyor?
Milyarderler, gizli yer altı sığınakları inşası yaparak ve özel jetlerle ulaşılabilir alanlar belirleyerek bu duruma hazırlıklı olmaya çalışıyorlar.
Soru: Eski istihbaratçılar neden güvenlik kaygısıyla hareket ediyor?
Eski istihbarat mensupları, nükleer tehditler karşısında ülke dışına daha güvenli alanlara geçiş yapmayı planlıyorlar.
Soru: Nükleer savaş sonrası insanlar nasıl bir yaşam tarzı benimseyecek?
Nükleer savaş sonrası yaşam koşulları zorlaşacak ve hayatta kalanların avcı-toplayıcı düzeyine inerek ilkel yaşam koşullarını benimsemesi bekleniyor.