
Son günlerde, Merkezi Hekim Randevu Sistemi’nde (MHRS) gerçekleşen bir değişikliğin ardından, 25 yaş altındaki kadınlar yalnızca evli oldukları taktirde jinekolojik (kadın hastalıkları ve doğum) hizmetlerinden randevu alabiliyor. Bu yeni uygulama, pek çok eleştiriye maruz kalırken, sağlık alanında kadınların erişim haklarının kısıtlandığı belirtiliyor. Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve uzman hekimler, uygulamanın kadınlar üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekiyor ve tıbbi etik açısından son derece sorunlu olduğunu vurguluyor.
Yeni düzenleme, randevu almaya çalışan 25 yaş altındaki kadın hastaların sistem üzerinden karşılaştıkları “25 yaş altı evli, 25 yaş üstü tüm kadınlara (gebelik harici) bakılmaktadır” ibaresi ile pek çok kişinin tepkisini topladı. Uzmanlar, bu yaklaşımın toplumsal cinsiyet gereksinimlerine ve sağlık haklarına aykırı olduğunu belirtiyor. Uygulamanın gerek bireysel haklarını ihlal ettiği gerekse de toplum sağlığını tehlikeye attığı düşünülüyor. Bu doğrultuda, sağlık hizmetlerine erişimin kısıtlanmasını ve olağan sağlık ihtiyaçlarının göz ardı edilmesini içerdiği vurgulanıyor.
Makale Alt Başlıkları |
---|
1) Uygulamanın Dikkat Çeken Yönleri |
2) Türk Tabipleri Birliği’nin Tepkisi |
3) Uzmanların Görüşleri |
4) Hedef Alınan Kadın Sağlığı Hakları |
5) Toplum Sağlığı Üzerindeki Etkileri |
Uygulamanın Dikkat Çeken Yönleri
Son dönemde başlatılan uygulama, 25 yaş altı kadınların evli olmaları durumunda yalnızca jinekoloji polikliniklerinden randevu alabilmelerine olanak tanıyor. Bu durum, sağlık hizmetlerine erişim açısından önemli bir kısıtlama olarak değerlendiriliyor. Genç kadınlar, evli olmadıkları taktirde bu hizmetten mahrum kalıyorlar. Uygulama, ilk olarak 2023 yılında devreye alınmış ve hızla sosyal medyada ve çeşitli platformlarda eleştirilerin hedefi hâline gelmiştir.
Bu yeni sistem, yalnızca kadınların sağlık hakkını ihlal etmekle kalmürken, aynı zamanda sağlık hizmeti sunan kuruluşların da etik sorumluluklarını sorgulamaya açmaktadır. 25 yaş altında olup bekâr olan bir bireyin, jinekolojik muayene için randevu almayı başaramaması, sağlık sisteminin işleyişindeki kimyasal sorunları da gözler önüne seriyor. Eleştirmenler, randevu sisteminin ayrımcı yapısının gözden geçirilmesi gerektiğini savunuyorlar.
Türk Tabipleri Birliği’nin Tepkisi
Türk Tabipleri Birliği (TTB), söz konusu durumu “sağlık hizmetlerine erişimde ayrımcılık” olarak nitelendirerek, kamuoyuna bu uygulama hakkında bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Ayrımcılığa uğramadan, eşit ve ücretsiz sağlık hizmeti almak tüm kadınlar için haktır. Randevu sistemindeki evli/bekar ayrımı kalkıncaya kadar konunun takipçisi olacağız” ifadelerini kullandı. Bu açıklama, sağlık alanındaki eşitsizliklere karşı çıkmanın bir sembolü olarak değerlendiriliyor.
TTB’nin amacı, toplumsal cinsiyet eşitliğini temel alan sağlık hizmetlerine erişim hakkını savunmak ve kadınları bu konuda bilinçlendirmektir. Randevu sisteminin mevcut haliyle çalışıyor olması, özellikle genç kadınlar için sağlık hizmetlerine erişimi zorlaştırmakta, bu durum ise ciddi sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. TTB’nin bu konudaki durumu takip edeceği ve mücadelesini sürdüreceği belirtilmiştir.
Uzmanların Görüşleri
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Levent Doğancı, uygulamanın insan haklarına ve tıp etiğine aykırı olduğunu belirtiyor. Kendisi yaptığı açıklamada, “Sağlık çalışanları ahlak zabıtası ya da İran’daki din polisi gibi davranırsa toplum sağlığı büyük zarar görür. İnsanlar hastalıklarını gizlemeye başlar” diye önemli bir uyarıda bulundu. Bu tür önlemlerin toplumda sağlık hizmetlerine erişim hakkını zedelemesinin yanı sıra, bireylerin ruhsal ve fiziksel sağlığına da olumsuz etkilerde bulunacağını dile getirdi.
Aynı zamanda, 18 yaşını geçmiş her bireyin hem hukuk hem tıp açısından erişkin olduğunu ve evli veya bekar olmasının, cinsel yaşamı yalnızca o kişiyi ilgilendirdiğini ifade etti. Uygulamanın özellikle cinsel yolla bulaşan hastalıklar açısından ciddi bir tehdit teşkil ettiğinin altını çizen Doğancı, sağlık hizmetlerine ulaşımda bu tür bir kısıtlamanın kabul edilemez olduğuna dikkat çekti.
Hedef Alınan Kadın Sağlığı Hakları
Kadın sağlık hakları, sadece sağlık hizmetlerine erişim değil, aynı zamanda bunların eşit, adil ve ayrımcılıktan uzak bir biçimde sunulmasını içerir. Ancak mevcut randevu düzenlemesi, bu hakları ihlal eden bir yapıya sahiptir. TTB gibi sağlık örgütleri, bu durumu kabul edilemez bulmakta ve kadınların sağlık haklarını koruma adına hukuki sürecin başlatabileceğini belirtmektedirler.
Kadınların sağlık gereksinimleri, yalnızca evli olduklarında bir değer taşımamakta ve bu tür bir ayrımcılığa maruz kalmaları, sosyal ve sağlık alanında ayrımcılığı pekiştirmektedir. Çeşitli platformlarda yapılan yorumlar, bu ayrımın kabul edilemez olduğuna dair güçlü bir toplumsal bilinç oluşturmuştur.
Toplum Sağlığı Üzerindeki Etkileri
Bu tür uygulamaların toplum sağlığı üzerindeki etkileri oldukça ciddidir. Özellikle genç yaş grubundaki kadınlar için sağlık hizmetlerine ulaşmanın kısıtlanması, genel sağlık durumunu olumsuz etkileyebilir. Örneğin, ciddi jinekolojik sorunları olan bir bireyin, yeterli sağlık hizmetine ulaşamaması durumunda, bu sorunlar daha da büyüyebilir ve toplum genelinde rahatsızlık taşıyabilir.
Kültürel ve sosyal arka planda, bireylerin sağlığını tehdit eden bir dizi durum, daha geniş çapta sağlık sorunlarına zemin hazırlayabilir. Uzmanlar, bu tür bir yaklaşımın önlenmesi gerektiğine ve bu konuda etkin adımlar atılması gerektiğine dikkat çekiyor. Böylece toplumda daha sağlıklı bireylerin yetişebilmesi için gerekli koşulların sağlanması mümkün olacaktır.
No. | Önemli Noktalar |
---|---|
1 | 25 yaş altı kadınlar yalnızca evli olduklarında jinekoloji polikliniklerinden randevu alabiliyor. |
2 | Türk Tabipleri Birliği, bu durumu ayrımcılık olarak nitelendiriyor. |
3 | Uzman hekimler, uygulamanın insan haklarına aykırı olduğunu belirtiyorlar. |
4 | Kadınların sağlık hakları bu uygulama ile ihlal ediliyor. |
5 | Toplum sağlığı, bu tür ayrımcı uygulamalar ile tehdit altındaki durumdadır. |
Haberin Özeti
Sonuç olarak, Merkezi Hekim Randevu Sistemi’nde ortaya çıkan 25 yaş altındaki kadınlara yönelik evli olma şartı, sağlık hizmetlerine erişimde ciddi kısıtlamalar doğurmakta. Bu durum, Türk Tabipleri Birliği ve uzman hekimlerin sert eleştirilerine maruz kalıyor. Uygulamanın kadınların sağlık haklarını ihlal etmesi ve toplum sağlığına olumsuz etkileri, sağlık sisteminin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini gösteriyor. Gelecekte, sağlık hizmetlerinin eşit ve adil bir şekilde sunulabilmesi için bu tür ayrımcı uygulamaların sürdürülmemesi gerektiği açıkça ortadadır.
Sıkça Sorulan Sorular
Soru: Uygulamanın amacı nedir?
Uygulamanın amacı, 25 yaş altındaki kadınların jinekolojik sağlık hizmetlerine erişimini belirli koşullar altında sınırlamaktır.
Soru: Türk Tabipleri Birliği bu konu hakkında ne düşünüyor?
Türk Tabipleri Birliği, uygulamanın ayrımcılığa yol açtığını ve kadınların sağlık hizmetlerine erişimini kısıtladığını belirtmektedir.
Soru: Uzmanların görüşleri nelerdir?
Uzmanlar, uygulamanın insan hakları ve tıp etiği açısından sorunlu olduğuna dikkat çekmektedirler.
Soru: Hangi yaş grubundaki kadınlar bu uygulamadan etkileniyor?
Uygulama, 25 yaş altındaki kadınları direkt olarak etkilemektedir.
Soru: Bu uygulamanın toplumsal etkileri nelerdir?
Toplum sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir, özellikle genç kadınlar için sağlık hizmetlerine erişimin kısıtlanması sorunlarına yol açabilir.