Gündem

İzmir’de Sağlık Çalışanları Eylemde: Bakanlık Sorunları Göz Ardı Ediyor

Son günlerde ağız ve diş sağlığı merkezleri, çalışma koşullarındaki çarpıklıklar ve sağlık emekçilerinin yaşadığı sorunlar ile ilgili tartışmaların merkezinde yer almakta. Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Derya Uğur, ADSM’lerin (Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri) mevcut sağlık sisteminin çürümüş yapısının bir yansıması olduğunu ifade ederek, burada çalışan sağlık emekçilerinin insani şartlarda çalışmadıklarını dile getiriyor. Uğur, Sağlık Bakanlığı’nın bu sorunlara karşı kayıtsız kaldığını belirterek, sağlık çalışanlarının yaşadığı ekonomik ve fiziksel şiddete derhal çözümler üretilmesi gerektiğini vurguladı. Aşağıda detaylandırılacak bu sorunlar ve talepler, sağlık sisteminin geleceği açısından büyük önem taşıyor.

Makale Alt Başlıkları
1) İnsani Olmayan Koşullar
2) Ekonomik Şiddetle Mücadele
3) Bakanlık ve Süreçler
4) Kadrolu Çalışma Modeli
5) Talepler ve Beklentiler

İnsani Olmayan Koşullar

ADSM’lerdeki çalışma koşullarını “bilimsellikten uzak ve insani olmayan” olarak tanımlayan Derya Uğur, burada gerçekleştirilen sağlık hizmetlerinin kalitesizliğine dikkat çekmektedir. Uğur, sağlık emekçilerinin, iş şartlarının yeterli olmadığını ve bunun da onların yaşam standartlarını olumsuz yönde etkilediğini belirtiyor. Düşük ücretler, yetersiz çalışma koşulları ve sosyal güvencelerin eksikliği, sağlık emekçilerinin motivasyonunu düşürmekte ve mesleklerini icra etmek konusunda karşılaştıkları zorlukları artırmaktadır.

Sendikanın çeşitli eylemler ile bu durumu protesto ettiğini aktaran Uğur, liyakatten uzak bir yönetim anlayışının sorunları derinleştirdiğini ifade etmektedir. ADSM’lerde çalışan sağlık emekçileri, sadece kendi sağlık ve güvenlikleri için değil, aynı zamanda hastalarının sağlığı için de güvenli ve insana yaraşır bir çalışma ortamına ihtiyaç duymaktadır. Bu bağlamda, sağlık hizmetlerinin yönetiminde yapılan hataların düzeltilmesi, ancak tüm paydaşların ortak bir çaba göstermesi ile mümkün olacaktır.

Ekonomik Şiddetle Mücadele

Uğur, sağlık emekçilerinin yaşadığı ekonomik sıkıntıları ve bu sorunların yarattığı baskıyı şimdi daha iyi anlamamız gerektiğini vurguluyor. Hiçbir sağlık emekçisinin cezalandırılmadan, sadece en temel ihtiyaçlarını karşılama fırsatını bile bulamadığı bir ortamda çalışması beklenemez. Emek harcayan sağlık çalışanları, nitelikli hizmet verme isteği ile beraber sürekli bir ekonomik şiddetle karşı yüzleşmek durumunda kalmaktalar.

“Bugün ADSM’lerde görev yapan sağlık emekçileri canla başla mücadele ettiği yetmezmiş gibi, bir de ekonomik şiddetle karşı karşıya bırakılmakta, çalışma şartları iyileştirilmediği gibi zaten yoksulluk bandında aldıkları ücretler her geçen gün daha da düşürülmektedir.”

Bu durum, yalnızca sağlık çalışanlarını değil, aynı zamanda hastaları da olumsuz etkileyen bir kısır döngü yaratıyor. Çalışma barışının bozulması, sağlık hizmetlerinin kalitesizleşmesine yol açmakta ve bu durum, hastaların sağlığını da riske atmaktadır. Bu nedenlerden dolayı, bu sorunun acilen büyük bir dikkatle ele alınması gerekmektedir.

Bakanlık ve Süreçler

Sağlık Bakanlığı’nın bu konudaki durumu da Uğur’un dikkat çektiği bir diğer önemli mesele. Uğur, “Defalarca MHRS sürelerinin kısa olduğunu, tedavi için yeterli olmadığını dile getirdiğimiz halde hiçbir olumlu adım atmamış; hem hizmet bekleyen hastayı hem de mesleğini icra etmeye çalışan sağlık emekçilerini mağdur etmiştir.” şeklinde açıklamalarda bulundu.

Bakanlığın, sağlık emekçilerinin haklarını gözetmemesi ve süreçleri iyileştirmemesi, sağlık hizmetlerinin standartlarını düşürmekte ve çalışanların stres düzeyini artırmaktadır. Bu nedenle, sağlık sisteminin her aşamasında daha fazla dikkat ve özen gösterilmesi gerektiği aşikardır.

Ayrıca, Uğur, “Bu merkezlerdeki oda yetersizliği nedeniyle hasta mahremiyetini hiçe saymakta, hasta haklarına aykırı davranmaktadır.” şeklinde durumun etik boyutuna da dikkat çekmektedir.

Kadrolu Çalışma Modeli

Uğur, sağlık emekçilerinin güvenceli bir çalışma ortamına sahip olmak istediğini ve bunu sağlamak amacıyla birtakım taleplerinin olduğunu belirtmektedir. “Sağlık emekçileri ödeyemedikleri faturaları, kirayı, çocuğunun okul masrafını değil sadece hastalarını düşünebilecekleri ücretler almayı talep etmektedir.” diyerek sağlık çalışanlarının neye ihtiyaç duyduğunu net bir şekilde ifade etmektedir.

Bu talepler arasında, 2008 öncesi ve sonrası göreve başlayanların hak kayıplarının giderilmesi, enflasyon farkının tüm ücretlere aylık yansıtılması, kamu emekçilerinin alım gücünün korunması ve sözleşmeli modellere son verilerek kadrolu, güvenceli çalışma modelinin esas alınması bulunmaktadır. Bu taleplerin karşılanması, sağlık sisteminin sağlıklı işlemesi açısından da büyük bir gereklilik teşkil etmektedir.

Talepler ve Beklentiler

Sonuç olarak, Derya Uğur, sağlık sisteminin yeniden inşa edilmesi ve sağlık emekçilerinin haklarının güvence altına alınması gerektiğini vurgulamaktadır. Bu noktada, tüm paydaşlar tarafından elbirliğiyle yapılacak bir çalışmanın son derece önemli olduğu unutulmamalıdır. Sağlık emekçilerinin yaşadığı sıkıntılar yalnızca kendi问题leri değil, aynı zamanda tüm toplumun sağlık kalitesi ile doğrudan ilişkilidir.

Taleplerin dikkate alınması ve gerekli adımların atılması, sağlık emekçilerinin motivasyonunu artıracak, hizmet kalitesini yükseltecek ve dolayısıyla toplum sağlığını korumak için kritik öneme sahiptir. Bu taleplerin karşılanması, aynı zamanda sağlık sisteminin sürdürülebilirliği açısından da hayati bir öneme sahiptir.

No. Önemli Noktalar
1 ADSM’lerdeki koşullar insani değil ve düzeltilmesi gerekiyor.
2 Sağlık emekçileri ekonomik şiddete maruz kalıyor.
3 Sağlık Bakanlığı’nın müdahale etmemesi sorunları derinleştiriyor.
4 Kadrolu, güvenceli çalışma modeli talep ediliyor.
5 Hastaların hakları ile sağlık emekçilerinin korunması gerekli.

Haberin Özeti

Sağlık emekçilerinin yaşadığı sorunlar, toplum sağlığını doğrudan etkilemekte ve bu durumun acilen çözülmesi gerekmektedir. ADSM’lerdeki çarpıklıkların yanı sıra, sağlık çalışanlarının yaşadığı ekonomik zorluklar ve sağlık hizmetlerinin kalitesizliği, tüm sağlık sisteminin sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir. Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Derya Uğur’un gündeme getirdiği talepler, sağlık emekçilerinin yaşam standartlarını iyileştirmek ve toplum sağlığını korumak için son derece kritik bir öneme sahiptir. Önümüzdeki süreçte, bu sorunların çözümü için atılacak adımlar, sağlık sisteminin geleceğini şekillendirecektir.

Sıkça Sorulan Sorular

Soru: ADSM’lerdeki çalışma koşulları neden eleştiriliyor?

Çünkü mevcut koşulların insani olmadığı ve sağlık emekçilerini yoksulluğa mahkum ettiği belirtiliyor.

Soru: Sağlık emekçileri hangi sorunlarla karşılaşıyorlar?

Ekonomik şiddet, düşük ücretler ve yetersiz çalışma koşulları gibi sorunlarla mücadele ediyorlar.

Soru: Sağlık Bakanlığı’nın bu konudaki tutumu nedir?

Bakanlık, sağlık emekçilerinin taleplerine kayıtsız kalmakta ve çözümler üretmemektedir.

Soru: Sağlık emekçilerinin talep ettiği çalışma modeli nedir?

Kadrolu ve güvenceli bir çalışma modeli talep edilmektedir.

Soru: Bu sorunların çözülmesi neden önemli?

Sorunların çözülmesi, hem sağlık emekçilerinin hem de hastaların sağlığını korumak için kritik öneme sahiptir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu