
Son günlerde İstanbul’un Silivri ilçesinde meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem, şehirdeki riskli yapıların güvenliği konusunda endişeleri yeniden gündeme getirdi. Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından iki yıl geçmiş olmasına rağmen, İstanbul’daki riskli yapı stoku hala büyük bir tehdit oluşturuyor. Ülke genelinde 6 milyon civarında riskli konut bulunduğu tahmin edilirken, İstanbul’da bu sayı 1,5 milyon olarak belirtiliyor. Uzmanlar, bu yapılarla ilgili hemen harekete geçilmesi gerektiğini vurguluyor.
Son 22 yılda yapılan dönüşüm çalışmalarıyla birlikte 3,5 milyondan fazla konut yapılmış olmasına rağmen, hala milyonlarla ifade edilebilecek kadar riskli yapının varlığı dikkate alınmalıdır. Özellikle İstanbul’da 600 bin acil yıkılacak konutun bulunduğu ifade ediliyor. Bu çerçevede kentsel dönüşüm ve yapı güçlendirme konularında eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarının fazla hayati olduğu görülüyor. Uzmanlar, deprem öncesi alınacak tedbirlerin, yaşam kayıplarını ve maddi hasarları en aza indireceğinin altını çiziyor.
Makale Alt Başlıkları |
---|
1) Dönüşüm ve Güçlendirme Kritik Bir İhtiyaç |
2) İstanbul’un Geleceği Dönüşüm ve Güçlendirmeye Bağlı |
3) Tüm Taraflar Ortak Bir Vizyon Etrafında Birleşmeli |
4) Riskli Bölgelere Öncelik Verilmeli |
5) Güçlendirme, Hız ve Maliyet Avantajı Sunuyor |
Dönüşüm ve Güçlendirme Kritik Bir İhtiyaç
Şehircilik ve Kentsel Dönüşüm Derneği Genel Başkanı Hüseyin Kılınçarslan, İstanbul’da muhtemel bir depremin sonuçları hakkında önemli bilgiler paylaştı. Kılınçarslan, 7 ile 7,5 büyüklüğündeki bir depremin 500 binden fazla binanın hasar görmesine yol açacağını öngörüyor. Ayrıca, 48 bin bina ağır, 146 bin bina ise orta düzeyde hasar alacak gibi görünüyor. Bu konuda yapılması gereken ilk adım, riskli yapıların hemen dönüşüm ve güçlendirme süreçlerine dahil edilmesidir.
Kılınçarslan, kentsel dönüşümün sadece bina güçlendirme ile sınırlı kalmaması gerektiğini, yaşam kalitesini artırmanın, çevresel sürdürülebilirliği sağlamanın ve sanayiyi depreme dirençli hale getirmenin önemli olduğunu vurguladı. İstanbul, sadece bir şehrin ötesinde, aynı zamanda bir global metropol olarak bu tehditlerle başa çıkmak zorundadır. Bu nedenle, dönüşüm süreci hem fiziksel hem de sosyal boyutlarıyla ele alınmalıdır.
İstanbul’un Geleceği Dönüşüm ve Güçlendirmeye Bağlı
Hüseyin Kılınçarslan, 1999’da meydana gelen büyük depremin ardından yapılan ‘İstanbul’daki konut stokunun iyileştirilmesi’ hedefinin henüz tam anlamıyla gerçekleştirilemediğine dikkat çekiyor. Eski binaların yerine depreme dayanıklı yapılar inşa edilmesi, mevcut yapıların güçlendirilmesi ve yapı denetim sistemlerinin sıkılaştırılması gerektiğinin altını çiziyor. Bu süreçte, özellikle sanayi tesislerinin organize sanayi bölgelerine taşınmasının önemi de vurgulanmalıdır.
Bu değişikliklerle hem çevresel etkiler azaltılacak hem de kentsel dönüşüm projeleri ile yeşil alanlar genişletilecektir. Kılınçarslan, kentsel dönüşüm ve güçlendirme çalışmalarının İstanbul’un geleceği için kritik bir öneme sahip olduğunu belirtiyor. Bu sürecin başarıyla yönetilmesi, İstanbul’u yalnızca bir şehir olmaktan çıkarıp, küresel bir örnek haline getirecektir.
Tüm Taraflar Ortak Bir Vizyon Etrafında Birleşmeli
Gayrimenkul ve İnşaat Platformu Başkanı Mustafa Ekiz, dönüşüm sürecinin en önemli adımlarından birisinin vatandaşların bilinçlendirilmesi ve teşvik edilmesi olduğunu ifade etti. Ekiz, kentsel dönüşümün ve yapı güçlendirmenin hayati öneminin, olası risklerinin ve uzun vadeli faydalarının net bir şekilde anlatılması gerektiğini belirtti. Bu tür bilgilendirme çalışmaları, vatandaşların sürece gönüllü katılımını artıracak ve dönüşüm projelerinin hız kazanmasını sağlayacaktır.
Ayrıca bürokratik süreçlerin hızlandırılmasının ve kolaylaştırılmasının da son derece kritik olduğu ifade ediliyor. Mevcut yasal düzenlemelerin sadeleştirilmesi, onay süreçlerinin kısaltılması ve tek bir merkezden koordinasyon sağlanması bu çalışmaların hızlı ilerlemesine katkıda bulunacaktır. Ayrıca, yerel yönetimlerin, merkezi hükümetin, özel sektörün ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliğinin güçlendirilmesi gerekir.
Riskli Bölgelere Öncelik Verilmeli
Mustafa Ekiz, inşaat süreçlerinde endüstriyel üretim tekniklerinin ve prefabrikasyonun yaygınlaştırılmasının maliyetleri düşüreceğini belirtti. Ayrıca, İstanbul’un deprem riski haritası göz önüne alındığında, en riskli bölgelerdeki dönüşüm çalışmalarına acil öncelik verilmesi gerektiğini vurguladı. Bu bölgelerde yaşayan vatandaşlarla daha yoğun iletişim kurulması ve özel destek mekanizmaları geliştirilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Kentsel dönüşüm süreçlerinin her aşamasına vatandaşların aktif katılımı sağlanarak, onların görüşlerinin alınması ve süreç hakkında sürekli bilgilendirme yapılması önemlidir. Aynı zamanda kentsel dönüşüm için ayrılan kamu kaynaklarının artırılması ve özel sektör yatırımlarının teşvik edilmesi de büyük önem taşımaktadır.
Güçlendirme, Hız ve Maliyet Avantajı Sunuyor
Bina güçlendirme uzmanı Sinan Türkkan, Türkiye genelinde 6 milyon civarında riskli konut olduğunu vurguladı ve bu konutlardan yaklaşık 5 milyonunun güçlendirme ile kurtarılabileceğini belirtti. Türkkan, İstanbul’daki yüksek riskli 600 bin konutun 150 bini için acil harekete geçilmesi gerektiğini ifade etti. Tamamen bilimsel metotlara dayanan güçlendirmenin, kentsel dönüşüm sürecine göre daha kısa süreli ve maliyet açısından daha avantajlı olduğunu belirtti.
Kentsel dönüşümde güçlendirme yerine, toplam yıkım ve yeniden inşa süreçlerini tercih edenler için bir uyarıda bulundu. Doğru zemin, malzeme ve sistemle, yapıların oluştukları mekanlarda ayakta kalabilecek duruma getirilebileceğini belirtti. Dönüşüm veya güçlendirme süreçlerinin zamana yayılmadan, hemen başlatılması gerektiğinin altını çizdi.
Haberin Özeti
İstanbul’un, deprem gerçeğiyle yüzleşmesi gerektiği bir kez daha ortaya konmuştur. Uzmanların uyarıları doğrultusunda, riskli yapılarla ilgili dönüşüm ve güçlendirme çalışmalarının hızla başlatılması elzemdir. Riskli konut stokunun azaltılması için gereken adımlar atılmadığı takdirde, şehirde olası bir deprem durumunda büyük zararlar yaşanması kaçınılmazdır. Bu nedenle, kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının ortak hareket etmesi gerektiği vurgulanmaktadır; zira kentsel dönüşüm ve güçlendirmeler, İstanbul’un geleceği için hayati öneme sahiptir.
No. | Önemli Noktalar |
---|---|
1 | İstanbul’da acilen yıkılacak 600 bin riskli konut bulunmaktadır. |
2 | Kentsel dönüşüm ve yapı güçlendirme çalışmaları hızlandırılmalıdır. |
3 | Bürokratik engeller kaldırılarak süreçlerin hızlandırılması gerekiyor. |
4 | Kentsel dönüşüm alanlarında vatandaşların katılımı önemlidir. |
5 | Güçlendirme, maliyet ve zaman avantajları sunarak daha hızlı sonuçlar verir. |
Sıkça Sorulan Sorular
Soru: Riskli konutlar nasıl tespit edilir?
Riskli konutlar, bağımsız uzmanlar tarafından yapılan detaylı yapı kontrolü ve deprem performans analizi ile tespit edilmektedir.
Soru: Kentsel dönüşüm projeleri kimler tarafından yönetilmektedir?
Kentsel dönüşüm projeleri, yerel yönetimler ve özel sektör işbirliği içinde yürütülmektedir.
Soru: Güçlendirme süreçlerine kimler katılabilir?
Güçlendirme süreçlerine, yapı sahibi olan tüm bireyler katılabilir ve devlet desteklerinden yararlanabilir.
Soru: Deprem öncesinde ne tür önlemler alınmalıdır?
Deprem öncesinde, binaların güçlendirilmesi ve acil durum planlarının hazırlanması gibi önlemler alınmalıdır.
Soru: Kentsel dönüşüm için finansal destekler var mı?
Evet, düşük faizli krediler, kira yardımları ve vergi muafiyetleri gibi çeşitli finansal destekler mevcuttur.