Filistin’in Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde yapılan Orta Doğu oturumunda önemli açıklamalarda bulundu. Bu konuşmada, Gazze’deki son durum ile ilgili insanlık adına endişelerini dile getiren Mansur, ABD yönetimine ve uluslararası topluma çağrılarda bulundu. Mansur’un açıklamaları, bölgedeki çatışmanın ve insani krizlerin derinleştiği bir dönemde, çatışmanın tarafları arasında barışın nasıl sağlanabileceğine dair kritik noktaları gündeme getirdi.
| Makale Alt Başlıkları |
|---|
| 1) Gazze’deki Durum |
| 2) ABD’ye Yapılan Çağrı |
| 3) Ateşkesin Bozma Niyetleri |
| 4) Batı Şeria ve Kudüs’te Saldırılar |
| 5) Filistinli Mahkumların Durumu |
Gazze’deki Durum
Filistin’in Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, Gazze’de yaşanan insani durumu aktardı. 10 Ekim tarihinden itibaren ateşkesin fiilen yürürlüğe girmesiyle birlikte her gün ortalama 1000 insanın yaralandığını veya hayatını kaybettiğini belirtti. Mansur, özellikle çocukların ölüm oranlarının yüksek olduğunu vurgulayarak, iki çocuğun her gün bu koşullar altında hayatını kaybetmesinin korkunç bir gerçek olduğunu ifade etti. Bu koşullar altında, yerinden edilmiş ailelerin çadırlarda kış geçirmeye çalışmasının da ciddi bir insani kriz yarattığını vurguladı.
Mansur’un üslubu oldukça sertti; “Hiçbir şey bu durumu haklı gösteremez” dedi. Bu bağlamda, uluslararası toplumun, özellikle de Birleşmiş Milletler’in, bu insanlık dramına duyarsız kalmamaları gerektiğini savundu. Gazze’deki durumun aciliyetini ifade eden Mansur, yaşananların soykırıma eşdeğer olduğunu savundu.
ABD’ye Yapılan Çağrı
Mansur, ABD yönetimine de önemli bir çağrıda bulundu. İsrail’in, Filistinlilerin ilerleyişini kasıtlı olarak engellediğini ileri süren Mansur, Washington’un bu duruma müdahil olması gerektiğine dikkati çekti. “Ateşkesin bozulmasını önlemek için uluslararası aktörler, özellikle ABD, mutlaka devreye girmelidir” şeklinde konuştu. Ayrıca, garantör devletlerin mevcut krize odaklanmak yerine, barışa yönelik adımlara yönelmelerini istedi.
Bu çağrının, uluslararası diplomaside önemli bir dönüm noktası olabileceği değerlendirilmektedir. Filistinli yetkililer, ABD ve diğer büyük güçlerden gelecek destekle, bölgedeki tansiyonu düşürme ve uzun vadede kalıcı barış sağlama yönünde umut taşımaktadır.
Ateşkesin Bozma Niyetleri
Mansur, Filistinlilerin, İsrail’in niyetini anlayarak çekimser kaldığını ifade etti. Özellikle Donald Trump döneminde ortaya çıkan barış planını kabul eden Filistinlilerin, bu süreçte nasıl bir hedef gözetildiğine dikkat çekmek istedi. “İsrail’in, yardım girişlerini engelleyerek ve saldırılara yeniden başlayarak ateşkesi bozma niyetinde olduğunu gördük” dedi.
Ayrıca, Sarı Hat üzerinden Gazze’nin işgalinin derinleştirilmesinin de bu duruma katkı sağladığını kaydetti. Yani, savaş ve çatışma ortamını besleyen bu tür girişimlerin, kalıcı bir çözüm sağlanamayacağını gösterdiğine işaret etti. Dolayısıyla, bu tür eylemlerin son bulması, barış için elzem görülmektedir.
Batı Şeria ve Kudüs’te Saldırılar
Mansur, Batı Şeria ve Kudüs’teki zorla göç ve toprak sömürgeleştirme politikalarını eleştirerek, İsrail askerleri ve yerleşimcilerin bu sürece derhal son vermeleri gerektiğini vurguladı. Bu tür uygulamaların hem uluslararası hukuka hem de insan onuruna aykırı olduğunu açık bir dille ifade etti.
Ayrıca, bu saldırıların Filistin halkında derin yaralar açtığını ve huzursuzluk yarattığını belirterek, uluslararası topluma bu sorunun önemine dikkat çekti. “Filistinlilerin özgürlük ve topraklarına sahip çıkma hakkının tanınması gerekiyor” şeklinde sözlerini tamamladı.
Filistinli Mahkumların Durumu
Mansur, ayrıca İsrail hapishanelerindeki Filistinli esirlerin durumunu da gündeme getirdi. BMGK’nın hapisteki binlerce tutukluya göstermediği ilginin, İsrail hükümetinin işkencelerini görmezden geldiği anlamını taşıdığını belirtti. Özellikle Sde Teiman Hapishanesi’nde bir mahkuma yapılan tecavüzün kayda geçirilmesi, Mansur için skandal bir durum olarak öne çıktı. Bu bağlamda, “Asıl skandal, tecavüz değil videonun sızmasıdır” ifadelerine yer verdi.
Mansur, bu tür durumların ciddiyetine dikkat çekerek, mahkumları koruma altına almak için uluslararası topluma çağrıda bulundu. Bu tür insan hakları ihlallerinin sona ermesi için gereken adımların bir an önce atılması gerekmektedir.
Haberin Özeti
Riyad Mansur’un BM Güvenlik Konseyi’nde yaptığı konuşma, Gazze’deki insani durumun vahametini gözler önüne serdi. Sadece Filistin için değil tüm insanlık için endişe verici bir tablo çizen Mansur, ABD’ye ve diğer uluslararası aktörlere acil müdahale çağrısında bulundu. İsrail’in bölgedeki politikalarının barış sürecine ciddi şekilde engel teşkil ettiği görülmektedir. Mansur’un vurguladığı üzere, hem Batı Şeria hem de Kudüs’teki durumlar ve Filistinli mahkumların insan hakları ihlalleri, bu sorunun çözümü için uluslararası topluma düşen sorumlulukların altını çizmektedir. Dolayısıyla, bu konuların ivedilikle ele alınması gerektiği anlaşılmaktadır.
Sıkça Sorulan Sorular
Soru: Riyad Mansur hangi platformda konuşma yaptı?
Riyad Mansur, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde düzenlenen Orta Doğu oturumunda konuşma yapmıştır.
Soru: Mansur, Gazze’deki durumu nasıl tanımladı?
Mansur, Gazze’de her gün yaşanan ölümlerin ve yaralanmaların insanlık dramı olduğunu belirtti. Hiçbir durumun bunu haklı gösteremeyeceğini dile getirdi.
Soru: Mansur’un ABD’ye çağrısı neydi?
Mansur, ABD yönetiminin ateşkesin bozulmasını engellemek amacıyla duruma müdahil olması gerektiğini ifade etti.
Soru: Batı Şeria ve Kudüs’teki durum hakkında Mansur’un görüşleri nelerdir?
Mansur, bu bölgelerde zorla göç ve toprak sömürgeleştirme politikalarının derhal son bulması gerektiğini savundu.
Soru: İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutuklular hakkında ne dedi?
Mansur, hapishanelerdeki durumun ciddiyetine dikkat çekerek, işkence gören binlerce tutuklunun haklarının korunması için uluslararası topluma çağrıda bulundu.
