
Günümüzde, birçok insan iş yaşamında karşılaştığı baskı ve stres nedeniyle tükenmişlik sendromu riski altındadır. Uzmanlar, sınırlar koymanın bu durumu önlemenin etkili bir yolu olduğunu ifade ediyor. Kariyer koçu Helen Tupper ve “Tükenmişlik Doktoru” kitabının yazarı Dr. Claire Ashley, kendimize daha net sınırlar koyabilmemiz için kullanmamız gereken ifadeleri ele alarak, bu bağlamda pratik önerilerde bulunuyorlar. Özellikle kadınlarda daha fazla görülen tükenmişlik sendromu ile başa çıkabilmenin yolları üzerinde duran bu uzmanlar, sınır koymanın ve hayır demenin önemini vurguluyor.
Makale Alt Başlıkları |
---|
1) Hayır Demenin Önemi |
2) Tükenmişlik Sendromunun Semptomları |
3) Hedeflerinizi Ayarlamak |
4) Kendi Yarışınızı Koşun |
5) İş Yerinde Sınırlar Koymak |
Hayır Demenin Önemi
Kariyer koçu Helen Tupper, ‘yapamam’ yerine ‘yapmıyorum’ demenin daha etkili bir yöntem olduğuna dikkat çekiyor. Bu ifadeler arasındaki farklılık, sosyal dinamiklerin anlaşılmasında önemli bir rol oynuyor. ‘Yapamam’ demek, kişinin bir nevi pazarlığa davet çıkardığı anlamına geliyor; başkalarının yaptığı ikna çabalarıyla karşılaşma olasılığı artıyor. Ancak ‘yapmıyorum’ demek, daha net ve kesin bir duruş sergileyerek karşı tarafta belirli bir otorite hissi yaratıyor. Bu durum, iş yaşamında ya da sosyal ortamlarda sınırlarını koymak isteyen bireyler için kritik bir strateji haline geliyor.
Örneğin, iş yerinde mesai sonrası bir toplantıya katılmak istemeyen biri, ‘Çarşamba günleri saat 17.00’den sonra toplantılara girmiyorum çünkü çocuklarımı o saatte alıyorum’ diyerek açık bir sınır koyabilir. Bu tür ifadeler, gereksiz müzakerelerin önüne geçerken, bireyin kişisel yaşamına da saygı gösterildiğini duymaya yardımcı olur.
Tükenmişlik Sendromunun Semptomları
Tükenmişlik sendromuna dair en yaygın belirtiler arasında fiziksel ve zihinsel yorgunluk, kaygı ve oluşan suçluluk hissi bulunuyor. Örneğin, geçmişte tükenmişlik yaşayan Lorraine Pascale, bu süreçte aşırı iş yükü ve zaman yönetimini içeren bir dizi olumsuz deneyim yaşadığını belirtiyor. İlerleyen zamanla birlikte hem yemek pişirmekten geri adım attığını hem de terapiye gitmek zorunda kaldığını aktaran Pascale, bunun kendisi için hayatında verdikleri bir kararı görmek anlamına geldiğini vurguluyor.
Yapılan araştırmalar, iş hayatında yüksek stres düzeyine maruz kalan ve tükenmişlik semptomları yaşayan kişilerin sayısında artış olduğunu ortaya koyuyor. Yaklaşık her 10 çalışandan dokuzu, geçtiğimiz yıl yüksek veya aşırı düzeyde stres yaşadığını bildiriyor. Dr. Claire Ashley, tükenmişlik ve stresin birbirinden farklı olduğunu; tükenmişliğin kopma ve performans düşüklüğüne yol açtığını ekliyor. Bu nedenle, çalışanların iş hayatında bu semptomların tanınması büyük önem taşıyor.
Hedeflerinizi Ayarlamak
Tükenmişliğin önüne geçmenin bir diğer önemli adımı da hedeflerinizi mevcut kapasitenize göre ayarlamak olarak karşımıza çıkıyor. Dr. Ashley, bu konudaki tavsiyesinde, sahip olduğunuz zihinsel ve duygusal kaynaklarınızı göz önünde bulundurarak hedeflerinizi belirlemeniz gerektiğini vurguluyor. Bu şekilde, gerçekçi ve ulaşılabilir hedefler belirleyerek, aşırı yüklenmeyi ve buna bağlı gelişecek stres faktörünü minimize edebilirsiniz. Örneğin, bir projede belirlediğiniz son tarih, iş yükünüzü aşmamalıdır ve zaman yönetimi konusunda gerçekçi olmalısınız.
Kendinize uygun hedefleri belirlemek, başarılarınıza odaklanmanızı ve ilerlemenizin tadını çıkarmanızı sağlayabilir. Hedeflerinizi belirlerken, dışsal taleplerin yanı sıra içsel motivasyonların da göz önünde bulundurulması önemlidir. Sadece kariyer odaklı değil, bireysel yaşamınızdaki hedefleriniz de dikkate alınmalıdır.
Kendi Yarışınızı Koşun
Tükenmişliği önlemek adına önemli bir diğer öneri ise, kendi yarışı koşmak şeklinde ifade ediliyor. Helen Tupper, bireylerin sürekli bir şeylerin peşinden koşmak yerine durmaları gerektiğini ifade ediyor. İlerlemeyi kutlamak, kişisel başarılarınızı paylaşmak ve takdir etmek, bunlar arasında önemli yararlar sağlıyor. Meslektaşlarla kıyaslamalardan kaçınmak, bireylerin kendi yolculuklarına odaklanmalarına yardımcı olurken, bu da tükenmişlik riski ile başa çıkmalarına katkı sağlar.
Elde edilen başarıların bireysel düzeyde değerlendirilmesi, bireylerin kendileriyle barışık olmalarına ve ruh sağlıklarını korumalarına olanak tanıyor. Ayrıca, Dr. Richard Duggins gibi uzmanlar, iş yerindeki hiyerarşik yapıda çalışanların liderleriyle sınırları belirlemek adına konuşmalarını teşvik ediyor. Bu tür bir iletişim, iş ortamında sağlıklı dinamiklerin gelişmesine olanak tanıyor ve tükenmişliği önlemede etkili bir strateji sunuyor.
İş Yerinde Sınırlar Koymak
Son olarak, iş yerinde sınırlar koymanın önemi bir kez daha vurgulanıyor. Uzmanlar, çalışma ortamında sınırların belirlenmesinin herkesin yararına olacağını belirtiyor. Aynı zamanda çalışanlar, ihtiyaç duydukları destekleri almak için açık bir iletişim kurmaya teşvik ediliyor. Çoğu işveren bunun, çalışma verimliliği ve çalışan memnuniyetini artıracağını anlayabilecek düzeyde konumlandırılıyor. Ancak yapılan araştırmalar, işyeri ortamı değişmediği sürece kendimizi korumak adına bireysel değişiklikler yapmamız gerektiği konusunda dikkat çekiyor.
Dr. Ashley‘nin de belirttiği üzere, yaşam evrelerini göz önünde bulundurmak, özellikle yarı zamanlı çalışanlar ya da ailevi sorumlulukları olan bireyler için son derece önemlidir. Çünkü her birey, kariyer yolculuğunda farklı deneyimler ve yüklerle ilerliyor ve bu durum tükenmişlik sendromu ile mücadelede güçlü bir etken oluşturuyor.
No. | Önemli Noktalar |
---|---|
1 | Bireylerin sınırlarını belirlemeleri, iş ve özel yaşam dengesini korumada kritik önem taşır. |
2 | ‘Yapamam’ yerine ‘yapmıyorum’ demek, duruşu netleştirir. |
3 | Tükenmişlik sendromu her bireyi etkileyebilir; belirtileri tanımak önemlidir. |
4 | Kişisel hedeflerin ayarlanması, aşırı stresin önlenmesine yardımcı olur. |
5 | İş yerinde sağlıklı iletişim, tükenmişliği önlemede etkili bir stratejidir. |
Haberin Özeti
Günümüzde iş yaşamında karşılaşılan tükenmişlik sendromu, çalışanların mental sağlığı üzerinde ciddi etkiler yaratmaktadır. Uzmanlar, sınır koymanın, hayır demenin ve gerçekçi hedefler belirlemenin tükenmişlik riskini azaltacağını ifade etmektedir. Bu bağlamda, bireyler için önemli öneriler sunulmakta, yetenek ve kaynaklarını doğru bir şekilde değerlendirmeleri tavsiye edilmektedir. Tükenmişlik sendromu ile başa çıkabilmenin yolları konusunda daha çok bilgi ve farkındalık sağlanması gerekmektedir.
Sıkça Sorulan Sorular
Soru: Tükenmişlik sendromunun belirtileri nelerdir?
Cevap: Tükenmişlik sendromunun belirtileri arasında aşırı yorgunluk, kaygı, duygusal dengesizlik ve fiziksel sağlığın bozulması yer alır.
Soru: Hayır demenin önemi nedir?
Cevap: Hayır demek, kişisel sınırların korunmasına yardımcı olur ve gereksiz müzakerelerin önüne geçer.
Soru: Tükenmişlik sendromu sadece işyerinde mi görülür?
Cevap: Tükenmişlik, iş hayatında olduğu kadar sosyal ve kişisel yaşamda da ortaya çıkabilir.
Soru: Etkili sınırlar koymak zor mu?
Cevap: Sınır koymak zor olabilir ama bireyler için oldukça gereklidir; özellikle sürekli talep ve baskı altındaysanız.
Soru: Psikolojik destek almak tükenmişlikle başa çıkmak için yeterli midir?
Cevap: Psikolojik destek almanın yanı sıra, bireylerin kendi yaşam düzenlemeleri yapması da gereklidir.