
İran’ın mevcut rejimi, uluslararası alanda yaşanan gelişmeler ve iç muhalefet dinamikleri ile büyük bir belirsizlik içindedir. Nasıl bir değişim olacağı ve bu değişimin hangi aktörler tarafından gerçekleştirileceği hala bilinmemektedir. Yakın geçmişte yaşanan gelişmeler ve toplumsal hareketlilik, İran’da bir dönüşümün habercisi olarak algılanabilir. Ancak, ülke içinde parçalanmış muhalefet grupları ve çeşitli fikir ayrılıkları, bu dönüşümün ne yönde ilerleyeceği hususunda soru işaretleri yaratmaktadır. İşte, yeni bir İran için etkili olabilecek muhalefet aktörlerine ve bunların sunduğu alternatiflere genel bir bakış.
Makale Alt Başlıkları |
---|
1) Reza Pahlavi: Taçsız Veliaht |
2) Halkın Mücahitleri (MEK): Gerçek Bir Alternatif Olmaktan Uzak |
3) Masih Alinejad: Sadece Bir Sembol |
4) Narges Mohammadi: Baskı İçinden Gelen Ahlaki Otorite |
5) İran Geçiş Konseyi: Başarısız Bir Birlikten Geriye Kalanlar |
Reza Pahlavi: Taçsız Veliaht
Devrik Şah’ın oğlu Reza Pahlavi, ABD’de sürgünde yaşarken, 20 yaşında tahta bağlılık yemini etmiştir. O tarihten bu yana kendisini “meşru kral” olarak gören Pahlavi, ülkeden hiç dönmemiştir. Zamanla monarşist milliyetçi bir figür olmuştur ve İran muhalefetinin sembollerinden biri haline gelmiştir. Ancak, mevcut durumu değerlendirirken belirsiz ifadeler kullanması ve net bir politik duruş sergilememesi dikkat çekmektedir. Amacının monarşiyi yeniden kurmak mı yoksa demokratik bir düzen inşa etmek mi olduğu belli değildir. Bu konuda, “Karar İran halkına bırakılmalıdır,” ifadesini sıkça kullanmaktadır.
Pahlavi’nin, ABD’deki Cumhuriyetçi ve muhafazakâr çevrelerle olan ilişkisi, Batı’da avantaj olarak değerlendiriliyor olsa da, İran içindeki rolü hala netlik kazanmamıştır. Çeşitli eleştirmenler, siyasi belirsizliğine ve somut bir geçiş planı sunmamasına dikkat çekmektedir. İran-İsrail savaşının başlangıcı ile birlikte, Pahlavi net bir tutum sergileyerek bu durumun rejimin devrilmesi için tarihi bir fırsat olduğuna inanmaktadır. 17 Haziran 2023 tarihinde İran halkını, rejimin zayıflamasını fırsat bilerek “onu bitirmeye” çağırmıştır. O zamandan beri bu çağrısını tekrarlamaktadır. Pahlavi’ye göre, rejim askeri olarak çökmüş durumdadır.
Ancak, babasının dönemindeki baskı rejiminden ötürü hâlâ eleştirilmekte ve siyasi hesaplarını büyük ölçüde dış desteğe dayandırdığı, İran toplumunun iç dinamiklerine fazla güvenmediği belirtilmektedir.
Halkın Mücahitleri (MEK): Gerçek Bir Alternatif Olmaktan Uzak
Halkın Mücahitleri (MEK), 1965 yılında antiemperyalist bir gerilla hareketi olarak kurulmuştur ve zamanla İran’daki hem Şah yönetimine hem de İslam Cumhuriyeti’ne karşı mücadele etmiştir. 2002 yılında İran’ın gizli nükleer programını ifşa ettiklerini iddia etmişlerse de, bu bilgilerin çok geçmeden ABD ve İsrail tarafından sağlandığı ortaya çıkmıştır. Bugün, yüksek güvenlikli Arnavutluk merkezlerinden faaliyet göstermekte olan MEK, liderleri Meryem Recevi yönetiminde kendisini Demokratik bir alternatif olarak sunmaktadır.
Buna karşın, geçmişte Saddam Hüseyin ile olan işbirlikleri, iç baskılar ve ideolojik katılıklar nedeniyle İran halkı arasında önemli ölçüde destek görememektedirler. Ana akım demokrasi taleplerine karşı başörtüsü gibi kuralları sürdürmeleri, halkın gözünde onları daha da tehlikeli bir yapı olarak konumlandırmaktadır. Her ne kadar İsrail ile savaşta rejime karşı net bir tavır alsalar da halk için kendileri hâlâ eski rejimin bir parçası olarak görülmektedir.
Masih Alinejad: Sadece Bir Sembol
Gazeteciliğe İran’da başlayan Masih Alinejad, eleştirel haberleri nedeniyle baskıya uğramış ve ABD’ye sığınmıştır. Burada zorunlu başörtüsüne karşı direnişin sembolü haline gelmiş ve “My Stealthy Freedom” kampanyası ile milyonlarca insana ulaşmıştır. 2022 yılında “Kadın, Yaşam, Özgürlük” hareketinde kendisini “lider” olarak tanımlasa da, daha sonra bu ifadeyi yumuşatmıştır. Alinejad, dijital ortamda etkili bir figür olsa da, siyasi bir örgütü bulunmamaktadır. Bu nedenle etkisi daha çok sembolik düzeydedir.
İran-İsrail savaşındaki tutumu, rejimin halkı iç savaşlara sürüklediğini savunması ve İsrail saldırılarının devrim muhafızlarını zayıflatmasını bir fırsat olarak görmesi gibi söylemleri dikkat çekmektedir.
Narges Mohammadi: Baskı İçinden Gelen Ahlaki Otorite
Nobel Barış Ödülü’nü kazanan Narges Mohammadi, bu ödül töreni esnasında hapiste olmuş ve ödülünü çocukları almıştır. Şu anda sağlık sorunları nedeniyle izinli bulunmaktadır. Yıllarını hapiste geçiren Mohammadi, geleneksel bir muhalif liderden ziyade, kadın ve insan hakları savunucularını etrafında toplayan etkili bir figürdür. Savaşın başlarında çeşitli tanınmış kişiliklerle birlikte Iran’ın nükleer programının durdurulması yönünde açıklama yapması, bazı çevrelerden tepki almıştır.
Mohammadi’nin sözleri doğrudan baskı ve zulüm ortamından gelmektedir. Bu durum, ona büyük bir ahlaki ağırlık kazandırmaktadır. Savaş ile ilgili endişeleri arasında savaş yoluyla gelen bir rejim değişikliğinin daha radical grupları iktidara taşıyabileceği konusunda bir düşünce bulunmaktadır.
İran Geçiş Konseyi: Başarısız Bir Birlikten Geriye Kalanlar
2018 yılı sonrasında, İran’daki protestoların ardından sürgün gruplardan oluşan İran Geçiş Konseyi kuruldu. Bu konseyin amacı rejim sonrası için ortak bir yol haritası hazırlamaktı. İlk başlarda umut verici gelişmeler yaşansa da, modern iletişim araçlarını kullanmaktaki yetersizlikler nedeniyle zaman içerisinde etkilerini kaybetmişlerdir. İç çatışmalar ve ego savaşları, konseyin ve üyelerinin etkinliğini azaltmıştır.
Bugün geriye sadece bir internet sitesi ve arada sırada yapılan açıklamalar kalmıştır. Ancak bazı üyeleri, geçmiş deneyim ve bilgi birikimleri ile iktidar boşluğu oluşması durumunda yeniden etkili olabilecek konumdadır. İsrail ile savaş hakkında temkinli yaklaşımları bulunmaktadır ve Hamaney’in ülkeyi savaşa sürüklediğini öne sürmektedirler.
Reformcular: Kenara İtilmiş Ama Stratejik Olarak Etkili
Reform hareketi, 1997 yılında Muhammed Hatemi’nin cumhurbaşkanı seçilmesiyle yaygın bir umut ışığı taşıyordu. Ancak bu umut zamanla büyük ölçüde azalmıştır. Yeni seçilen cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkian, reformcuların zayıflığını gözler önüne sermektedir. Ancak bu gruplar, rejim içinde hâlâ stratejik yerlere sahiptir. Örneğin, Devrim Muhafızları, ordu ve bürokraside bağlantıları hala güçlüdür.
Eski cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, güçlü bağlantılara sahip bir figür olarak öne çıkmaktadır. 2011’den beri ev hapsinde bulunan Mir Hüseyin Musevi, anayasanın değiştirilmesini savunmakta ve gerek toplum içinde gerekse Devrim Muhafızları’nda itibarı bulunmaktadır. Reformcular, savaşta itidalli bir tutum sergilemekte ve Batı ile diplomatik ilişkilerin geliştirilmesini savunmaktadır.
Sendikalar ve Sivil Toplum: Sessiz Ama Etkili Güçler
İran’daki sendikalar ve sivil toplum hareketleri, genellikle göz ardı edilen unsurlardır. Ancak grev ve toplumsal eylemleri organize etme kapasiteleri oldukça fazladır. Öğretmenler sendikası, petrol işçileri, Tahran otobüsçülerinin oluşturduğu sendikalar ve emekliler derneği gibi yapılar, ses getirebilmektedir. Resmî olarak tanınmasalar bile, toplumsal çevrelerinde büyük bir etki sahibi olup, sık sık protestoları yaşamak zorunda kalmaktadırlar.
Bu gruplar, açık siyasi eleştiriden kaçınmayı sürdürse de sosyal hak talepleriyle rejime karşı sürekli bir ses çıkartmaktadırlar. Sivil toplum içinde ciddi muhalefet olduğunun en önemli örneklerinden biri, öğretmen sendikası lideri Muhammed Habibi’dir. Habibi, defalarca tutuklanıp işkence görmüş olmasına rağmen mücadelesinden vazgeçmemiştir. Doğrudan siyasi güç olmasalar da, rejim zayıfladığında halkla güçlü bağları sayesinde önemli bir rol oynayabilirler.
No. | Önemli Noktalar |
---|---|
1 | Reza Pahlavi, İran’da monarşiyi yeniden kurmayı hedefleyen bir sembol olarak öne çıkmaktadır, ancak belirsiz siyasi duruşu eleştirilmektedir. |
2 | Halkın Mücahitleri (MEK), geçmişteki işbirlikleri nedeniyle İran halkı arasında destek bulamamaktadır. |
3 | Masih Alinejad, dijital platformlarda etkili bir figür olarak öne çıkmakla birlikte siyasi bir örgütlenmesi yoktur. |
4 | Narges Mohammadi, insan hakları konusunda önemli bir otorite olarak kabul edilmektedir, fakat hapiste kalmıştır. |
5 | İran Geçiş Konseyi, 2018 sonrası kurulan grupların birleşimi olup, etkilerini yitirmişlerdir. |
Haberin Özeti
Sonuç olarak, İran’daki muhalefet dinamikleri, parçalanmış yapısı ve karşılıklı güvensizlikleriyle dönüşüm sürecinde zorluklar yaşamaktadır. Türkiye ve dünya çapında yaşanan olaylar, bu muhalefetin nasıl şekilleneceği hususunda belirsizlikler taşımaktadır. Yeni bir İran yaratma çabaları içinde yer alan aktörlerin farklı görüş ve hedefleri, bu değişim sürecini etkileyecek unsur olarak ön plana çıkmaktadır. Ancak bu aktörlerin başarı sağlayabilmesi için ortak bir zemin bulup, toplumun beklentilerine karşılık verebilmeleri önem arz etmektedir.
Sıkça Sorulan Sorular
Soru: İran’ın rejimi neden eleştiriliyor?
Cevap: İran’ın teokratik rejimi, insan hakları ihlalleri ve baskıcı politikaları nedeniyle uluslararası alanda sıkça eleştirilmektedir.
Soru: Reza Pahlavi’nin rolü nedir?
Cevap: Reza Pahlavi, monarşinin yeniden kurulması yönünde bir figür olarak öne çıkmaktadır, ama belirsiz siyasi durumu eleştirilmektedir.
Soru: Halkın Mücahitleri (MEK) neden destek bulamıyor?
Cevap: MEK, geçmişte Saddam Hüseyin ile işbirlikleri nedeniyle halk arasında güven kaybetmiş ve destek bulamamaktadır.
Soru: Masih Alinejad’ın etkisi nedir?
Cevap: Dijital platformlarda etkili olan Alinejad, zorunlu başörtüsüne karşı sembolik bir direniş figürü olarak öne çıkmaktadır.
Soru: Narges Mohammadi neden önemlidir?
Cevap: Mohammadi, insan hakları savunucusu olarak büyük bir ahlaki otorite kabul edilmektedir, ancak hapiste kalması, etkisini sınırlamaktadır.