Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanı Abdullah Yaman son günlerde kendisine yönelik yapılan eleştiriler ve iddialar üzerine önemli bir açıklamada bulundu. Özellikle Yeni Şafak gazetesinin kendisi hakkında yayımladığı haber sonrasında, Yaman’ın sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşım dikkat çekti. Bu açıklamalar, Yaman’ın görevde bulunduğu pozisyon ve olayların arka planı hakkındaki görüşlerini içermekte. Yaman, medyada kendisi hakkında yer alan iftiraları reddederek, bu tür saldırıların aslında halihazırda zihniyet çürümüşlüğüne işaret ettiğini belirtiyor. Yaman, kamuoyuna karşı kendini temize çıkarmaya çalışırken, aynı zamanda Yargıtay’daki adalet mücadelesinin önemine vurgu yapmaktadır.
Söz konusu açıklamalar, Yaman’ın görev yaptığı Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin işleyişi ve adalet mekanizması üzerindeki etkileri açısından da önemli bir tartışma konusu haline gelmiş durumda. Ülke genelinde adaletin sağlanması açısından kritik bir rol oynayan bu daire, ticari davalara bakmakla yükümlü olması nedeniyle dikkatli bir izleme ve karar alma sürecini gerektiriyor. Yaman, açıklamalarında kişisel itibarına yönelik yapılan saldırıların arkasında yatan nedenleri de açıkça dile getirmekte.
| Makale Alt Başlıkları |
|---|
| 1) Yaman’ın Yeni Şafak’e Tepkisi |
| 2) İtibar Suikastı İddiaları |
| 3) Adalet Mücadelesi ve Yargıtay’ın Rolü |
| 4) Sosyal Medya Etkisi ve Kamusal Algı |
| 5) Gelecek Vaat Eden İhtiyaçlar |
Yaman’ın Yeni Şafak’e Tepkisi
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanı Abdullah Yaman, Yeni Şafak gazetesinde kendisiyle ilgili yer alan haberler üzerine sert bir tepki gösterdi. Yaman, paylaştığı mesajında, gazetenin kendisi hakkında yaptığı haberi “iftira” olarak nitelendirdi ve kendisini hedef gösterme cesaretini bulan bu yayınların arkasında neyin yattığını sorguladı. Bu tür iftiraların, geçmişte yaşanan olaylarla bağlantılı olarak, adaletin sağlanması konusunda bir tehlike oluşturabileceği düşünülmekte. Yaman, “Yeni Şafak çetesi” olarak adlandırdığı grubu eleştirdi.
Açıklamasında, Yaman, “Şimdilerde Yeni Şafak çetesinin beni karalamaya kalkışmasının yegâne nedeni haram yoldan birilerinin malına çökmelerine imkân ve fırsat vermediğimiz için” diyerek, bu durumun arkasında yatan nedenleri ortaya koydu. Yaman, gündemdeki bu tür iftiraların yalnızca kendisi değil, adaletin hayata geçirilmesi için çalışan birçok birey için sorun oluşturduğunu belirtti ve medyanın bu tarz haberlerle kişiliklere nasıl saldırdığına dikkat çekti.
İtibar Suikastı İddiaları
Yaman, sözlerine devam ederek, kendisine yöneltilen ithamların tamamını reddetti. Şunları ifade etti: “İftiralar üzerinden itibar suikastı yapıldığını” belirten Yaman, bunun sonuçlarının yalnızca bireysel değil, toplumsal konularda da derin izler bırakabileceğini düşündüğünü vurguladı. Açıklamalarında, hakimlik mesleğinin getirdiği sorumlulukları anımsatarak, her zaman adalet ve hakkaniyet yanında durduğu bilgisini aktardı.
Bu tür saldırıların sonuçlarının, yargı üzerindeki olumsuz etkilerini hissedebilmek, kamuoyunun adalete olan güvenini ciddi anlamda zayıflatabileceğini dile getirdi. Yaman, toplumda sorun yaratan unsurların kimler olduğunu ve bu konuda nasıl bir yaklaşım sergilenmesi gerektiğini detaylandırarak, kamuoyunun da dikkatini çekmeye çalıştı.
Adalet Mücadelesi ve Yargıtay’ın Rolü
Verdiği mesajlarda, Yargıtay’ın, ülkedeki adaletin ve hukukun üstünlüğünün sağlanmasında önemli bir aktör olduğunu vurgulayarak, “Başkanlığını yaptığım Daire nispeten büyük meblağlı ticari davalara bakmakla görevli” ifadelerini kullandı. Bu tür davaların işleyişinde dikkatli bir denetim ve karar alma sürecinin gerekli olduğunu belirten Yaman, bu süreçte kendisinin ne kadar azami gayret gösterdiğini vurguladı.
Yaman, “Kirlenmenin doruk noktasına vardığı zamanda ortamında memleketi kurtaramasam da hiç olmazsa kapımın önünü temiz tutarak bir nebze olsun adalete güvenin tesisine katkı sunmaya çalıştım” demekte. Böylece, Yargıtay’ın önemi ve Yaman’ın kişisel çabası daima ön planda tutulmakta. Adaletin sağlanmasında ise bireysel çabaların yanısıra, kurumsal işleyişin de önemine vurgu yaptı ve bu yolda kararlı duruş sergilemek gerektiğini ifade etti.
Sosyal Medya Etkisi ve Kamusal Algı
Sosyal medyanın, bilhassa bu tür eleştirilerin yapıldığı platformlarda ne denli etkili bir mecra olduğuna da değinen Yaman, “Bu tür münafıkları halen Müslüman zannederek sosyal medyada beni FETÖ üzerinden linçlemeye kalkan zavallı muhafazakâr trollere ne demeli bilemiyorum” ifadelerini kullandı. Bu durum, sosyal medya kullanıcılarının nasıl hızlı bir şekilde bir olay veya kişi üzerinde karalama kampanyası başlatma potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor.
Ayrıca, Yanan, sosyal medya üzerinden yürütülen bu tür saldırıların, kişilerin itibarlarını zedeleyebileceğini ve bunun legal bir sonuç doğurabileceğini vurguladı. Bu bağlamda, konu sadece bireysel değil, toplumsal bir mesele haline gelmekte ve bu tür durumlar için de devletin gereken adımları atmasını talep etti. Yaman, adaletin yeniden sağlanması için özellikle çeşitli kurumları da göreve çağırdı.
Gelecek Vaat Eden İhtiyaçlar
Yaman, yaşanan bu olayların yanı sıra, toplumda ve adalet sisteminde daha fazla dikkat edilmesi gereken konulara özellikle vurgu yaparak, “İlgili tüm kurumlarının göreve davet ediyorum” açıklamasında bulundu. Kamuoyunun doğruları bilmesi adına bu araştırmaların titizlikle yapılması gerektiğini belirtti. “Soruşturma açıp geçmişe yönelik tüm telefon HTS kayıt ve hesap hareketlerimle yoldan geçerken tesadüfen yakalandığım işyeri kayıtları da dâhil olmak üzere tüm kamera kayıt ve görüntüleri izlesinler” dedi.
Bu açıklamalarıyla, yalnızca bireysel bir taleple sınırlı kalmayarak, kamuya yönelik bir adalet arayışını dile getirerek, yaşanan olayların devletin ve toplumun geleceği açısından ciddi bir etkiye sahip olduğunu ifade etti. Eğer bu durumda bir doğru ya da yanlış varsa, manevi ve kamuoyu karşısında hesap vermeye hazır olduğunu belirtti. Tüm bu ritüellerin gerekliliği, adalet mekanizmasının güçlü olması açısından kaçınılmaz bir gereklilik olarak gözükmekte.
| No. | Önemli Noktalar |
|---|---|
| 1 | Abdullah Yaman, kendisine yönelik yapılan eleştirileri sert bir dille reddetti. |
| 2 | Yeni Şafak gazetesinin Yaman hakkında yayımladığı haberlerin iftira niteliğinde olduğunu vurguladı. |
| 3 | Yargıtay’ın, adaletin sağlanmasında oynadığı kritik rolü belirtti. |
| 4 | Sosyal medyanın, bireylerin itibarlarını zedeleyebilecek bir mecra olduğunu ifade etti. |
| 5 | Devletin, yaşanan durumlar hakkında gerekli adımları atması gerektiğine vurgu yaptı. |
Haberin Özeti
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanı Abdullah Yaman, son günlerde kendisi hakkında çıkan haberlere yönelik gerçekleştirdiği açıklamalarda, adaletin sağlanması konusundaki samimi çabasını ve yaşadığı zorlukları dile getirdi. Özellikle Yeni Şafak gazetesi tarafından yayımlanan ve kendisine yönelik söylemler, Yaman tarafından iftira olarak değerlendirildi. Yaman, bu süreçte yaşanan medya manipülasyonlarının yargının itibarına zarar verdiğini belirterek, hukuk sisteminin temel değerlerinin korunması için gerekli adımların bir an önce atılması gerektiğini ifade etti. Bu durum, yalnızca Yaman’ın kişisel durumu değil, aynı zamanda Türkiye’nin adalet sisteminin geleceği üzerinde de ciddi bir etkiye sahip olabilir.
Sıkça Sorulan Sorular
Soru: Abdullah Yaman kimdir?
Abdullah Yaman, Türkiye’deki Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin başkanıdır ve uzun yıllardır hakimlik yapmaktadır.
Soru: Yaman neden Yeni Şafak’a tepki gösterdi?
Yaman, Yeni Şafak gazetesinin kendisi hakkında yayımladığı haberlerin iftira niteliğinde olduğunu ve hedef gösterme amacı taşıdığını belirtti.
Soru: Yaman ne tür davalara bakmaktadır?
Yaman, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nde nispeten büyük meblağlı ticari davalara bakmaktadır.
Soru: Sosyal medyanın Yaman üzerindeki etkisi nedir?
Yaman, sosyal medyanın kişilerin itibarını zedeleyebilecek bir mecra olduğuna dikkat çekmektedir.
Soru: Yaman, hangi adımları atılması gerektiğini düşünmektedir?
Yaman, devletin bu tür iftiralar ve medya manipülasyonlarına karşı gerekli adımları atması gerektiğini vurguladı.


