Irak’ta parlamento seçimlerine ilişkin tartışmalar, siyasi gerilimler ve aktörlerin stratejik hamleleri devam ederken, ülkenin karmaşık yapısı ve çok sayıda etnik grup arasında dengelerin nasıl sağlanacağı merak konusu. 11 Kasım’da yapılması planlanan seçimlerde, halk bugünden itibaren sandık başına gitmeye hazırlanıyor. Özel oylama süreci, güvenlik güçleri ile yerinden edilmiş seçmenleri kapsarken, seçimlerdeki boykot çağrıları ve ittifak mücadeleleri dikkat çekiyor. Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani ve eski Başbakan Nuri el-Maliki liderliğindeki partiler, seçimlerin en güçlü adayları olarak öne çıkarken, Mukteda Sadr öncülüğündeki Şii Ulusal Akımı’nın seçimleri boykot etmesi, mevcut siyasi yapıda önemli değişikliklere neden olabilir.
Irak’ın çok etnikli ve çok uluslu yapısı, seçimlerdeki dinamikleri oldukça karmaşık hale getiriyor. Mevcut siyasi ortamda, Şii, Sünni ve Kürt grupların yanı sıra azınlıkların temsiline yönelik özel düzenlemeler de dikkat çekiyor. 21 milyon 404 bin seçmenin olduğu Irak’ta, 31 ittifak ve 38 parti ile 75 bağımsız aday, 329 sandalye için yarışacak. Propaganda sürecinin sona ermesiyle birlikte, seçimlerin sonucunun ülkenin geleceği üzerinde belirleyici rol oynaması bekleniyor.
| Makale Alt Başlıkları |
|---|
| 1) Temsil garantisi için kota |
| 2) Sadr boykot dedi |
| 3) En zor seçim |
| 4) İki ittifak iddialı |
| 5) Kürtlerden parçalı katılım |
Temsil garantisi için kota
Irak’ta seçim sisteminde, azınlıkların temsiline yönelik özel düzenlemeler mevcut. Sandalyelerin yüzde 20’si kadınlara, yüzde 75’i ise erkeklere ayrıldı. Bu durum, cinsiyet eşitliği açısından önemli bir adım olarak görülse de, mezhepsel ve etnik temsili sağlamaya yönelik bölgesel kotaların uygulanması da dikkat çekiyor. Özellikle Irak Parlamentosu’nda Hristiyanlar için 5 sandalye, Şebek, Ezidi, Feyli Kürtleri ve Sabiî mezhebinin her biri için ise 1 sandalye ayrılarak, bu grupların temsil edilmesi garanti altına alınmaya çalışılıyor.
Bu kota uygulamaları, Irak’ın çok katmanlı yapısında çeşitli grupların haksızlığa uğramadan temsil edilmeleri adına önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Ancak, bu tür düzenlemelerin etkin bir şekilde uygulanması ve siyasi partilerin bu tayinata göre stratejiler geliştirmesi de ayrı bir zorluk teşkil etmektedir. Siyasi rekabetin yüksek olduğu bu ortamda koalisyonların kurulması ve devam etmesi, durumun seyrini de belirleyecektir.
Sadr boykot dedi
Seçimlerin favori ismi Mukteda Sadr’ın seçimleri boykot etme kararı, siyasi dengeleri sarsmış durumda. Özel oylamanın başlayacağı günde bir mesaj yayımlayan Sadr, seçimlerin boykot edilmesi gerektiğini dile getirdi. Mesajında, “Tecrübe edilmişlerin yeniden seçilmesi” gerekçesiyle mevcut siyasi yapıdan duyduğu rahatsızlığı ifade etti. Sadr, “Biz yozlaşmışları daha iyilerle değiştireceğiz” diyerek, boykot çağrısını yineledi.
Sadr’ın bu çağrısı, başta Şii toplum olmak üzere birçok kesimi etkileyecek bir durum olarak yorumlanıyor. Seçim günü yaklaştıkça, bu boykotun siyasi sonuçları ve güç dengeleri üzerindeki etkisi merakla bekleniyor. Sadr’ın izlediği politika, ülkedeki siyasi çalkantılara kaynaklık edebilir ve yeni bir seçim anlayışını beraberinde getirebilir.
En zor seçim
Siyasi bölünmüşlük ve katılmama tercihleri, Sadr’ın boykot ilanı ile birleştiğinde, Irak’ın 2005 yılından bu yana yaşadığı “en zor” seçim olarak ifade ediliyor. Bu husus, ülkedeki Şii gruplar arasında da farklı görüşlerin ve ayrılıkların olduğunu ortaya koyuyor. Söz konusu ayrılıklar, seçim yarışında Şii parti ve ittifaklarının nasıl bir araya geleceği konusunda belirsizlik yaratırken, bu gruplar arasında sert bir yarış bekleniyor.
Siyasi arenada, Koordinasyon Çerçevesi, İmar ve Kalkınma İttifakı ve Kanun Devleti Koalisyonu gibi pek çok aktör bulunmakta. Bu yapıların her biri, seçim süreçlerinde elde edeceği güç ve nüfuz ile Irak’ın siyasi geleceğini etkilemek amacıyla stratejik adımlar atacak. Seçim sonrası oluşacak yeni hükümet, ülkedeki dengeleri gerek içten, gerek dışarıdan etkileyecek unsurlar olarak karşımıza çıkabilir.
İki ittifak iddialı
Seçimlerde, iki ana ittifakın öne çıkması bekleniyor. Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani liderliğindeki İmar ve Kalkınma İttifakı, başta Sünni seçmenlerden oy istenmesi ile öne çıkıyor. Bu durum, Sudani’nin siyasi becerileri ve iktidar gücünü nasıl kullanacağına dair soru işaretleri barındırıyor.
Öte yandan, eski Başbakan Nuri el-Maliki liderliğindeki Kanun Devleti Koalisyonu da güçlü bir rakip olarak sahnede yer alıyor. Maliki’nin geçmişteki deneyimleri ve siyasi ağı, bu ittifakın güçlü yanları olarak değerlendiriliyor. Her iki ittifak da, seçim sonrası oluşacak yeni hükümette belirleyici bir rol oynamayı hedefliyor.
Kürtlerden parçalı katılım
Kürt partilerinin seçimlere parçalı katılıp katılmayacağı sorusu, seçim öncesi merak edilen bir konu. 2014 seçimlerinde uygulanan Sant Ligo sistemi, Kürt partilerinin aleyhine olduğu ifade ediliyor. Dolayısıyla, 11 Kasım’da yapılacak seçimlerde Kürt partilerinin parlamentoya girmesinin zor olacağı öngörülüyor.
Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) gibi partilerin birbirleriyle rekabeti, Irak’taki siyasi dengeleri önemli ölçüde değiştirebilir. Ancak, birbirleriyle işbirliği yapmak yerine parçalı bir katılım sergilemeleri, muhtemel kazanımlarını azaltabilir. Dolayısıyla, bu durum hem Şii hem de Sünni kesimlere hücum etme konusunda avantaj sağlayabilir.
Irak’taki seçim, sadece yerel aktörler açısından değil, uluslararası düzeyde de yakından takip ediliyor. Türkiye ve İran gibi ülkeler, seçimlerin gidişatını doğrudan etkileyebileceği için çeşitli stratejiler geliştirmeye çalışıyor. Bu durum, bölgedeki güç dengesinin değişmesine yol açabilecek unsurlardan biri olarak değerlendiriliyor.
| No. | Önemli Noktalar |
|---|---|
| 1 | Sadr’ın boykotu, Şii nüfusun seçimlerde etkisini azaltabilir. |
| 2 | Göreceli olarak yüksek oranda kadın temsilinin bulunması, siyasette bir denge yaratma çabasıdır. |
| 3 | İki ana ittifakın hâkimiyeti, seçim sonuçlarını önemli ölçüde etkileyecektir. |
| 4 | Kürtlerin parçalı katılımı, siyasi dezavantaj oluşturabilir. |
| 5 | Uluslararası aktörlerin müdahil olması, Irak’taki seçimler üzerinde önemli bir tesir yaratmaktadır. |
Haberin Özeti
Irak’ta yapılan önceki seçimlerdeki tecrübeler ışığında, yaklaşan parlamento seçimleri, siyaset sahnesinde önemli ve stratejik değişiklikler yaratma potansiyeline sahip. Özellikle Mukteda Sadr’ın boykot kararı, yapının temel dinamiklerini doğrudan etkileme potansiyeli taşıyor. Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani ve eski Başbakan Nuri el-Maliki’nin liderlik ettiği ittifakların, seçim sonrası hangi yönelimi seçeceği ise belirsizliğini koruyor. Seçim sonuçları, Irak’ın geleceği üzerinde derin etkiler yapacak gibi görünüyor.
Sıkça Sorulan Sorular
Soru: Irak parlamento seçimleri ne zaman yapılacak?
Irak parlamento seçimleri, 11 Kasım 2023 tarihinde gerçekleştirilecektir.
Soru: Sadr’ın seçimlere boykot etme sebebi nedir?
Sadr, mevcut politikacıların yeniden seçilmesini ve bunun sonucunda yolsuzlukların artmasını gerekçe göstererek boykot çağrısında bulunmaktadır.
Soru: Seçimlerde hangi gruplar birbirleriyle rekabet edecek?
Başbakan Sudani liderliğindeki İmar ve Kalkınma İttifakı ile eski Başbakan Nuri el-Maliki’nin Kanun Devleti Koalisyonu en önemli rakiplerdir.
Soru: Seçimlerde kadın temsil oranı nasıldır?
Seçimlerde, sandalyelerin yüzde 20’si kadınlara ayrılmıştır, bu durum cinsiyet eşitliği açısından önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.
Soru: Kürt partileri seçimlere nasıl katılacak?
Kürt partileri, 11 Kasım seçimlerine parçalı katılımla girecekleri öngörülmektedir, bu durumun kendilerine siyasi zarar vermesi muhtemeldir.





