Dünya

Almanya’nın Yeni Başbakanı Friedrich Merz: Kimdir?

Almanya’da Şubat ayında gerçekleştirilen kritik erken seçimlerde Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ve onun Bavyera’daki kardeş partisi Hristiyan Sosyal Birlik (CSU), beklenmedik bir zafer elde etti. Ancak, bu zaferle geçici olarak öne çıkan başbakan adayı Friedrich Merz, Federal Meclis’teki başbakanlık oylamasında istediği sonucu alamadı. Bu durum, Merz’in siyasi kariyerinde önemli bir dönüm noktası olmakla kalmayıp, Almanya’nın güncel siyasi dinamiklerini de etkileyecek nitelikte oldu. Merz’in siyasi geçmişi, kendisinden beklenen büyük sorumluluklar ve aşırı sağ ideolojilerin yükselişi gibi faktörler, onu zor bir sınavla karşı karşıya getirdi.

Makale Alt Başlıkları
1) Bir kentin belediye başkanlığını bile yapmadı
2) Merz’in ikiye bölünen siyasi yaşamı
3) Angela Merkel’den daha muhafazakâr
4) Türkiye’ye nasıl bakıyor?
5) Aşırı sağın yükselişi ve Merz

Bir kentin belediye başkanlığını bile yapmadı

Friedrich Merz, 69 yaşında ve Almanya’nın başbakanlığına talip olan bir siyasi figür olarak dikkat çekiyor. Ancak, kendisinin hiçbir somut siyasi yönetim sorumluluğunu üstlenmemiş olması, bu durumu oldukça ilginç kılıyor. Merz, daha önce Federal Bakanlık veya eyalet başbakanlığı gibi yüksek makamları hiç üstlenmedi; hatta küçük bir kentin belediye başkanlığı dahi yapmadı.

Merz için, başbakanlık görevi ve onun getireceği sorumluluklar, uzun yıllar süren bir siyasi kariyerin son basamağı olarak nitelendiriliyor. Bu nedenle, başbakanlık adayı olarak katıldığı müzakereler, onun için aynı zamanda bir ilk olma özelliği taşıyordu. Ancak, bu durum bazı medya uzmanları ve müzakereciler tarafından eleştirilmelere neden oldu. Diğer parti liderlerinin aksine, Merz’in böyle bir deneyimi bulunmadığı için hem müzakerelerde hem de stratejik planlamalarda dezavantajlı olduğu ifade ediliyor.

Ayrıca, geri planda kalan bir diğer nokta ise Merz’in, sadece Almanya’da değil, tüm Batı’da aşırı sağın yükselişi döneminde bu görevi üstlenmesinin getirdiği baskıydı. Aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD), seçimlerden ikinci olarak çıkmış ve bu durum, Almanya’nın siyasi istikrarı ve uluslararası dengeleri açısından önemli bir konumda değerlendirilebilirdi.

Merz’in ikiye bölünen siyasi yaşamı

Friedrich Merz, Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin Sauerland bölgesinden gelen bir Katolik hukukçudur. Siyasi kariyerine 1989 yılında Avrupa Parlamentosu’nda başlamış ve ardından Federal Alman Meclisi’nde devam etmiştir. 2000 yılında CDU/CSU meclis grubunun başkanlığını üstlenmiş, ancak 2002 yılında görevini Angela Merkel’e devretmek zorunda kalmıştır. Bu nedenle, Merz’in siyasi hayatında iki dönemden bahsetmek mümkündür: Merkel’den önce ve sonra.

Merkel’in 2002 yılında meclis grubunun başkanlığını devralmasının ardından Merz, siyasetten uzak kalmayı tercih etti. O tarihten itibaren özel sektöre geçiş yaparak uluslararası bir hukuk bürosunda çalışmaya başladı. 2016-2020 yılları arasında BlackRock gibi büyük bir yatırım yönetimi şirketinin yönetim kurulunda yer aldı. Merz’in özel sektördeki bu görevi, kendisine yöneltilen eleştirilerin de başında geliyor.

2021 yılında Federal Meclis’e geri dönme kararı alan Merz, CDU liderliğine aday oldu. Ancak, 2021’deki ilk iki denemesi başarısızlıkla sonuçlandı. 2022 yılındaki üçüncü denemesi ise başarıya ulaşarak partinin genel başkanı oldu. Bu süreçte ise Merz’in başkanlık koltuğuna oturması, partideki farklı görüşleri bir araya getirme kabiliyeti açısından önemli bir adım olarak değerlendirildi.

Angela Merkel’den daha muhafazakâr

Friedrich Merz, partinin muhafazakâr kanadını temsil eden bir figür olarak öne çıkıyor. Nükleer enerji kullanımı, bürokrasinin azaltılması ve daha liberal ekonomik politikaların benimsenmesini savunurken, bazı durumlarda toplum içerisinde kızışan tartışmaların merkezinde yer almayı da başardı. Örneğin, göç ve iltica politikalarına yönelik tutumu, birçok tartışmayı beraberinde getirdi.

Özellikle, Almanya’daki göçmenlerin entegrasyonu konusundaki sert eleştirileri, Merz üzerinde derin yankılar uyandırmış durumda. Merz, “yabancılarla mevcut olan sorunlardan” bahsetmekte tereddüt etmezken, 2023 yılındaki bir röportajında kullandığı “küçük paşalar” ifadesi onun bazı kesimlerce eleştirilmesine neden olmuştur.

Ayrıca, bu yılın başında meclisten geçmiş olan iltica ve göç politikalarını sertleştiren önergesi, aşırı sağcı AfD’nin desteği ile kabul edilmiştir. Bu durum, toplumun farklı kesimlerinden Merz’e yönelik ağır eleştirilerin yönelmesine yol açmıştır.

Türkiye’ye nasıl bakıyor?

Friedrich Merz, Almanya’nın Avrupa Birliği’ne (AB) katılımı konusunda net bir duruş sergiliyor. Eski Başbakan Angela Merkel gibi Türkiye’nin AB’ye katılımına karşı çıkmakta; ancak Türkiye’nin stratejik konumunun önemini de göz ardı etmiyor. Merz, Türkiye ile iyi siyasi ve ekonomik ilişkiler kurulması gerektiği görüşünde. “AB’ye üyeliği dışında her seçeneği konuşmaya hazırız” şeklindeki ifadeleri bu durumu pekiştiriyor.

2016’daki Mülteci Mutabakatı’nın tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini savunan Merz, Türkiye’ye mültecilere yönelik ek mali yardım yapılmasını gerektiğini belirtiyor. CDU’nun seçim programında, Türkiye ile olan ilişkilerin önemini vurgulayan ifadeler de dikkat çekiyor. Bunun yanı sıra, Türkiye’nin AB değerlerinden uzaklaştığına dair üzüntü duyduğunu dile getirmiştir.

Merz’in Türkiye’ye yönelik ekonomik ve siyasi yaklaşımları ise parti politikası ile yakından ilişkilidir. Dolayısıyla, burada ortaya çıkan duruş, yalnızca Merz’in kişisel görüşlerinden değil, aynı zamanda CDU’nun genel politikalarından da etkilenmektedir.

Aşırı sağın yükselişi ve Merz

Aşırı sağın Almanya’daki etkinliği, Friedrich Merz’in başbakanlık hedeflerini doğrudan etkileyen bir faktör olarak öne çıkmaktadır. Bu, Merz’in politikalarının belirli bir kitle tarafından desteklenmesini sağlasa da, aynı zamanda eleştirilere de açık hale gelmesini getiriyor. Bir dizi seçim ve kamuoyu yoklamasında, aşırı sağcı söylemlerin toplumda nasıl yankılandığı, Merz’in siyasi stratejileri ile ilgili önemli ipuçları sunuyor.

Özellikle, ülke genelinde Merz ve AfD karşıtı protestolar düzenlenmiştir. Ancak, yapılan anketler, bu protestoların Merz’in halk nezdindeki popülaritesini etkilemediğini göstermektedir. Bu durum, Merz’in güçlü ve kararlı bir lider imajını pekiştirirken, aynı zamanda partisi CDU’nun seçim stratejileri konusunda önemli bir tartışma açmıştır.

Sonuç olarak, Almanya’daki siyasi arenada Merz, zorlu bir dönemeçte bulunmakta ve aşırı sağın etkileri altında şekillenen bir politika izlemesi gerekmektedir. Almanya’nın siyasi tarihi, Merz gibi figürlerin alacağı kararların ne denli önemli olduğunu göstermektedir.

No. Önemli Noktalar
1 Merz, Almanya’da ilk kez hükümeti kurmakla görevlendirilmiş bir başbakan adayı olarak meclis oylamasında başarı elde edemedi.
2 Merz, geçmişte liderlik deneyimi olmayan bir politikacı olarak eleştirilerle karşı karşıya kaldı.
3 Türkiye ile stratejik ilişkiler kurulması gerektiğini savunarak, AB’ye üyelik konusunda net bir duruş sergiledi.
4 Aşırı sağcı AfD’nin yükselişi, Merz’in politikalarını etkileyen ana faktörlerden biri oldu.
5 Merz, iltica ve göç politikalarını sertleştiren önergesiyle toplumsal tepkilere yol açtı.

Haberin Özeti

Friedrich Merz’in siyasi kariyeri, olağandışı bir şekilde şekillenmiştir. Hiçbir somut siyasi liderlik deneyimi olmadan, başbakanlığın eşiğine kadar gelmiş olduğu görülmektedir. Almanya’nın mevcut durumu ise, aşırı sağ ideolojilerin yükselişi ile Merz’in politikalarını doğrudan etkilemektedir. Türkiye ile ilişkiler ve göç politikaları gibi konularda, Merz’in duruşu hem kendi partisini hem de Almanya’nın gelecekteki siyasi bültenini şekillendirecek unsurlar arasında yer almaktadır.

Sıkça Sorulan Sorular

Soru: Friedrich Merz kimdir?

Friedrich Merz, Almanya’nın Hristiyan Demokrat Birlik partisinin başbakan adayıdır ve siyasi kariyerinde hiçbir somut yönetim deneyimi olmadan başbakanlık hedeflerine yönelmektedir.

Soru: Merz’in başbakanlık oylamasındaki durumu nedir?

Merz, Federal Meclis’te yapılan başbakanlık oylamasında yeterli oy alamayarak başbakan seçilememiştir.

Soru: Merz’in Türkiye ile ilişkileri hakkında ne düşünüyor?

Merz, Türkiye’nin AB’ye üyeliğine karşı çıkıyor ancak stratejik ilişkilerin geliştirilmesinin önemini vurguluyor.

Soru: Aşırı sağın Merz’in politikasına etkisi nedir?

Aşırı sağın yükselişi, Merz’in politikalarını doğrudan etkileyerek destek bulmasını sağlasa da, toplumsal eleştirilere de yol açmaktadır.

Soru: Merz’in göç politikası ile ilgili tutumu nedir?

Merz, göç ve iltica politikalarının sertleştirilmesi gerektiğini savunmuş ve bu konuda destek almıştır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu