
Son dönemde, gazetecilik mesleği ciddi tehditlerle karşı karşıya kalmıştır. KKTC’de, gazeteci Ayşemden Akın, “Halil Falyalı Yaşıyor” isimli yazı dizisinde, Halil Falyalı’nın sağ kolu olan Cemil Önal’ın öldürülmesi sonrası kendisine yönelik tehlikelerden bahsetmiştir. Akın, ölüm tehditleri aldığını belirtmiş ve bu durum karşısında yetkililerin koruma tedbirlerini kaldırdığını duyurmuştur. Bu haber, yalnızca gazetecinin güvenliği açısından değil, medya özgürlüğü ve devletin vatandaşını koruma sorumluluğu açısından da önemli bir tartışma konusunu gündeme getirmiştir.
Akın, sosyal medya aracılığıyla yaptığı açıklamada, her sabah evlerinin önünde bir polis aracının beklediğini, bu durumun en azından çocuğunu okula götürürken kendisini biraz güvende hissettirdiğini ifade etmiştir. Ne yazık ki, son gelişmelerle birlikte bu korumanın kaldırıldığını duyurması, durumun ciddiyetini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Gazetecinin, “Hani dün ne diyordunuz? 7/24 koruma sağlayacağız,” sözleri, yetkililere yönelik bir eleştiri niteliğindedir. Yetkililerin açıklamalarına rağmen, koruma tedbirlerinin iptal edilmesi, Akın için bir hedef haline gelme korkusunu artırmıştır. Bu durum, sadece Akın’ı değil, tüm gazetecilik camiasını kara para ve cinayet iddialarının ortasında bırakmaktadır.
Ayrıca, Kıbrıs’taki muhalefet partileri, bu duruma tepki göstererek, KKTC Polis Genel Müdürlüğü ve Başbakanlığı’na çağrıda bulunmuşlardır. CTP Milletvekili Ürün Solyalı, meclis genel kurulunda, yaşanan olayların derhal soruşturulması gerektiğini ifade etmiştir. Bu, devletin vatandaşlarını koruma noktasındaki zafiyetini gözler önüne sererken, gazetecilerin işlerini yapabilmeleri için gereken ortamın sağlanmadığını da göstermektedir. Bu mesele, devletin sorumluluklarını yerine getiremediği bir duruma işaret etmektedir.
Aynı zamanda, hükümetin bu konuda yapmış olduğu açıklamalar da dikkat çekicidir. Maliye Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Özdemir Berova, “Her KKTC yurttaşının can güvenliğinin korunması hükümetin sorumluluğundadır,” demiştir. Ancak yaşanan olaylar, bu beyanların ne kadar samimi olduğunu sorgulatmaktadır. Hükümetin bu konudaki eylemleri, kamuoyunun güvenini kaybetmesine yol açmakta ve gazetecilik mesleğini tehdit eden unsurların daha da cesaret bulmasına neden olmaktadır.
Gazetecilik camiasının Akın’a desteği ise oldukça önemli bir gelişmedir. Hem KKTC hem de Türkiye’den birçok gazeteci ve gazetecilik örgütleri, sosyal medyada “Ayşemden Akın yalnız değildir” mesajları paylaşarak dayanışma göstermektedir. Bu durum, gazetecilik mesleğinin ne denli kritik bir misyon üstlendiğini ve ifade özgürlüğünün önemini bir kez daha hatırlatmaktadır. Ancak, hiçbir gazetecinin bu tarz tehditlerle karşılaşmasını istemeyen bir toplumda, bu durumun yarattığı korku ve kaygı, yalnızca bireysel düzeyde değil, tüm toplumun dinamikleri açısından tehlikeli sonuçlar doğurabilecektir.
Makale Alt Başlıkları |
---|
1) Halil Falyalı’nın Ölüm Tehditleri |
2) Koruma Sisteminin Kaldırılması |
3) KKTC’de Muhalefetten Tepkiler |
4) Hükümetin Açıklaması |
5) Gazetecilik Camiasının Dayanışması |
Halil Falyalı’nın Ölüm Tehditleri
Söz konusu yazı dizisinde gazeteci Ayşemden Akın, Halil Falyalı’nın sağ kolu Cemil Önal’ın öldürülmesinden sonra kendisine yönelik tehditler aldığını açıklamıştır. Bu durum, Falyalı’nın iş dünyasındaki etkisinin ve bağlantılarının ciddiyetini gözler önüne sermektedir. Alınan ölüm tehditleri, yalnızca Akın için değil, diğer gazeteciler için de bir uyarı niteliğindedir. Falyalı’nın yapılandırdığı yasa dışı bahis imparatorluğu ve buna dair yapılan araştırmalar, gazeteciler için riskli bir alan yaratmaktadır. Bu durum, Türkiye’ye ait tehditlerin yanı sıra, Kıbrıs’ın genelinde gazetecilik pratiğinin nasıl engellendiğini de göstermektedir.
Koruma Sisteminin Kaldırılması
Akın, daha önce polis koruması sağlandığını ve bunun kendisine güven verdiğini belirtmiştir. Ancak, yakın zamanda koruma tedbirlerinin kaldırılması, Akın’ın duyduğu güvende bir kayba neden olmuştur. Açıklamalara göre, sabah evin önünde bekleyen polis aracı artık bulunmamaktadır. Bunun yerine, devriye uygulaması önerilmektedir. Akın, bu değişiklikleri, kendisini daha fazla hedef haline getirme çabası olarak değerlendirmiştir. Devletin bu konudaki tedbirleri yetersiz kalınca, gazetecinin de güvenliği tehlikeye girmiştir.
KKTC’de Muhalefetten Tepkiler
KKTC’de ana muhalefet partisi temsilcileri, Akın’ın durumuna dikkat çekmiş ve Polis Genel Müdürlüğü ile Başbakanlık’a çağrıda bulunarak, yaşanan olayların ciddiyetinin farkında olmaları gerektiğini belirtmişlerdir. CTP Milletvekili Ürün Solyalı, gündeme gelen iddiaların eksiksiz bir şekilde soruşturulması gerektiğini vurgulamıştır. Akın’ın yazılarında yer alan kara para ve cinayet gibi ciddiyet içeren konular, kamu güvenliği açısından önem arz etmektedir. Ancak muhalefetin tepkileri, iktidarın bu konudaki yetersizliğini ortaya koymaktadır.
Hükümetin Açıklaması
Hükümet kanadı, Akın’a yönelik tehditler üzerine bir açıklama yaparak, her yurttaşın can güvenliğinin korunmasının kendi sorumlulukları olduğunu belirtmiştir. Maliye Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Özdemir Berova, bu konuda kurumların gerekeni yapacağını ifade etmiştir. Ancak, yaşanan olaylar, güvenlik tedbirlerinin uygulanmasındaki ciddiyetsizliği ortaya koymakta ve kamuoyunun devlete olan güvenini zedelemektedir. Bu durum, hükümetin kendi sorumluluğunu üstlenmediği endişesini yaratmıştır.
Gazetecilik Camiasının Dayanışması
Aynı zamanda, gazetecilik mesleğini korumak adına, hem KKTC’den hem de Türkiye’den birçok gazeteci, Akın’a destek vermektedir. Sosyal medyada, “Ayşemden Akın yalnız değildir” paylaşımları yapılmakta, toplumun ve medyanın farkındalığı artırılmaktadır. Bu dayanışma, yalnızca bireysel değil, mesleki açıdan da önemli bir birliktelik yaratmaktadır. Medya özgürlüğünün sağlanması, bu tür tehditler karşısında gösterecekleri tavır ve dayanışmanın artırılmasıyla mümkün olacaktır. Böylelikle, meslektaşlarının haklarını koruma adına önemli bir adım atılmış olacaktır.
No. | Önemli Noktalar |
---|---|
1 | Gazeteci Ayşemden Akın, ölüm tehditleri aldığını açıkladı. |
2 | Koruma tedbirleri kaldırıldı ve devriye uygulamasına geçildi. |
3 | KKTC muhalefet vekillerinden tepki geldi ve soruşturma talep edildi. |
4 | Hükümet, her yurttaşın güvenliğinin korunmasının kendi sorumluluğu olduğunu belirtti. |
5 | Gazetecilik camiası, Akın’a destek vermekte ve dayanışma göstermektedir. |
Haberin Özeti
Sonuç olarak, Ayşemden Akın kişisel güvenliği tehdit altında olan bir gazeteci olarak dikkat çekmektedir. Polis koruma tedbirlerinin kaldırılması, gazeteciliğin karşılaştığı riskleri artırmakta ve devletin bu konudaki sorumluluğunun sorgulanmasına neden olmaktadır. Muhalefet partilerinin tepkileri, toplumda artan kaygıyı yansıtırken, hükümetin açıklamaları ise insanların güvenini sarsmaktadır. Başta Akın olmak üzere, meslektaşlarıyla olan dayanışma ise, medyanın var olan bu tehlikeler karşısında birlik içinde hareket etme gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu durum, yalnızca bir gazetecinin hikayesi değil, aynı zamanda ifade özgürlüğü, hukukun üstünlüğü ve devletin topluma olan sorumluluğu açısından kritik bir meseledir.
Sıkça Sorulan Sorular
Soru: Ayşemden Akın kimdir?
Cevap: Ayşemden Akın, Kıbrıs Türk gazeteci olup, özellikle Halil Falyalı’nın yasa dışı bahis imparatorluğu üzerine yaptığı araştırmalarıyla tanınmaktadır.
Soru: Akın’a yönelik tehditler neden artmıştır?
Cevap: Akın’ın yazdığı yazılarda yer alan iddialar, Falyalı ve çevresindeki yasadışı faaliyetlerle ilgili olup, bu durum gazeteciyi tehdit altında bırakmıştır.
Soru: Hükümetin koruma tedbirleri hakkında açıklamaları nelerdir?
Cevap: Hükümet, her vatandaşın güvenliğinin korunmasının kendi sorumluluğu olduğunu belirtmiş, ancak uygulamada yetersizlikler gözlenmiştir.
Soru: Gazetecilik camiası Akın’a nasıl destek vermektedir?
Cevap: Gazetecilik camiası, sosyal medya aracılığıyla Akın’a desteğini artırmakta ve dayanışma göstererek mesleğin önemine dikkat çekmektedir.
Soru: KKTC’deki muhalefet partileri bu duruma nasıl tepki verdi?
Cevap: KKTC’deki muhalefet vekilleri, bu durumun derhal soruşturulması için çağrıda bulunmuş ve yerel yönetimlere suç duyurusunda bulunmuştur.