
Türkiye’de çiftçilere yönelik yeni bir düzenleme 15 Temmuz 2025 tarihinde yürürlüğe girecek. Bu tarih itibarıyla Ziraat Odası’na kayıtlı olan ancak Sosyal Güvenlik Kurumu’nda (SGK) BağKur tescili bulunmayan çiftçiler, re’sen BağKur’lu sayılacak. Bu uygulama, çiftçilerin sosyal yardımlarını kaybetmelerine ve prim ödeme yükümlülükleriyle yüzleşmelerine sebep olacaktır. Çiftçilerin, Borçlanma riski taşırken; SGK’nın Kayıtlı çiftçilerin durumlarının kontrolünü sıkılaştırması, önemli bir tartışma konusu haline gelecek.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS)’ne kayıtlı çiftçilerle ilgili yeni bir düzenlemeyi duyurdu. 15 Temmuz 2025’ten itibaren, Ziraat Odası’na kayıtlı olup BağKur sigortalılığı bulunmayan çiftçiler, otomatik olarak BağKur’lu sayılacak. SGK, bu işlemi herhangi bir dilekçe veya tebligat gerektirmeden gerçekleştirecek. Bu durum, çiftçilerin sosyal yardımlarını kaybetmesine yol açarken, yeni bir prim ödeme yükümlülüğüne girmelerine neden olacak.
5510 sayılı Kanun kapsamında 2008’de yürürlüğe giren düzenlemelere göre, ÇKS kaydı bulunan ve başka bir sigorta kapsamına dahil olmayan herkes, BağKur sigortalısı sayılmaktadır. SGK, otomatik sisteme dahil olan çiftçilerin kayıt işlemlerini başlatmakta olup; otomatik başlatılmayan durumlar mercek altına alınmış durumda. Çiftçilerin çoğu, BağKur kaydının zorunluluğundan haberdar olmamakta veya durumu lehlerine olmadığı için sessiz kalmayı tercih etmekteydi. Ancak artık bu sessizlik sona erecek ve çiftçiler, 15 Temmuz 2025’ten itibaren otomatik olarak sigortalı olarak kabul edilecekler.
Makale Alt Başlıkları |
---|
1) Yeni düzenlemenin etkileri |
2) Çiftçilerin hakları ve önleyici adımlar |
3) Uygulamanın kırsal ekonomi üzerindeki etkisi |
4) Kamuoyunda oluşan tepkiler |
5) Çiftçilerin mevcut durumu ve sosyal hizmetlerden yararlanmaları |
Yeni düzenlemenin etkileri
15 Temmuz 2025’te yürürlüğe girecek olan düzenleme, çiftçilerin sosyal güvenlik durumlarını önemli ölçüde değiştirecek. ÇKS kaydına sahip olan fakat BağKur tescili yapılmamış olan çiftçiler, bu tarihten itibaren otomatik olarak BağKur’lu sayılacaklar. SGK’nın sisteminde bu değişiklikle birlikte, çiftçilerin mevcut sosyal yardımları, örneğin 65 yaş aylığı, engelli aylığı, yetim aylığı veya dul aylığı, kesilecek ya da önemli ölçüde azaltılacaktır. Durum, çiftçilerin “gelir sahibi” ve “aktif sigortalı” olarak kabul edilmesiyle ilgili. Bu değişim, onların önceki sosyal yardımlarının sona ermesine ya da azalmasına yol açarak ekonomik durumlarını olumsuz etkileyecek.
Çiftçiler, bu tarihten itibaren sosyal yardım ve destek programlarından yararlanmaları mümkün olmayacak. Geçmiş dönemde tarımsal faaliyetlerinden dolayı kayıtlı olan, ancak şu anda aktif olmayan çiftçiler için de durum karmaşık bir hal alacak. Zira sistem, çiftçileri hala aktif olarak üretim yapmakta oldukları varsayımıyla cezalandıracak. Bu durum, kırsalda yaşayan ve geçimlerini sosyal yardımlarla sağlamaktadır.
Çiftçilerin hakları ve önleyici adımlar
Çiftçiler için bu yeni şartlara karşı önlem almak son derece önemli. 65 yaş üzeri vatandaşların, SGK’ya giderek “gelir getirici faaliyette bulunmadıklarına” dair dilekçe vermeyi talep etmeleri gerekiyor. 65 yaş altındaki çiftçiler ise Ziraat Odası’ndan muafiyet belgesi alarak SGK’ya sunmalıdır. ÇKS kaydı olan ve şu an aktif tarımsal faaliyeti olmayan çiftçiler, mutlaka ÇKS kayıtlarını sildirmeli veya pasifleştirmelidir. Aksi takdirde, sistem onları BağKur’lu varsayacak ve sosyal yardımlarının kesileceğini görecekler.
Bu nedenle, çiftçilerin geçmişte ÇKS kaydını açtırmış olanlarının durumlarını kontrol etmeleri ve gerekli adımları atmaları oldukça önemlidir. Eğer çiftçiler, kayadı kapatmayı unuttularsa bu durum, ileride kendilerine borç olarak dönecek ve maddi sıkıntı yaratacaktır. Bu tür önlemler alınmadığında, geri dönük kayıtlar sebebiyle yükümlülük altına girmeleri olasıdır.
Uygulamanın kırsal ekonomi üzerindeki etkisi
Yeni düzenleme, kırsal ekonominin durumunu derinden etkileyecek. SGK’nın bu tür bir uygulamayı hayata geçirmesi, özellikle sosyal güvencesi az olan çiftçiler için ciddi bir risk oluşturuyor. Çiftçiler, üretim yapmadıkları halde, kayıtların sebebiyle sosyal yardımlarının kesilmesi anlamına geliyor. Bu durum, kırsal bölgelerde sosyal yardıma muhtaç olan binlerce kişi için büyük bir maddi çöküş anlamına gelebilir.
Hali hazırda emekli maaşı ya da sosyal yardım geliriyle geçinen çiftçiler, bu yeni uygulamayla bıçak gibi kesilen gelir kaynağına maruz kalacaklardır. CSK kaydı olan bir çiftçi, hiç tarımsal faaliyet yapmıyor olsa bile, SGK ona otomatik olarak BağKur’lu diyecek ve sosyal güvencelerinin bir kısmını veya tamamını kaybetmesine yol açacak.
Kamuoyunda oluşan tepkiler
Yeni düzenlemenin getirdiği sonuçlara karşı kamuoyunda çeşitli tepkiler oluşmuş durumda. Çiftçi ve çiftçi temsilcilerinin, bu durumu “vicdani bir hamle” olduğu şeklinde değerlendirmeleri, eleştirilerin artmasına yol açmıştır. Uzmanlar, devletin vatandaşını sisteme zorla dahil etmeden önce bilgilendirmesi gerektiğini ifade ediyor. Öte yandan, bu uygulamanın kırsalda yoksulluğu artıracağından endişe ediliyor.
Sosyal yardımların kesilmesi, yalnızca çiftçiyi değil, tarımsal üretimin de zarar görmesine yol açacak. Bu durum, zor koşullarda yaşayan çiftçilerin motivasyonunu azaltacak ve üretimlerini olumsuz yönde etkileyecektir. Dolayısıyla, birçok kişinin işini kaybetme riski ve tarımsal üretimin düşmesi gibi sorunlar gündeme gelecektir.
Çiftçilerin mevcut durumu ve sosyal hizmetlerden yararlanmaları
Sonuç olarak, çiftçiler için bu yeni düzenlemeler, ekonomik ve sosyal olarak büyük bedeller ödetebilir. Çiftçilerin kendi rızasıyla sigortalı sayılmaları yerine, zorla BağKur’lu sayılıp, hak kaybına uğramalarının önüne geçilmesi gerekiyor. Devletin, öncelikle çiftçileri bilgilendirmesi ve tercih hakkı sunması, uygulamanın etkisini azaltacak önlemlerden biri olarak görülmektedir.
Çiftçilerin bilgi sahibi olması ve ne yapacaklarını bilmeleri büyük önem taşıyor. Eğer çiftçiler, geçmişte ÇKS kaydı açtırdılarsa, e-devlet sistemi üzerinden kontrollerini yaparak sosyal güvenlik durumlarını takip etmeleri gerekmektedir. Bu gibi önleyici adımlar, çiftçilerin mağduriyetini önleyecek ve haklarını korumalarına yardımcı olacaktır.
No. | Önemli Noktalar |
---|---|
1 | Ziraat Odası’na kayıtlı çiftçiler, 15 Temmuz 2025’te re’sen BağKur’lu sayılacak. |
2 | Bu durum çiftçilerin sosyal yardımlarını kaybetmelerine yol açacak. |
3 | Çiftçilerin, SGK’ya karşı koruyucu adımlar atmaları büyük önem taşıyor. |
4 | Uygulama, kırsal ekonomide maddi zorluklara yol açabilir. |
5 | Devletin, çiftçileri bilgilendirmesi ve sosyal güvenlik haklarını koruması gerekiyor. |
Haberin Özeti
15 Temmuz 2025 tarihi, Türkiye’deki çiftçiler için kritik bir dönüm noktası teşkil edecek. Zira, Ziraat Odası’na kayıtlı olan çiftçiler re’sen BağKur’lu sayılacak. Bu durum, çiftçilerin sosyal yardımlarını kaybetmesine ve yeni prim ödeme yükümlülükleri ile karşılaşmasına yol açarken, kırsal ekonomi üzerinde olumsuz bir etki doğuracak. Çiftçilerin, yeni yasa kapsamında karşı karşıya kalacakları bu durumdan nasıl etkilenecekleri ve ne gibi önlemler alabilecekleri önümüzdeki süreçte tartışma konusu olacaktır.
Sıkça Sorulan Sorular
Soru: 15 Temmuz 2025’te ne olacak?
Bu tarihte Ziraat Odası’na kayıtlı çiftçiler, otomatik olarak BağKur’lu sayılacak ve sosyal yardımlarını kaybedecekler.
Soru: Çiftçiler bu durumdan nasıl etkilenecek?
Çiftçilerin sosyal yardımları kesilecek ve yeni prim ödeme yükümlülükleri doğacak.
Soru: Hangi önlemleri alabilirim?
65 yaş üstü çiftçiler dilekçe vermeli, 65 yaş altı çiftçiler ise muafiyet belgesi almalıdır.
Soru: Geriye dönük tescil yapılacak mı?
Hayır, geriye dönük tescil yapılmayacak. 15 Temmuz 2025’ten itibaren tescil işlemleri başlayacak.
Soru: ÇKS kaydım varsa ne yapmalıyım?
E-devlet üzerinden durumunuzu kontrol edebilir veya bağlı olduğunuz SGK’ya başvurarak bilgi edinebilirsiniz.