
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Bir televizyon programında gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulundu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli‘nin terör örgütü lideri Abdullah Öcalan için kullandığı “kurucu önder” ifadesi, Dervişoğlu’na göre hükümetin itiraf niteliğinde bir açıklamasıdır. Dervişoğlu, bu açıklamanın ardından iktidarın devamlılığı için neler yapabileceğine dair endişelerini dile getirerek, toplumun bu durumu kabullenmeyeceğini vurguladı. Ayrıca, iktidarın bu mesele üzerinden giriştiği pazarlıklara da dikkat çekti.
Dervişoğlu, Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması gibi durumların mümkün olup olmadığına dair açıklamalar yaparak, Türkiye’nin mevcut durumu ve geleceğiyle ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Hükümetin politikalarının ve bu politikalar üzerinden yürütülen pazarlıkların toplum üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Sözlerinin devamında ise, milletin iradesinin hiçe sayılmaması gerektiğini belirtti.
Makale Alt Başlıkları |
---|
1) İktidarın Öcalan İtirafı |
2) Milletin Tepkisi Ve Hukuk |
3) Uluslararası Pazarlıklar |
4) Kurtuluş Mücadelesinin Önemi |
5) Hükümetin Niyetleri |
İktidarın Öcalan İtirafı
Dervişoğlu, Abdullah Öcalan için Devlet Bahçeli tarafından yapılan ‘kurucu önder’ ifadesinin arka planını sorguladı. Bu durumun, hükümetin geçmiş dönemlerdeki ‘açılım’ politikalarının bir uzantısı olduğunu düşündüğünü belirtirken, bu tür söylemlerin asıl amacının ne olduğunu sorgulamanın gerekliliği üzerinde durdu. Hükümeti, topluma yalanlarla karşı karşıya bıraktığı için eleştiren Dervişoğlu, bu tip söylemlerin halkın güvenini zedelediğine inandığını vurguladı. Hükümetin, Bahçeli’nin sözlerinin ardından ödün vererek, toplumun tepkisini ve adalet duygusunu hiçe sayarak ilerlediğini açıkladı.
Aynı zamanda Dervişoğlu, bu tür ifadelerin yalnızca siyasi bir pazarlık olmadığını, aynı zamanda milli güvenlik tehditleri oluşturduğunu ifade etti. Türkiye’nin mevcut durumu bağlamında, kendisini savunma hakkına sahip olduğunu söyleyen Dervişoğlu, Öcalan’ın serbest bırakılması gibi senaryoların kabul edilemeyeceğini tekrarladı. Bu durumun, potansiyel bir tehlikeyle yüzleşmeye neden olacağını belirtti.
Milletin Tepkisi Ve Hukuk
Dervişoğlu, halkın bu tür duruma karşı nasıl bir tepki vereceği hakkında, “Milletin kabullenemeyeceği bir şeyi, millete dayatırsanız bunun bedelini ödersiniz” diyerek sert bir uyarıda bulundu. Hiçbir hukuki kararın sonsuz olmadığını ve değiştirilebileceğini hatırlatarak, iktidarın bu durumdan etkilenmesine dair uyarılarda bulundu. Dervişoğlu’nun açıklamaları, sistemin hukuksallık üzerinde büyük bir tehdit oluşturduğuna ve bu tür politikaların halk arasında infiale neden olabileceğine işaret etti.
Sözlerini devam ettiren Dervişoğlu, “İmralı’daki cani başının nasıl görünmez hale geldiği” konusunun topluma anlatılması gerektiğini belirtti. Hükümete böyle bir affın asla mümkün olamayacağına dair net bir tutum belirterek, toplumun bu durumu asla kabullenmeyeceğini ifade etti. Bu durumun toplumdan izole bir şekilde yürütülmemesi gerektiğini vurguladı.
Uluslararası Pazarlıklar
Dervişoğlu, Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması için yürütülen görüşmelere dair dikkat çeken ifadelerde bulundu. Pervin Buldan’ın İtalya’da yaptığı açıklamaları hatırlatan Dervişoğlu, “Bu konu Meclis’te bir kararla çözülmeyecek kadar derin ve tehlikeli bir konu” ifadesini kullandı. Öcalan ile ilgili kararların, yalnızca hükümet mensuplarının belirleyeceği bir mesele olmadığını, bunun halkın iradesine ve meclise ait bir konu olduğunu vurguladı. Dervişoğlu, iktidarın önderliğinde bir hazırlık yapılmaması durumunda, bu tür bir kararın mahiyetsiz kalacağını ifade etti.
Bu aşamada Dervişoğlu, halkın bilgilendirilmesi gereken en önemli konunun, iktidarın İmralı’daki cani başı ile yapmış olabileceği gizli anlaşmalar olduğu üzerinde durdu. Hükümetin, toplumun menfaatine aykırı bir şekilde harekete geçmesi halinde, bunun sonucunun ağır olacağını söyledi. Mevcut durum üzerinden yürütülen pazarlıkların halkı daha da kurumsallaşmış bir belirsizliğe itebileceği noktasında uyarılarda bulundu.
Kurtuluş Mücadelesinin Önemi
Halkın, tarihsel bağlam içinde kendi kurtuluş mücadelesini sürdürmek zorunda olduğunu ifade eden Dervişoğlu, şu anki durumun geçmişteki benzer olaylardan dersler alınmaması durumunda tehlikeli olabileceğini belirtti. Bu tür bir kurtuluş mücadelesinin her zaman sürdürülebilir olması gerektiğini ifade etti. Dervişoğlu, “Eğer yeni bir kurtuluş mücadelesi gerekiyorsa bunu yapmaktan geri durmayacağımız bilinmelidir” dedi.
Bu bağlamda, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesinin bir neticeye ulaşmadan, öz duruma dair adım atmasının zor olduğunu vurguladı. Dervişoğlu, geçmiş mücadelelerin tarihi boyunca pek çok başarı elde edildiğini hatırlatarak, halkın bu süreçten asla ödün vermemesi gerektiğini belirtti. Eğer bu mücadeleler zayıflarsa, sadece iç politika değil, uluslararası politikada da büyük kayıpların olabileceğini söyledi.
Hükümetin Niyetleri
Dervişoğlu, hükümetin geçmişteki uygulamalarının arka planına dair bu adımların neden yapıldığına dair endişelerini dile getirerek, Türkiye’nin geleceği açısından tehlikeli bir tablo çizdi. Bu kadar şeyin görmezden gelinerek yapılmasının altında bir niyet bozukluğu bulunduğunu düşündüğünü belirtti. Ayrıca, “Bunu ne amaçla yapıyorlar?” sorusunun yanıtını bulmanın zorunluluğuna vurgu yaptı.
Hükümetin, Batı emperyalizmine hizmet eden projelerin bir aracı olarak kullanıldığını ifade eden Dervişoğlu, bu durumun Türkiye’nin uluslararası ilişkiler açısından pek çok risk taşımakta olduğunu belirtti. Dervişoğlu, geçmiş açılım süreçlerinin neticesinde yaşanan tecrübelerin göz önüne alındığında, bu tür girişimlerin tekrardan yaşanmaması adına önceden tedbir alınmasının önemine dikkat çekti. Her durumda bu tür politikaların milli çıkarlar açısından değerlendirilmesi gerektiğini sonuna kadar savundu.
No. | Önemli Noktalar |
---|---|
1 | Dervişoğlu, Bahçeli’nin Öcalan için ‘kurucu önder’ ifadesini sert bir şekilde eleştirdi. |
2 | Milletin iradesinin yok sayılmasını kabul etmeyeceklerini belirtti. |
3 | Meclis kararları olmaksızın Öcalan’ın serbest bırakılmasının mümkün olduğunu düşünmüyor. |
4 | Dervişoğlu, hükümetin onu destekleyen projelere hizmet ettiğini savundu. |
5 | Geçmişteki mücadelelerin halkın geleceği açısından kritik öneme sahip olduğunu vurguladı. |
Haberin Özeti
Müsavat Dervişoğlu, katıldığı yayında hükümetin politikalarında bazı tehlikeli adımlar attığını ve Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılma ihtimalinin milli güvenlik açısından büyük bir tehdit oluşturduğunu ifade etti. Ayrıca halkın iradesine saygı gösterilmesi gerektiğini vurgulayarak, geçmişteki kurtuluş mücadelelerinin önemine dikkat çekti. Hükümetin, Batı’nın çıkarları doğrultusunda hareket etmemesi gerektiği konusunda uyarılar yaptı ve bu süreçlerin, Türk toplumunda karşılık bulmadığını ifade ederek, toplumun hiçbir şekilde bu gibi pazarlıklara onay vermemesi gerektiğini belirtti. Dervişoğlu’nun ifadeleri, siyasi gündemdeki belirsizliklerin ve halkın güvenliğine dair endişelerin altını çizmektedir.
Sıkça Sorulan Sorular
Soru: Müsavat Dervişoğlu’nun Öcalan ile ilgili düşünceleri nelerdir?
Dervişoğlu, Öcalan için yapılan ‘kurucu önder’ ifadesinin hükümetin itirafı olduğunu ve bu durumun tehlikeli bir algı yarattığını belirtmiştir.
Soru: Dervişoğlu’nun Türkiye’nin geleceği hakkında ne söylemektedir?
Dervişoğlu, Türkiye’nin milli güvenliği açısından tehdit oluşturan gelişmelere dikkat çekerek, halkın iradesinin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Soru: Dervişoğlu, iktidara yönelik ne gibi eleştiriler yapmaktadır?
Hükümeti, halkı yanıltıcı politikalar izlemekle ve milli güvenliği tehdit eden adımlar atmakla eleştirmektedir.
Soru: Hükümetin mevcut durumu ile ilgili Dervişoğlu’nun ön gördüğü riskler nelerdir?
Dervişoğlu, hükümetin Batı’nın çıkarları doğrultusunda hareket etmesi durumunda Türkiye’nin ulusal ve uluslararası alanda büyük kayıplar yaşayabileceğini ifade etmektedir.
Soru: Kurtuluş mücadelesi ne anlam ifade ediyor?
Dervişoğlu, geçmişteki mücadelelerinin toplumsal hafızada önemli bir yer tuttuğunu ve benzeri fırsatlarda halkın aynı iradeyi göstermesi gerektiğini belirtiyor.