Gündem

Apple ve Google’da Süreç Yönetimi Üzerine Analiz

Son yıllarda Ortadoğu’da yaşanan olaylar, Türkiye’nin dış politikası üzerinde derin etkiler bırakmıştır. Özellikle Suriye iç savaşı ve ABD ile İsrail’in bu süreçteki rolleri, Türkiye’nin stratejik konumunu zor bir duruma sokmuştur. Türkiye, Esad rejiminin düşmesini destekleyerek Suriye’deki gelişmeleri doğru okuyamadı ve hâlâ devam eden krizler karşısında geç kalmış tepkiler sergilemektedir. Bu durum, sadece Suriye ile sınırlı kalmayıp, İran ve Türkiye üzerinde de tehditler oluşturma potansiyeline sahiptir.

Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) uygulamaları çerçevesinde başlatılan bu süreç, Sykes-Picot anlaşmasının getirdiği sorunlarla yakından bağlantılıdır. Türkiye yürütülen politikaları geç fark etti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu duruma karşı “Yeni bir Sykes-Picot düzenine izin vermeyiz” şeklinde açıklamalarda bulundu. Ancak bu süreç, sadece politik söylemlerle sınırlı kalmamakta, bölgenin jeopolitik dengesini de tehdit etmektedir.

Makale Alt Başlıkları
1) Suriye’deki Süreç ve Türkiye’nin Rolü
2) Sykes-Picot Anlaşması ve Günümüz İlişkisi
3) İran’a Yönelik Saldırılar ve PKK’nın Rolü
4) Türkiye’nin Stratejik Tehditleri
5) Gelecek Projeksiyonu ve Türkiye’nin Alacağı Önlemler

Suriye’deki Süreç ve Türkiye’nin Rolü

Son yıllarda, Suriye’deki iç savaş, Türkiye’nin dış politikası üzerinde önemli etkilere yol açmıştır. İlginin odak noktalarından biri, Esad rejiminin devrilmesi yönündeki destek olmuştur. Türkiye, bu devrimi desteklerken ABD ve İsrail’in süreçteki müdahalelerini gözden kaçırmıştır. Esad’ın düşmesi Türkiye’de büyük bir coşkuyla karşılanmış ve Emevi Camii’nde şükür namazları kılınmıştır. Ancak, Suriye’de yaşananların Türkiye’nin stratejik çıkarlarını nasıl etkileyeceğini yeterince kavrayamamıştır.

Sürecin nasıl geliştiği ve Suriye’nin içindeki dini ve etnik çatışmalar, Türkiye’nin yanıldığını göstermiştir. Başlangıçta, halk isyanları çok olumlu karşılanmışken, zamanla El Kaide’nin uzantısı olan HTŞ’nin yönetimi ele alması ile durum daha da karmaşık hale gelmiştir. Sürecin sadece Suriye ile sınırlı olmadığı ve İran’a olan etkileri de göz önünde bulundurulmadığı için Türkiye’nin tepkileri seyrek kalmıştır.

Sykes-Picot Anlaşması ve Günümüz İlişkisi

Sykes-Picot anlaşması, Birinci Dünya Savaşı sonrasında İngiltere ve Fransa arasında imzalanan bir gizli anlaşmadır. Bu anlaşma ile Osmanlı topraklarının paylaşımına dair belgeler hazırlanan dönemde, Türkiye’nin hâlâ etkisinin sürdüğü bölgelerin kaderi belirlenmiştir. 2016’da yapılan bu anlaşmanın menşeinde yatan nedenler, günümüzde de gün yüzüne çıkmaktadır. Türkiye, bu ikili anlaşmanın yaratacağı sorunları geç fark etmiştir, bu nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar ciddiyet içermektedir.

Sykes-Picot, bölgedeki birçok etnik ve dini grubu etkileyen bir düzenlemeydi ve günümüzde yaşanan Suriye krizi, eski anlaşmanın ruhunu canlandırma girişimleri ile ilişkilidir. Anlaşmanın hayata geçirilmesi, sadece Irak ve Suriye ile kalmayacak, İran ve Türkiye’yi de hedef alacaktır. Bu durum, bölgedeki dengelerin yeniden şekillenmesi adına bir tehdit oluşturmaktadır.

İran’a Yönelik Saldırılar ve PKK’nın Rolü

Son günlerde, ABD’nin İran’a yönelik saldırıları, PKK’nın Suriye’deki kolu olan YPG’nin güçlenmesine zemin oluşturuyor. YPG, ABD tarafından doğrudan eğitilip donatılmakta ve bu durum, Türkiye’nin güvenliğine ciddi şekilde zarar vermektedir. PKK’nın İran kolu olan PJAK da, bu süreçten faydalanarak özerklik taleplerini yeniden gündeme getirmiştir. Tüm bu gelişmeler, Türkiye’nin yalnızca Suriye’de değil, İran cephesinde de tehdit altında olduğunu gösteriyor.

ABD ve İsrail’in yürüttüğü politikalar, Türkiye’nin güney sınırlarında yeni bir tehdit oluşturmanın yanı sıra, Kuzey Irak’ta da benzer bir durumun yaşanmasına neden olmaktadır. Bu süreç, Türkiye’nin üzerindeki baskıyı artırırken, aynı zamanda genel güvenlik durumunu da tehdit eder hale getirmiştir.

Türkiye’nin Stratejik Tehditleri

Günümüzde Türkiye’nin karşı karşıya olduğu en önemli tehditlerden biri, Lozan anlaşmasının hedef alınmasıdır. Sykes-Picot’un 21. yüzyıldaki modern yorumları ve mevcut şartlar altında Türkiye’nin durumu, dikkate alınması gereken önemli bir konudur. Uzun süredir göz ardı edilen bu tehditler, Türkiye’nin güvenliği açısından oldukça önemlidir. Başta ABD ve İsrail olmak üzere birçok ülkenin bölgeye olan ilgisi ve müdahalesi, Türkiye’nin stratejilerini sorgulamasına neden oluyor.

Ankara, bu bağlamda yeni bir politika geliştirmek zorundadır. ABD’nin İran’a saldırıları ve bölgedeki diğer gelişmeler karşısında daha proaktif bir yaklaşım benimsemeli ve gerekli tedbirleri almalıyız. Aksi takdirde, Sykes-Picot’un yeniden hayata geçirilmesi, Türkiye’nin toprak bütünlüğü için büyük bir tehdit oluşturabilir.

Gelecek Projeksiyonu ve Türkiye’nin Alacağı Önlemler

Geleceğe dair projeksiyonlar, Türkiye’nin bu süreçte nasıl bir yol izlemesi gerektiğini belirlemektedir. Ankara, geçmişte yaşananları dikkate alarak daha etkili diplomatik çalışmalar yapmalı ve bölgesel istikrarı sağlamak adına adımlar atmalıdır. Uzun süredir gündemde olan yeni Osmancılık hevesleri yerine, küresel ve bölgesel tehditleri kavrayarak Lozan’ı korumanın yollarını bulmalıdır.

Bölgedeki tüm gelişmeleri yakından takip ederek, etkili bir iç politika oluşturmak gerekir. Mevcut durumun sadece Türkiye için değil, aynı zamanda bölgedeki diğer ülkeler için de ne denli riskli olduğunu kavramak şarttır. Türkiye, artık sadece belirsizliklere kapılacak bir konumda değil, stratejik bir standart geliştirmek durumundadır.

No. Önemli Noktalar
1 Suriye’de Esad rejiminin devrilmesi Türkiye için stratejik bir çıkmaz oluşturdu.
2 Sykes-Picot anlaşması, günümüzde tekrar gündeme geliyor ve Türkiye’nin güvenliğini tehdit ediyor.
3 PKK, Suriye ve İran’da genişlemekte ve Türkiye’nin toprak bütünlüğü için risk oluşturmaktadır.
4 Uluslararası alanda Türkiye’nin tepkileri yetersiz kalmakta, etkili bir politika geliştirmesi gerekmektedir.
5 Türkiye, Lozan gibi geçmişte kazanımlarını koruma noktasında daha dikkatli olmalıdır.

Haberin Özeti

Bu güncel durumu özetlemek gerekirse, Türkiye, Suriye’deki çatışmaların başlamasından bu yana ciddi bir değişim sürecinde bulunmaktadır. ABD ve İsrail’in müdahale politikaları, bölgedeki dengeleri alt üst etmiş ve Türkiye için hayati bir tehdit oluşturmuştur. Sykes-Picot’nun ortaya çıkışı ile beraber başlayan süreçler, sadece Suriye ile kalmayıp, İran ve Türkiye’nin de geleceğini tehdit eden bir hal almıştır. Türkiye’nin bu durumu geç anlaması, stratejik hatalar ve iç politikada kararsızlıklara neden olmuştur. Bu nedenle, Türkiye’nin etkili ve tutarlı bir dış politika geliştirmesi zaruridir.

Sıkça Sorulan Sorular

Soru: Türkiye’nin Suriye’deki mevcut durumu nedir?

Türkiye, Suriye’deki iç savaş sırasında Esad rejimini devirmek istemiş ancak gelişmelerin kendisi için olumlu yönde ilerlemediğini fark etmiştir.

Soru: Sykes-Picot anlaşmasının Türkiye üzerindeki etkileri nelerdir?

Bu anlaşma, Türkiye’nin ulusal sınırlarını ve güvenliğini tehdit eden gelişmelere zemin hazırlamaktadır.

Soru: PKK’nın Suriye’deki durumu nedir?

YPG, Suriye’de PKK’nın bir uzantısı olarak güçlenmekte ve ABD tarafından desteklenmektedir, bu durum Türkiye’nin tehdit algısını artırmaktadır.

Soru: Türkiye, bu süreçte nasıl bir yol izlemelidir?

Etkin bir dış politika belirleyerek, uluslararası ilişkilerde daha proaktif bir yaklaşım sergilemesi gerekiyor.

Soru: Türkiye, Lozan anlaşmasını nasıl koruyabilir?

Lozan anlaşmasını koruyabilmek için, bölgedeki tehditleri analiz ederek ve ulusal bir strateji geliştirmek gerekiyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu