
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, CHP Lideri Özgür Özel ile yaşanan tartışmalar ve mevcut iktidara yönelik eleştirilerini gündeme taşıdı. Dervişoğlu, AK Parti’nin demokratik seçimlerle iş başına gelmiş bir iktidar olduğunu ancak geçmişte yaşanan olağanüstü hâl ve referandum süreçlerinin şüpheli olduğunu dile getirdi. Özellikle, olağanüstü hâl şartlarında yapılan referandumların güvenilirliği üzerinde durarak, mevcut iktidarın bazı uygulamalarının cunta yöntemleriyle benzerlikler taşıdığına dikkat çekti. Dervişoğlu’na göre, iktidar, meşruiyetini yitirmiş bir şekilde yetkilerini kullanmaya devam etmektedir. Bu bağlamda, yargı ve yürütme yetkileri arasındaki çatışmalara, belediyelere kayyum atanması fikrinin siyasi çılgınlık olarak nitelendirilmesine ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında devam eden soruşturmalara dair önemli değerlendirmeler yaptı.
Makale Alt Başlıkları |
---|
1) Cunta İfadesinin Değerlendirilmesi |
2) Referandum Sürecinin Eleştirisi |
3) Kayyum İddiaları Üzerine Görüşler |
4) Yargı ve Yasama İlişkisi |
5) Boykot Hakkı Üzerine Düşünceler |
Cunta İfadesinin Değerlendirilmesi
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, CHP Lideri Özgür Özel‘in iktidara yönelik “cunta” ifadesini değerlendirerek, bu tanımın eksik olduğunu vurguladı. Dervişoğlu, AK Parti iktidarının demokratik seçimlerle geldiğini ancak bu sürecin öncesinde yaşananların dikkatle incelenmesi gerektiğini ifade etti. AK Parti’nin iktidar olabilmesi için çeşitli yöntemlerin kullanıldığını belirten Dervişoğlu, olağanüstü hâl şartlarının referandum süreçlerine nasıl etki ettiğini sorguladı.
Dervişoğlu, “Cunta, askeri bir darbe ile iş başına gelen yapıyı tanımlar. AK Parti, demokratik seçimlerle iktidara gelmiştir ama buna giden yol, farklı yöntemlerle dolmuştur” şeklinde konuştu. Bu bağlamda, iktidarın meşruiyetinin sorgulanması gerektiğini düşündüğünü belirtti.
Referandum Sürecinin Eleştirisi
Dervişoğlu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin referandumunun yapıldığı dönemdeki olağanüstü hâl şartlarını hatırlattı. Bu şartların oluşturduğu meşruiyet kaybını şöyle açıkladı: “Olağanüstü hâl şartlarında bir referandum gerçekleştirilmiştir. Mühürsüz zarflar geçerli kabul edilmiştir. Seçimler elbette millet iradesini yansıtır ama doğru yöntemlerin kullanılmaması söz konusu ise referandumun şaibeli olduğunu söylemek mümkündür.” Bu açıklamalar, halkın demokrasiye olan inancının da sorgulandığını gösteriyor.
Dervişoğlu, bu dönemdeki referandumun geçerliliği konusunda kaygılarını dile getirerek, siyasi iktidarın şeffaflık ilkesinden uzaklaştığını savundu. Buna ek olarak, meşru zemin kaybının, gelecekte çıkacak seçim sonuçlarını da etkileyeceğini belirtti.
Kayyum İddiaları Üzerine Görüşler
CHP’ye yönelik kayyum iddialarını da değerlendiren Dervişoğlu, bu ilginç tartışmanın Türkiye siyasi sahnesindeki yerini sorguladı. “CHP’ye kayyum ataması gündeme geldiğinde, bunun düşünülmesinin bile çılgınlık olacağını belirtmiştim. Türkiye’de olmayacak bir iş yokmuş gibi bakmak lazım” şeklinde konuştu. Dervişoğlu, kayyum atamasının düşünülmesinin bile ciddi bir siyasi çılgınlık olduğunu ifade etti.
İYİ Parti lideri Dervişoğlu, “Hala ilk gün bulunduğum yerdeyim” dedi ve bu tür tartışmaların halk üzerinde nasıl bir etki bıraktığını sorguladı. Türkiye’nin siyasi ikliminin bozulduğuna ve bu durumun toplumda derin yaralar açtığına dikkat çekti.
Yargı ve Yasama İlişkisi
Dervişoğlu, TBMM’nin yasama yetkilerinin yargı tarafından ihlal edildiğini belirtti. Hatırlatmak gerekirse, Can Atalay hakkında yaşanan tartışmaların, AYM’nin hak ihlali kararı ile sona ermesi gerektiğini düşündüğünü ifade etti. Dervişoğlu, bu durumun yargının da TBMM üzerinde siyasi baskı kurduğunu da ortaya koyduğunu savundu.
Dervişoğlu, “Yargıtay, AYM’nin kararını yok sayacak kadar gemi azıya almıştır” diyerek yargı bağımsızlığının tehdit altında olduğunu dile getirdi. Bu çerçevede, yasama ve yürütme erklerinin birbirleriyle çatışmadan kaçınmaları gerektiği teması üzerine düşüncelerini paylaştı.
Boykot Hakkı Üzerine Düşünceler
Son olarak, CHP’nin İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından açıkladığı boykot kararına da değinen Dervişoğlu, boykotun anayasal bir hak olduğunu belirtti. “Boykot bir anayasal haktır. Siz de benim de mal alma ya da almama gibi bir hakkım var. Fakat boykot, dış güçlerin talimatı ile yapılmış bir eylem olarak algılanırsa bunun gerçekliği tartışılması gereken bir noktadır” şeklinde konuştu.
Dervişoğlu, bu bağlamda, CHP’nin haklı bir haksızlık karşısında anayasal haklarından yararlanma eğiliminde olduğunu düşündüğünü belirtti. Kendi yöntemlerini geliştirmelerini de önerdi ancak bu süreçte eleştirilere açık olduklarını da vurguladı.
No. | Önemli Noktalar |
---|---|
1 | Dervişoğlu, cunta tanımını eksik buldu ve AK Parti’nin demokratik yolla işbaşına geldiğini savundu. |
2 | Olağanüstü hâl şartlarında yapılan referandumların güvenilir olmaktan uzak olduğu belirtildi. |
3 | Kayyum ataması düşüncesinin bile siyasi çılgınlık olduğu vurgulandı. |
4 | Yargı ve yasama erkleri arasındaki çatışma derin bir tehdit olarak değerlendirildi. |
5 | Boykotun anayasal bir hak olduğu ifade edilerek, bunun doğru yorumlanması gerektiği belirtildi. |
Haberin Özeti
Günümüz Türkiye’sinde siyasi tartışmaların yoğunluğu giderek artarken, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu önemli açıklamalarda bulunarak bu tartışmalara yön vermek üzere sahneye çıktı. CHP Lideri Özgür Özel‘in “cunta” ifadesi üzerinden eleştirilerinin yanı sıra, referandum, kayyum atamaları ve yargı-yasama ilişkisi gibi kritik konulara da değindi. Dervişoğlu’nun değerlendirmeleri, Türkiye’deki demokratik meşruiyet anlayışının sorgulanmasına yol açması açısından dikkat çekmektedir. Siyasi ortamda yaşanan belirsizlikler ve tartışmalar, halkın demokrasiye olan inancını da ciddi şekilde sarsmaktadır.
Sıkça Sorulan Sorular
Soru: Dervişoğlu, cunta tanımını neden eleştirdi?
Dervişoğlu, mevcut iktidarın demokratik seçimlerle iş başına geldiğini, ancak geçmişte yaşanan olağanüstü hâl uygulamalarının meşruiyetinin sorgulanması gerektiğini ifade etti.
Soru: Referandum sürecinin güvenilirliği neden tartışmalı?
Dervişoğlu, referandumun olağanüstü hâl şartlarında yapıldığını ve mühürsüz zarfların geçerli kabul edildiğini belirterek bu durumların güvenilirliği sorgulattığını açıkladı.
Soru: Kayyum atamaları hakkında ne düşünüyor?
Dervişoğlu, CHP’ye kayyum atamasının gündemde olmasını, bunun düşünülmesinin bile siyasi çılgınlık olduğunu ifade etti.
Soru: Yargı ve yasama arasındaki ilişki neden sorunlu?
Dervişoğlu, yasama yetkisinin TBMM’de olduğunu, ancak mahkemelerin bu yetkiyi aşarak siyasete müdahale ettiğini savundu.
Soru: Boykot hakkı hakkında ne söylemektedir?
Dervişoğlu, boykotun anayasal bir hak olduğunu ancak bu eylemin dış güçlerin etkisiyle yapılmış gibi algılanmasının gerçekliğinin tartışılması gerektiğini ifade etti.