
Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici’nin, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a uçakta yöneltilen soruların önceden alındığını açıklamasıyla birlikte bir tartışma dalgası oluştu. Bu konuyla ilgili yorumlarını kaleme alan Karar yazarı Fehmi Koru, geçmişte siyasi liderlerle yaptığı görüşmelerde hiçbir zaman gazetecilerin sorularının önceden öğrenilmediğini belirtti. Koru, bu uygulamanın mesleki açıdan ciddi sorunlar doğurabileceğini vurguladı. Gazetecilik adına kaygılar taşıdığını ifade eden Koru, söz konusu durumun neden bu kadar önemli olduğunu ve varlığının yarattığı mesleki tahribatı ele aldı.
Cumhurbaşkanlığı uçağında gazetecilerin sorularının önceden öğrenilmesi uygulamasına yönelik tepkiler artarken, Koru, uygulamanın gerekçesi ve sonuçları üzerinde de derinlemesine bir inceleme gerçekleştirdi. Koru, bu durumun hem gazeteciliğe hem de kamuoyuna olan etkilerini ele alarak dikkat çekici noktaları gündeme taşıyan bir yazı kaleme aldı.
Gazetecilik mesleğinin etik değerleri açısından büyük önem taşıdığına dikkat çeken Koru, soruların önceden belirlenmesinin bilgi akışını kısıtladığını ve demokratik bir toplumda sorgulama özgürlüğünü tehdit ettiğini savundu. Ayrıca, uygulamanın precedents (örnek teşkil etme) oluşturarak gelecekte benzer uygulamaların yaygınlaşmasına sebep olabileceği konusunda da uyarılarda bulundu.
Makale Alt Başlıkları |
---|
1) Uygulamanın Arka Planı |
2) Gazetecilikte Etik Kurallar |
3) Siyasi Liderlerle Görüşmeler |
4) Kamusal Faaliyetler ve Şeffaflık |
5) Gelecekteki Etkileri |
Uygulamanın Arka Planı
Cumhurbaşkanlığı uçağında gazetecilere sorulan soruların önceden belirlenmesi uygulaması, Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici tarafından ortaya kondu. Bildirici, gazete ve medya organlarının bu uygulamanın varlığına dair bilgiye sahip olduğunu, özellikle önemli siyasi seyahatlerde gazetecilerin bu şekilde bilgilendirildiğini ifade etti. Bu durum, gazetecilik pratikleri açısından kaygı verici bir yaklaşım olarak değerlendirildi. Uygulamanın, gazetecilerin sorularını kendilerine yöneltme özgürlüklerini sınırladığı ve gazeteciliğin temel ilkeleriyle çeliştiği öne sürüldü.
Bu tür uygulamaların, yönetim ile medya arasındaki iletişimin ve karşılıklı güvenin zayıflamasına neden olabileceği de kaydedildi. Birçok gazeteci, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ınkiler de dahil olmak üzere, geçmişte gerçekleştirilen birçok görüşmede bu tarz bir uygulamanın olmadığını vurgulayarak bu yönetim uygulamasını eleştirdi. Koru da bu bağlamda, uygulamanın demokratik bir toplumda nasıl bir etki yaratacağı konusunda ciddi endişeleri olduğunu belirtti.
Gazetecilikte Etik Kurallar
Gazetecilik, kamuoyuna doğru bilgiyi ulaştırmak adına objektif ve tarafsız bir yaklaşım sergilemeyi gerektirir. Soru ve yanıt süreçlerinin önceden belirlenmesi ise bu özgürlüğü kısıtlayarak yanlış algılara yol açabilir. Bu durum, hem kamuoyunu yanıltma riskini barındırır hem de gazetecilerin mesleki bütünlüğünü tehdit eder. Fehmi Koru, gazetecilerin sorması gereken her sorunun, önceden belirlemelerin içine kapanmasına yol açan bu uygulama ile birlikte gündeme gelemediğini savundu.
Meslek etiği prensipleri çerçevesinde gazeteciler, bilgiye erişim hürriyetinden yararlanarak kamuoyunu bilgilendirmekle yükümlüdür. Bu tür uygulamalar, gazetecilik mesleğinin itibarına zarar vererek, güvenilirliklerini zedeler. Ülke genelinde demokratik süreçleri güçlendirmek için gazetecilerin bağımsız ve özgür bir biçimde çalışabilmesi büyük bir önem taşımaktadır. Bu bağlamda, bu tür uygulamalar karşısında alınacak tavırın mesleki etik açısından önem taşıdığı vurgulandı.
Siyasi Liderlerle Görüşmeler
Koru, geçmişteki deneyimlerinden yola çıkarak, çeşitli siyasi liderlerle yapmış olduğu görüşmelerde hiçbir zaman önceden bir soru belirleme durumunun söz konusu olmadığını ifade etti. Bu tür uygulamaların, her ne kadar yönetimin arzusunu ifade etse de, gerçek haber alma ihtiyacını zedelediğini belirtti. Gazeteciler ve siyasi liderler arasındaki ilişkinin, sorgulama ve tartışma üzerine inşa edilmesi gerektiği teşhis edildi. Faruk Bildirici de benzer değerlendirmelerde bulunarak, medyanın bağımsızlığına ciddi bir tehdit oluşturduğu görüşünde birleşti.
Ayrıca, geçmişte karşılıklı güvenden doğan diyalogların, bu tür uygulamalarla zedelendiği ve zamanla güven kaybına neden olacağı belirtildi. Koru, gazetecilerin sorulan sorular karşısında daha etkin bir şekilde hareket edebilmesi için soruların önceden belirlenmemesi gerektiğini vurguladı. Siyasi liderlerle iletişimin, karşılıklı olarak güvenin geliştirilmesi gereken bir alan olduğunu ifade etti.
Kamusal Faaliyetler ve Şeffaflık
Kamusal faaliyetler, devletin halka hesap verme sorumluluğu çerçevesinde yürütülmesi gereken işlemlerdir. Gazetecilerin bu faaliyetleri denetleme hakkı, kamu yararı açısından son derece önemlidir. Ancak, belirli uygulamalar, bu denetim mekanizmasını ortadan kaldırarak, halkın bilgilendirilmesine katkı sağlamaktan uzaklaşmaktadır. Koru, bu tür şeffaflık sorunlarının sadece bireysel gazetecilerin değil, aynı zamanda tüm toplumun zararına olduğunu belirtti.
Uygulamanın toplumda yarattığı etkilerin yanı sıra medya organlarının itibarına ve güvenilirliğine de zarar verdiği ortaya kondu. Gazeteciler, şeffaflık adına sorularını sormaktan kaçındıklarında, toplumun doğru bilgilendirilmesi sürecinde zorluklar yaşanması kaçınılmazdır. Bu durum, kamuoyunda yanlış bilgi akışına ve dolayısıyla güven kaybına neden olmaktadır.
Gelecekteki Etkileri
Uygulamanın gelecekte yaratacağı etkiler ise merak edilmekte. Eğer bu uygulama sürekli hale gelirse, gazeteci ve siyasi liderler arasındaki ilişki daha da zayıflayacağı gibi, bu durum kamuoyuna olan güveni de sarstığı değerlendirildi. Koru, bu eğilimin önemli bir gazetecilik sorunu olarak gündeme geleceğini düşündüğünü ifade etti.
Yeni nesil gazetecilerin bu tür baskı ve uygulamalarla karşı karşıya kalması, mesleklerinin geleceği açısından ciddi tehditler barındırdığı konusunda uyarılarda bulunuldu. Kısacası, bu uygulama sadece bugünün değil, geleceğin gazeteciliğini de olumsuz yönde etkileme potansiyeline sahiptir.
No. | Önemli Noktalar |
---|---|
1 | Gazetecilerin sorularının önceden belirlenmesi, demokratik ilkelere aykırıdır. |
2 | Uygulamaya karşı çıkan gazeteciler bu durumun meslek etiğini zedelediğini belirtti. |
3 | Siyasi liderlerle geçmişte böyle bir uygulamanın yaşanmadığı ifade edildi. |
4 | Kamusal faaliyetlerin şeffaflığı, medya ve toplum için büyük önem taşır. |
5 | Uygulamanın gelecekteki etkileri, gazetecilik mesleğinin itibarını tehdit edebilir. |
Haberin Özeti
Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici’nin, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a uçakta yöneltilen soruların önceden alındığı yönündeki açıklaması, gazeteciliğin etik değerleri açısından dikkat çekici bir tartışma başlattı. Fehmi Koru, bu uygulamanın sorgulama özgürlüğünü sınırladığını ve demokratik ilkelerle çeliştiğini vurguladı. Geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, gazetecilerin sorularının özgür bir şekilde yöneltilmesi gerektiği ve bu özgürlüğün güvenin temeli olduğu ifade edildi. Kamusal faaliyetlerin şeffaflığını sağlamak adına, gazetecilerin bağımsız biçimde hareket etmelerinin şart olduğu bir kez daha öne çıkarıldı.
Sıkça Sorulan Sorular
Soru: Neden gazetecilerin soruları önceden alınıyor?
Gazetecilerin sorularının önceden alınması uygulamasının, iletişim başkanlığı tarafından “tekerrüre düşmemek” gerekçesiyle yapıldığı belirtildi.
Soru: Bu uygulama gazeteciliği nasıl etkiler?
Bu uygulama, gazetecilerin özgürce sorularını sormalarını engelleyerek, demokratik ilkelere aykırı bir durum ortaya çıkarır.
Soru: Gazeteciler neden bu uygulamayı eleştiriyor?
Gazeteciler, bu tür uygulamaların mesleki şeffaflık ve etik ilkelere zarar verdiğini savunuyor.
Soru: Kamuoyuna bu durum nasıl yansıyor?
Uygulama, kamuoyunun doğru bilgi almasını engelleyerek, yanlış algılara neden olabilir.
Soru: Gelecekte bu uygulama ne tür sorunlar yaratabilir?
Eğer sürekli hale gelirse, gazetecilik mesleği için güven kaybı ve itibar zedelenmesi gibi sorunlara yol açabilir.