
Ünlü şarkıcı Sibel Can, katıldığı ‘İbrahim Selim ile Bu Gece’ programında samimi açıklamalarda bulundu. Can, küçük yaşlarından itibaren yaşadığı zorlukları ve kariyerinin ilk dönemlerine dair anılarına ışık tutarken, aile ilişkilerine dair düşüncelerini de paylaştı. Sanat hayatı, çocukları ve kişisel deneyimleri hakkında dikkat çekici ifadeler kullanan Sibel Can, izleyicilere duygusal anlar yaşattı.
Makale Alt Başlıkları |
---|
1) Sibel Can’ın erken yaşamı |
2) Sanat kariyerinin ilk adımları |
3) Hayranlık ve korkutucu deneyimler |
4) Aile ilişkileri ve çocukları |
5) Sibel Can’ın sanata bakışı |
Sibel Can’ın erken yaşamı
Sibel Can, çocukluk yıllarını anlattığı programda, doğumundan itibaren yaşadığı zorluklara dikkat çekti. “Toraman doğmuşum. Kilodan gözümün bir tanesi kapalıymış. Bebeklikten beri bende ödem var!” diyerek bu durumun onun için bir zorluk yarattığını ifade etti. Çocukluğunun şanslı geçiştiğini de belirten Can, “Çok şanslı bir çocuktum. Evin içinde büyük bir aşk vardı. Babam sesini bir gün bile anneme yükseltmedi,” şeklinde annesiyle olan ilişkisine vurgu yaptı.
Kız kardeşine karşı olan duygularını da es geçmeyen Sibel Can, zaman zaman kıskanma hisleri yaşadığını söyledi: “Kız kardeşimi çok kıskanırdım. Uyurken saçlarını keserdim.” Bu tür çocukça davranışların neşeli bir ev ortamında büyümüş olmanın getirdiği etkiler olduğunu belirtti.
Sanat kariyerinin ilk adımları
Sibel Can, sahne hayatına nasıl adım attığını anlatarak izleyicilere ilham verdi. 12 yaşından itibaren sahne hayatına atıldığını belirten sanatçı, “Sahnede Nesrin Topkapı’yı görünce oryantal yapmaya karar verdim. İlk kez 12 yaşındayken Viyana’da sahneye çıktım,” diyerek ilk sahne deneyimini anlattı.
Kariyerinin başlangıcından bahseden Sibel Can, “Sanat hayatıma iyi ki dans ederek başladım. Bir gecede 4 kulüpte sahneye çıkardım,” ifadeleriyle kariyerinin önemli bir anını paylaştı. Ayrıca, Kral’ın kendisini gece kulübünde izlemesinin kariyerindeki unutulmaz anlar arasında olduğunu dile getirdi: “Kral, gelip beni gece kulübünde izledi. 16 yaşımdaydım. Kariyerimin en unutulmaz anı bu.” Müzik yaşamının ertesi döneminde karşılaştığı zorlukları dile getirerek “Yaşım küçük olduğu için Maksim Gazinosu kapatıldı,” demesi dikkat çekici oldu.
Hayranlık ve korkutucu deneyimler
Sibel Can, bir hayranının aşırı takıntılı davranışlarından bahsettiği bölümde, “Fanatik bir hayranım işi iyice abarttı; beni karısı, Engincan’ı oğlu, Melisa’yı kızı zannetmeye başladı. Kâbus gibiydi. Çok korktum,” sözleriyle bu tür olayların sanatçıların yaşamında yarattığı stresin altını çizdi. Sanat hayatının getirdiği bu tür zorlukların karşısında nasıl durduğunu ve psikolojik etkilerini de aktardı.
“Sesimi buz yiyerek tedavi ediyorum. Buz olmadan sesimi iyi hissetmiyorum,” diyerek sağlığına verdiği önemi vurguladı. Kendini sürekli geliştirmek için elinden geleni yaptığını belirten Can, “Dünyaya şarkı söylemek için gelmişim. Allah bunun için yaratmış beni,” diyerek mesleğine olan tutkusunu gözler önüne serdi.
Aile ilişkileri ve çocukları
Sibel Can, çocuklarıyla olan ilişkisini, “Çocuklarımla arkadaş gibiyim. Ne istersem yaptırırım. Hepsinin huyu suyu başka,” sözleriyle anlattı. Bu yakın ilişkisinde, dengeyi sağlamakta zorlanmadığını ve onlarla olan iletişiminin güçlü olduğunu ifade etti. “Babaları kızmasın ama birçok şeyi benden almışlar. Çocuklarımın özleri iyi. Son derece mütevazı ve iyi çocuklar,” diyerek çocuklarına duyduğu güveni ve sevgiyi belirtti.
Aile içindeki ilişkilerinin, sanat kariyerine de olumlu etkisi olduğunu düşündüğünü ve bu durumun onun sanatına yansıdığını vurguladı. Çocuklarıyla olan açık iletişimin, onların gelişimine katkıda bulunduğunu ifade etti.
Sibel Can’ın sanata bakışı
Sibel Can, sanatı üzerine düşüncelerini paylaşırken, “İçimden bağırır, sessiz çığlıklar atarım. Yüksek sesle konuşulmasına dayanamam,” şeklindeki sözleriyle sanatın duygusal yönlerine vurgu yaptı. Sanatının sadece bir iş değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi olduğunu özellikle belirtti. “Allah’ın şanslı kuluyum. Ölene kadar şarkı söylemek istiyorum,” diyerek, sanata olan tutkusunu ve hedeflerini ortaya koydu.
Kendine has bir tarzı olduğunu ifade eden Sibel Can, “İşvem cilvem vardır. Tansiyonum bile nazlı nazlı düşüp çıkar,” diyerek sanat yaşamındaki dikkat çekici yönlerini ve bu yönlerin inkar edilemez bir özveri ile şekillendiğini gösterdi.
No. | Önemli Noktalar |
---|---|
1 | Sibel Can, küçük yaşlarda zorluklarla karşılaşmış ancak sevdikleri aracılığıyla desteklenmiştir. |
2 | Sahne kariyerine çok genç yaşta adım atarak önemli bir başarı yakalamıştır. |
3 | Hayranlarından kaynaklanan korkutucu deneyimlerle başa çıkma yollarını anlatmıştır. |
4 | Çocuklarıyla olan ilişkisi oldukça samimidir ve onlarla karşılıklı anlayışa dayalı bir iletişimi vardır. |
5 | Sanatına olan bağlılığı ve tutkusu hayranları üzerinde derin etkiler bırakmaktadır. |
Haberin Özeti
Sibel Can’ın konuşmaları, sadece şarkıcılıkla değil, aynı zamanda yaşamıyla ilgili derinlikli bir gözlem sundu. Sanatına olan tutkusu ve özverisi, hayranları ve izleyicileri üzerinde anlamlı bir etki bıraktı. Genç yaşta başladığı sanat hayatı, karşılaştığı zorluklar ve aile bağlarıyla şekillenen eserleri, izleyicilerle buluştuğu bu platformda daha da anlam kazandı. Sibel Can, yaşamı boyunca sanatı ile ilgili derin tutkularını paylaşarak sadece bir sanatçı değil, aynı zamanda güçlü bir kadın imajını da izleyicilere sunmuştur.
Sıkça Sorulan Sorular
Soru: Sibel Can çocukluğu hakkında neler söyledi?
Sibel Can, çocukluğunun şanslı geçtiğini, ailesinin ona büyük bir sevgi sunduğunu ve küçük yaşta bazı sağlık sorunları yaşadığını ifade etti.
Soru: İlk kez ne zaman sahneye çıktı?
Sibel Can, 12 yaşında Viyana’da sahneye çıkarak sanat hayatına adım attığını belirtti.
Soru: Sibel Can sanat hayatına nasıl başladı?
Dans ederek sanat hayatına giriş yaptığını ve ilk gece kulübünde sahne aldığı anların kariyerindeki en özel anlar olduğunu ifade etti.
Soru: Sibel Can hayranlarıyla ilgili ne düşündü?
Hayranlarının aşırı takıntılı davranışlarının kendisini korkuttuğunu ve bu durumun sanatçılar üzerindeki etkisini dile getirdi.
Soru: Çocuklarıyla ilişkisi nasıldır?
Sibel Can, çocuklarıyla arkadaş gibi iletişim kurduğunu ve onların gelişimlerinde açık bir iletişim dilini benimsediğini söyledi.