
Kamuoyunda genel bir tartışma yaratan son tapu işlemleri ve miras paylaşımına yönelik düzenlemeler, mirasın eşit paylaşım zorunluluğunun fiilen kaldırılabileceği endişelerini doğurdu. Bu durum, özellikle kadınların hak kaybına uğrayacakları yönünde kaygıları artırmış durumda. Kadın örgütleri, dezavantajlı durumdaki kadınların bu yeni uygulamalara karşı nasıl bir mücadele vereceği üzerinde duruyor. İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi ise, yasal düzeyde herhangi bir değişikliğin olmadığını belirtiyor, ancak düzenlemelerin kadınların mülkiyet haklarına zarar verebileceğinden endişe duyuyor.
Aile arabuluculuğu uygulamasının, böylesine dengesiz güç ilişkileriyle dolu bir ortamda kadınları daha fazla dezavantajlı duruma düşürebileceği ifade ediliyor. Bu bağlamda yapılan eleştiriler, miras paylaşımında ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçları gözler önüne seriyor. Özellikle kadın hakları konusunda çalışan örgütler, bu durumun toplumsal cinsiyet eşitsizliğini daha da derinleştirebileceğine dikkat çekiyor. Tapu işlemleri üzerindeki değişiklikler, başta kadınlar olmak üzere manyi almakta olan bireylerin haklarını tehdit edecek boyutlara gelebileceği gibi, bu durumun da toplumsal sonuçları olabileceği vurgulanıyor.
Makale Alt Başlıkları |
---|
1) Medeni kanundaki miras hükümlerinde değişiklik yapılmadı |
2) Kadın örgütlerinden eleştiri: Kadınların mülkiyet hakkını zayıflatır |
3) Yasal değişikliğe rastlamadık |
4) Anayasa vurgusu |
5) Ekonomik şiddete asla izin vermeyeceğiz |
Medeni kanundaki miras hükümlerinde değişiklik yapılmadı
Türk Medeni Kanunu (TMK), miras payları ile alakalı hükümleri ile hala yürürlükte kalmaya devam ediyor. Miras paylaşımına ilişkin yapılan değişiklik, Tapu Sicilinde Arabuluculuk Genelgesi ile bağlantılıdır ve bu genelge tapuda arabuluculukla yapılan anlaşmaların tesciline olanak tanımaktadır. Ancak bu durum, yasaların belirlediği miras hakkını ortadan kaldırmıyor. Kadınların bu süreçte önemli hak kayıpları yaşayabilecekleri endişesi ile pek çok kadın örgütü durumu eleştiriyor. Özellikle, aile içerisindeki güç dengesizliklerinin miras paylaşımında ciddi hak kayıplarına yol açabileceği belirtiliyor.
Ekonomik, sosyal veya psikolojik açıdan güçsüz olan bireyler, bu tür uygulamalar karşısında daha fazla baskı altında kalabilir. Kadın örgütleri, bu durumun toplumsal cinsiyet eşitsizliğini daha da derinleştirebileceğini dile getiriyor. Bazı kadınların, ekonomik bağımlılık ya da aile içindeki baskılar sebebiyle kendi haklarından feragat etmek zorunda kalabileceği ihtimali üzerinde duruyor. İşte bu nedenlerle, yapılan düzenlemenin kadınların hakları açısından ciddi tehditler barındırdığı ifade ediliyor.
Kadın örgütlerinden eleştiri: Kadınların mülkiyet hakkını zayıflatır
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu, yeni düzenlemenin kadınların miras hakkını zayıflatabileceği konusunda ciddi uyarılarda bulunuyor. Sosyal medya aracılığıyla yapılan açıklamalarda, miras konusundaki eşit paylaşımın terk edilmesiyle kadınların hak kayıplarının artabileceği belirtilmektedir. Özellikle dezavantajlı gruplar arasında yer alan kadınların, bu tür bir uygulama altında ekonomik bağımlılıktan dolayı baskı altında karar verme zorunluluğuyla karşılaşacağı ifade ediliyor. Ayrıca, bu tür düzenlemelerin toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştireceği ve kadınların uzun vadede ekonomik güvencesizlik riskiyle karşı karşıya kalmalarına yol açabileceği dile getiriliyor.
Yapılan açıklamalarda, miras işlemlerinde eşit paylaşımın sağlanması gerektiği vurgulanarak, bu hakkın ihlal edilmemesi gerektiği ifade edilmektedir. Kadınların pozisyonunun zayıflatılması ile birlikte, toplumda daha büyük eşitsizliklerin doğabileceği konusunda tepkiler artırılmıştır. Kadınların mülkiyet hakkı için bu tür tehditleri ortadan kaldırmak adına toplumsal dayanışmanın önemine dikkat çekilmektedir. Bu konunun ciddiyeti, kadınların sosyal ve ekonomik hayatta karşılaştığı zorlukları daha da görünür hale getirmiştir.
Yasal değişikliğe rastlamadık
Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) yaptığı açıklamada, bu düzenlemenin içerdiği tehditler hakkında daha fazla bilgi edinmeye çalıştıklarını vurgulamaktadır. Özellikle son günlerde basında sıkça yer alan açıklamalara dikkat çekilerek, ‘tapuda mirasın eşit bölüşülmesi zorunluluğunun kaldırıldığı’ gibi haberlerin doğru olup olmadığını araştırdıklarını bildirdi. Ancak yapılan incelemelerde herhangi bir yasal değişikliğe rastlamadıkları ifade edilmektedir. EŞİK, miras hakkına dair herhangi bir hukuki dayanağın olmamasının, kadınların eşit haklarını tehlikeye atma konusunda ciddiyetle ele alınması gerektiği kanaatinde bulunuyor.
Ayrıca, İstanbul Barosu’nun yaptığı açıklama, bu haberlerin 29/11/2024 tarihli Tapu Sicilinde Arabuluculuk Uygulamaları Genelgesi’nde yer alan düzenlemelerle bağlantılı olduğunu açıklamıştır. Burada, genelge ile getirilen düzenlemenin miras haklarını etkilemediği ve kanaatlerin yasal bir temele oturmadığı ifade edilmektedir. Yine bu süreçte, kadınların hak kaybı yaşama ihtimalinin arttığına dair somut örneklerin de çoğaldığına dikkat çekiliyor.
Anayasa vurgusu
Kadınların eşit miras hakkı, Anayasa’nın 10. maddesi ile güvence altına alınmış durumdadır. Miras hakkına yönelik genelgelerin, bu hakları yok edebileceğine dair herhangi bir hukuki dayanağın bulunmadığını belirten kuruluşlar, bu durumun kabul edilemez olduğunu ifade etmektedir. Anayasa’nın düzenlemeleri doğrultusunda miras paylaşımının eşit şekilde yapılması gerektiği, bu hakkın herhangi bir genelge ile ortadan kaldırılamayacağı belirtilmektedir. Mevcut düzenlemelerin, özellikle kadınların ekonomik haklarından feragat etmeye zorlanmalarına neden olabileceği endişesi büyümektedir.
Yapılan açıklamalarda, “Adalet Bakanı’nın konuyla ilgili sessiz kalması” eleştirilmekte ve acil bir açıklama yapılması talep edilmektedir. Aile içindeki ekonomik şiddet ve kadına yönelik ayrımcılığın önlenmesi adına atılacak adımların ivedilikle değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Yasal çerçeve ve toplumsal normların gözden geçirilmesi sonucu, kadınlara daha eşit bir alan yaratılması gerektiği, aksinin ise toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştireceği ifade edilmektedir. Bu konudaki hassasiyetin arttığı bir dönemde, kadın hakları konusunda yapıcı bir iletişim sürecinin başlatılması gerektiği gün yüzüne çıkmaktadır.
Ekonomik şiddete asla izin vermeyeceğiz
Kadınların eşit miras hakkı, Anayasa ve kanunlar gereği korunmaktadır. Ancak, bu hakların herhangi bir genelgeye dayalı süreçlerle aşındırılmasına kesinlikle izin verilmeyeceği ifade edilmektedir. Miras paylaşımının yalnızca ekonomik bir mesele olmadığını, aynı zamanda kadınların anayasal ve yasal hakkı olduğu bir konudur. Devletin burada yükümlülüğünün, kadınları pazarlık masalarına itmek değil, aynı zamanda kadınların haklarını korumak olduğu vurgulanmaktadır. “Kadın hakları”, toplumun en temel haklarından biri olarak kabul edilmektedir ve bu haklara yönelik her türlü tecavüz, toplum için büyük bir kayıp ve geri dönüş olarak nitelendirilmektedir.
Kadınlar, toplumda eşit yurttaşlık hakkına sahip oldukları gibi, öncelikle eşit miras hakkını talep etmektedir. Bu mücadelenin, yıllar boyunca süregelen bir haksızlığa dur demek adına ne denli önemli olduğu üzerinde durulmaktadır. Durumun ciddiyeti, mülkiyet hakları gibi temel konularda yapılan haksızlıkların, kadınlar üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin ölçülmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Ekonomik şiddet konusunda, devletin yapacağı her türlü müdahalenin kadınları güçlendiren bir anlayış içerisinde gerçekleştirilmesi gerektiği ifade edilmektedir.
Bir genelge, Türk Medeni Kanunu’nun miras paylarına ilişkin açık hükümlerini değiştiremez
İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi, hâlâ gündeme gelen arabuluculuk süreçleri ve miras paylaşımındaki iddiaların yasal dayanağını araştırmakta ve bu süreçte ortaya çıkan bilgiler doğrultusunda oldukça dikkatli bir yol izlemekte olduğunu açıklamaktadır. Yapılan araştırmaların sonucunda, herhangi bir yasal değişikliğin olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Aynı zamanda İstanbul Barosu, miras haklarını tehdit eden düzenlemelerin Türk Medeni Kanunu’nun temel ilkeleriyle çelişeceğini ifade etmektedir.
Özellikle, aile bireyleri arasında miras paylaşımında ortaya çıkan sorunların çözümünde yürütülen arabuluculuk süreçlerinin, kadınlara yönelik daha fazla hak kaybına neden olabileceği bir kez daha gözler önüne serilmektedir. Arabuluculuk sürecinin, toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri ve ekonomik bağımlılıklar dikkate alınmaksızın yürütülmesinin, sonunda daha fazla hak kaybı ve eşitsizlikle sonuçlanabileceği şekliyle endişeler ifade ediliyor. Uzlaşma adı altında yürütülen bu süreçlerin, kadınlar için ciddi bir tehdit oluşturduğu ve bunun önüne geçmek için toplumsal dayanışmanın artırılması gerektiği üzerinde durulmaktadır.
No. | Önemli Noktalar |
---|---|
1 | Yeni düzenleme, mirasın eşit paylaşım zorunluluğunu kaldırmaktadır. |
2 | Kadın hakları örgütleri, bu durumun kadınlar için hak kaybına yol açacağını belirtmektedir. |
3 | İstanbul Barosu, yasal bir değişiklik olmadığını vurgulamaktadır. |
4 | Miras paylaşımında yaşanan güç dengesizliği, hak kayıplarına neden olabilmektedir. |
5 | Bu alanda anayasaya aykırı uygulamalara karşı durulması gerektiği dile getirilmektedir. |
Haberin Özeti
Tapu işlemleri ve miras paylaşımına ilişkin son düzenlemeler, toplumda büyük tartışmalara yol açmış durumda. Kadınların mülkiyet haklarının tehdit altında olduğuna dair endişeler, kadın hakları örgütleri ve hukukçular tarafından dile getiriliyor. İstanbul Barosu, yaşanan durumun yasal dayanağı olmadığını açıkladı. Ancak yapılan düzenlemeler, toplumda cinsiyet eşitsizliklerinin arttığı ve kadınların hak kayıplarının olabileceği kaygısını güçlendiriyor. Anayasa ve Türk Medeni Kanunu hükümleri çerçevesinde, bu süreçlerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiği konusunda yapılan vurgular, kadınların hukuk ve sosyal güvencelerinin artırılmasına yönelik mücadelenin acil olduğunu aşikâr kılıyor.
Sıkça Sorulan Sorular
Soru: Tapu işlemlerindeki yeni düzenleme nedir?
Tapu işlemlerinde mirasın eşit paylaşım zorunluluğu kaldırıldı ve aile içerisinde yazılı anlaşmalarla mülkiyet devri yapılabilecektir.
Soru: Kadın örgütlerinin bu duruma tepkisi nedir?
Kadın örgütleri, yeni düzenlemenin kadınların mülkiyet haklarına zarar verebileceğini ve eşit bir paylaşıma getirileceği endişesini taşımaktadır.
Soru: Yasal olarak bir değişiklik var mı?
İstanbul Barosu ve kadın hakları platformları, yapılan düzenlemenin yasal bir temeli olmadığını açıklamaktadır.
Soru: Miras paylaşımındaki güç dengesizlikleri nelerdir?
Ekonomik veya psikolojik olarak zayıf durumda olan bireylerin, haklarından feragat etme zorunluluğu yaşayabileceği belirtilmektedir.
Soru: Anayasa’nın bu konudaki önemi nedir?
Anayasa’nın 10. maddesi gereği, miras hakkı eşitliği sağlanmalı ve bu hak her türlü genelge veya düzenlemeyle ortadan kaldırılamaz.