
Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ortaklaşa yürüttüğü “Çevreme Duyarlıyım ve Değerlerime Sahip Çıkıyorum” (ÇEDES) projesi, Türkiye genelinde tartışmalara neden olmaya devam ediyor. Son olarak Konya’da, bir imam hatip okulunda meydana gelen olay, eğitim sistemi içindeki ayrımcı ve baskıcı uygulamaları tekrar gündeme taşıdı. Ahmet Hazım Uluşahin İmam Hatip Ortaokulu’nun yaptığı uygulamalar, sadece öğrencilerin eğitim haklarını tehdit etmekle kalmayıp, ailelerin de manevi ve psikolojik olarak zarar görmesine sebep olmaktadır. Bu olay, eğitim kurumlarının, bireylerin haklarına saygı göstermesi gereken yerler olması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.
Makale Alt Başlıkları |
---|
1) Okulda Alınan Öğrenci Kayıt Uygulamaları |
2) Velilerin İtirazları ve Tepkileri |
3) Yasal Yollarla Hakkını Arama Çabaları |
4) Eğitim-İş Sendikasının Görüşleri |
5) Eğitimin Temel Haklar Üzerindeki Etkisi |
Okulda Alınan Öğrenci Kayıt Uygulamaları
Konya’nın Selçuklu ilçesinde bulunan Ahmet Hazım Uluşahin İmam Hatip Ortaokulu, “2025-2026 Eğitim Öğretim Yılı 5. Sınıf Hafızlık Ve Yabancı Dil Ağırlıklı Sınıf Öğrenci Kabul Sınavı” düzenlemiştir. Bu sınav sonucunda başarılı öğrenciler, aldıkları puanlara göre asil ve yedek olarak belirlenmiştir. Ancak okul idaresinin,asel öğrencilerin velileriyle yapılan toplantıda bağış adı altında 5 bin lira talep etmesi dikkat çekmektedir. Bunun yanı sıra, okul müdürü, başı açık öğrencilerin kayıtlarını yapmayacaklarını belirtmiştir. Bu uygulama, eğitim eşitliğini zedeleyici bir durum olarak değerlendirilmiştir.
Okul müdürü, öğrencilerin eğitim haklarını ihlal eden bir yaklaşım sergileyerek, velilere tatmin edici bir yanıt vermek yerine baskıcı bir tavır izlemiştir. Davranışı, eğitim kurumlarının işleyişine dair ciddi endişelere sebep olmuştur. Hülasa, eğitim sisteminin şeffaflıktan uzak, ayrımcı biçimde işlediğini ortaya koyan bu olay, en çok çocukları ve aileleri etkilemiştir.
Velilerin İtirazları ve Tepkileri
Olayın ardından, velilerden Nazlı Akın, okul müdürüne karşı tepkisini dile getirmiştir. Kızının 10 yaşında olduğunu vurgulayarak, böyle bir baskının kabul edilemez olduğunu ifade etmiştir. Velinin iddiasına göre, müdür, toplantıda, başı açık öğrencilerin okula kabul edilmeyeceğini açıkça belirtmiştir. Bu noktada, aileler arasında yoğun bir tartışma yaşanmış, müdürün uygulamaları hem hukuki hem de etik açıdan sorgulanmıştır.
Nazlı Akın, okul müdürüne “Bu sizin şahsi fikriniz mi?” diye sorarak, daha önce başı açık öğrencilerin de okula kabul edildiğini hatırlatmıştır. Veliler, okul müdürünün bu tutumuyla eğitimin layıklık ilkesinin ihlal edildiğine inanarak, hukuki sürecin başlatılması gerektiğini düşünmektedirler.
Yasal Yollarla Hakkını Arama Çabaları
Nazlı Akın ve eşi, müdürün tavırlarına karşı hukuki yollarla hakkını aramaya karar vermiştir. Okul müdürü hakkında suç duyurusunda bulunduklarını belirten Akın, durumu CİMER aracılığıyla da rapor etmiştir. Bu durum, eğitim sisteminin içindeki aksaklıkları gün yüzüne çıkarmıştır. Aileler, çocuklarının eğitim haklarının ihlal edilmesine karşı çıkmakta ve bu konunun arkasında duran bireyler olarak kararlı olduklarını ifade etmektedirler.
Akın, yaşananların sadece kendi çocuğunu değil, benzer durumda olan birçok çocuğu da etkilediğini dile getirmiştir. Bu nedenle, elimizdeki hukuki yolların izlenmesi gerektiğine ve sorumlular hakkında gerekli işlemlerin yapılması gerektiğine olan inancı pekişmiştir.
Eğitim-İş Sendikasının Görüşleri
Eğitim-İş Konya Şube Başkanı Bahattin Ertuğrul, durum hakkında sert açıklamalar yaparak, okul müdürünün yaklaşımının kişi hak ve hürriyetlerine aykırı olduğunu belirtmiştir. Bu tür uygulamaların, Türkiye’nin laik ve demokratik yapısına ters düştüğünü vurgulayan Ertuğrul, sendika olarak müdür hakkında resmi şikayette bulunacaklarını aşikâr etmiştir. Ayrıca, bu durumun eğitim sistemine etkileri ve geçerli yasal düzenlemeleri göz önünde bulundurarak, sürecin takibinin önemli olduğunu ifade etmiştir.
Ertuğrul, “Türkiye Cumhuriyeti, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir” diyerek, bu tür baskıcı uygulamalara karşı durulması gerektiğini savunmuştur. Okulun imam hatip olması nedeniyle kimlerin kabul edileceği konusunda katı kural ve dayatmaların olmaması gerektiğini belirtmiştir.
Eğitimin Temel Haklar Üzerindeki Etkisi
Bu olay, eğitim hakkının yalnızca bir öğrenim süreci değil, aynı zamanda bireylerin insan haklarına sahip olmaları gerektiği gerçeğini ortaya çıkarmaktadır. Eğitim alanında herkesin eşit kabul edilmesi gerektiği ve ayrımcılığın kabul edilemeyeceği unutulmamalıdır. Öğrencilerin yaşları gereği bu tür baskılar altında bırakılması, uzun dönemli psikolojik etkiler yaratabilir ve çocukların özgüvenlerini zedeleyebilir.
İlgili kurumların çalışanlarının, yasaların üzerinde bir güç olarak kendilerini görmemesi gerektiği vurgulanmakta ve eğitim sisteminin düzenlenmesi adına daha çok çalışılması gerektiği ifade edilmektedir. Bu tür uygulamalar, eğitimde eşitlik ilkesinin ihlali anlamına gelmekte ve toplumda güvensizlik yaratmaktadır.
No. | Önemli Noktalar |
---|---|
1 | Okul müdürü, başı açık öğrencilerin okula alınmayacağını ifade etmiştir. |
2 | Veliler, okul müdürünün tavırlarına karşı hukuki yollarla hareket edeceklerini belirtmişlerdir. |
3 | Eğitim-İş sendikası, okul müdürünün eylemlerine karşı resmi şikayette bulunmayı planlamaktadır. |
4 | Okulda okuyan başı açık bir öğrenci olmaması gerektiği belirtilmiş, bu durum eğitim eşitliğine aykırıdır. |
5 | Yaşanan olay, aileler ve çocuklar arasında derin psikolojik etkiler yaratmaktadır. |
Haberin Özeti
Sonuç olarak, Konya’daki bu olay, eğitim sisteminin insan hakları ve eşitlik ilkeleri açısından ne denli önemli olduğunu gözler önüne sermektedir. Eğitim kurumlarının, bireylerin hür iradesine saygı duyması ve ayrımcılığa karşı durması gerekmektedir. Velilerin ve çocukların haklarının ihlal edilmemesi için daha fazla çalışma yapılması gerektiği aşikârdır. Eğitim, insan hayatındaki en önemli unsurlardan biri olması nedeniyle, bu tür sorunların çözülmesi kaçınılmazdır.
Sıkça Sorulan Sorular
Soru: Okul müdürü başı açık öğrencilerin kaydını neden yapmıyor?
Okul müdürü, kendi kişisel görüşüne dayanarak başı açık öğrencilerin kayıtlarını kabul etmeyeceklerini belirtmiştir.
Soru: Velilerin itirazı karşısında okul müdürü nasıl bir tutum sergiliyor?
Okul müdürü, velileri disiplin cezası ile tehdit ederek başı açık öğrencilerin kaydını yapmayacağını vurgulamıştır.
Soru: Eğitim-İş sendikası bu konu hakkında ne düşünüyor?
Eğitim-İş sendikası, müdürün uygulamalarının kişi hak ve hürriyetlerine aykırı olduğunu belirterek resmi şikayette bulunmayı planlamaktadır.
Soru: Veliler hangi adımları atmayı planlıyor?
Veliler, okul müdürü hakkındaki şikayetlerini CİMER ve savcılık aracılığıyla dile getireceklerini belirtmişlerdir.
Soru: Bu tür uygulamalar eğitim sistemine nasıl yansır?
Bu tür uygulamalar, eğitimde eşitlik ilkesinin ihlaline ve toplumda güvensizliğe neden olabilir.